Crans-Montana’dan sonra müzakerelerin resmen bittiğini açıklayan BM, şimdi yine taraflara tekrar masaya oturmaları çağrısında bulundu. Rumlar ise, Guterres Çerçevesi’nin taraflarca kabul edildiğinin doğrulanması halinde, müzakerelerin kaldığı yerden devam etmesi için Crans-Montana tipi yeni bir prosedüre şart koşmadan katılmaya hazır oldukları mesajını verdi. Rumların bu açıklamasında önemli olan ve Rumların niyetlerini açıkça ortaya koyan bölümlere vurgu yapmak lazım. Rumlar diyor ki: “Müzakereler kaldığı yerden devam etsin.” Ardından da Rumlar, “Crans-Montana tipi yeni bir prosedüre şart koşmadan katılmaya hazırız.” açıklamasıyla tekrar “federasyon çözümü”ne odaklanarak, böyle bir çözümü KKTC’ye kabul ettirmek isteyeceklerinin sinyallerini vermektedirler. Bu Rum politikasının hedefi KKTC’dir. Rumların en başta gelen hedefi KKTC bağımsız, egemen devletini ortadan kaldırmaktır. “Federasyon çözümü”nün amacı da budur zaten.
Peki, KKTC, böyle bir şartsız ve önü açık “ikinci Crans-Montana” müzakerelerine evet derse ne olur? Olacak olan şudur: Bir defa, KKTC bağımsız, egemen devletinin devamı, yaşaması ve sonunda tanınması hemen rafa kaldırılır. KKTC Devleti böyle bir müzakere sürecine girer mi? Sanmıyorum. BM’nin Rumları memnun etmek için yeni bir “müzakere” sürecini başlatma çabaları boşuna. BM, “federal çözüm” ile Rumları memnun etme politikasını sürdürdükçe, KKTC Devleti’de bu taraflı BM politikasına karşı kararlılığını göstermelidir. Hangi konuda kararlılık onu da söyleyelim. KKTC’nin tanınması konusunda kararlılık. KKTC dış politikası, KKTC’nin ayrı bir devlet olarak yaşamını sürdürmek istediğini kararlılıkla ortaya koyması gerekmektedir.
KKTC bağımsız, egemen devleti, egemenlik haklarını kullanarak tanınma isteme hakkına sahiptir. Uluslararası Hukuk çerçevesi içindeki bu hak çok önemlidir. Bu hakkı kullanmak KKTC Devletini düzlüğe çıkaracaktır. Tarafsız gözlemcilerin de yeni bir “müzakere sürecinin” hiçbir sonuç vermeyeceğini anlatmaya çalıştıkları da ortada. KKTC halkı da yeni bir “müzakere” sürecinin başlamasını istemiyor. KKTC Cumhurbaşkanı Sn. Akıncı, ucu açık hiçbir müzakere sürecine KKTC’nin katılmak istemediğini söylemişti. Buna karşılık, Rumlar “şartsız”, yani ucu açık “müzakerelerin tekrar başlatılmasından yana bir politikayı uygulamaktadır. “Müzakere” süreci zaten bu noktada kilitlenmiş demektir. Bunun ötesine gidip ödün vermenin hiçbir anlamı yoktur.
Kısacası, Rumlar “müzakereler” ile “federasyon çözümüne” ulaşmak için kendilerine bir hedef koymuşlardır. Tekrar ediyorum: Rumlar, KKTC Devletinin şu veya bu şekilde ortadan kaldırılması için kendilerine bir hedef koymuşlardır. Rumların en büyük amacı KKTC Devletinin ortadan kaldırılmasıdır. KKTC bağımsız, egemen devleti ortadan kalktıktan sonra, Rumlar için iş çok kolaylaşır. BM’nin tarafsızlığını yitirerek, Rumlara destek vermesi düşündürücüdür. KKTC Meclisi’nin bir tanınma kararı çıkarması ile KKTC’nin tanınması gündeme gelecektir. Böyle bir karara ne BM ne de Rumlar engel olabilir. KKTC bağımsız, egemen devleti, Uluslararası Hukuk çerçevesi içinde böyle bir Meclis kararı çıkarma hakkına sahiptir... Müzakere olmamalı.