Kıbrıs Türk halkının en başta gelen ve en önemli sorunu, Rumlarla aramızdaki nüfus açığının sürekli büyümesidir.
Güneydeki nüfusun dış göçlerle
Kıbrıs Türk halkının en başta gelen ve en önemli sorunu, Rumlarla aramızdaki nüfus açığının sürekli büyümesidir. Güneydeki nüfusun dış göçlerle sürekli olarak artması ve bizim hala daha 300 bini bile bulamamamız, ciddi sıkıntılara sebep olacak büyük bir sorundur. Nüfusumuzun azalması ve aramızdaki açığın daha da artması durumunda, Kıbrısta ayrı bir varlık olarak kendimizi kabul ettirmemiz ve hak talebinde bulunmamız zorlaşacaktır. Zaten on binlerce şehit kanı ile aldığımız Kıbrısın halen yaklaşık %66sını,sırf nüfusumuzun daha az olması nedeniyle Rumlara daha doğrusu Yunanistana kaptırdık. Halen Yunan-Rum ikilisi, sırf nüfus üstünlüklerine dayanarak adanın tümü üzerinde hak talebinde bulunduğuna göre, biz de nüfusumuzu artırmalıyız. Geçmiş hükümetin İçişleri Bakanının yeni vatandaşlık yasası hazırlanacağı bahanesi ile hak sahibi olanlara bile vatandaşlık vermemesi, hatta ülkemizde yatırım yapan kişilerin bile yasal hakları olmasına rağmen vatandaşlık işlemlerini durdurması, sadece Rumların1878den beri uyguladıkları nüfus politikasına hizmet etmiştir. Mecliste bulunan yasa tasarısında yılda en çok 700-750 yeni vatandaşlık verilmesinin ve 10-15 yıldan beri ülkemizde yaşayanlara bile vatandaşlık verilmemesinin öngörülmesi, uzun vadeli çıkarlarımıza hizmet eden basiretli bir seçenek değildir. Hele yeni yabancılar ve vatandaşlık yasa tasarısında, ülkemizde yatırım yapmak isteyen yabancıların en az 3 milyon Euro tutarında bir parayı yerel bankalarımızdan birine yatırması, buraya yatırılacak paranın 1 milyon Euroluk kısmının sağlık ve eğitimle ilgili kuruluşlara hibe etmesi koşulu, ülkemizde yatırım yapılmasının engellemek istenildiği kuşkusuna sebep olmaktadır. Oysa uzun vadeli çıkarlarımız bakımından yeni yabancılar ve Vatandaşlık yasa tasarısında aşağıdaki hususlar göz önünde bulundurulmalı : 1.Halen yüksek öğrenimini tamamlayan gençlerimizin tümüne yakınının göç etmesi gerçeği dikkate alınmalı ve istihdam olanakları yaratılabilmesi amacı ile yabancılar yasasında dış yatırımları caydırıcı değil, aksine özendirici düzenlemeler yapılmalı; 2.Beş yıl ve daha fazla zamandan beri bizimle yaşayan, geçimini sağlayabilecek düzeyde gelir elde edebilen, düz işçi ve sanatkar ihtiyacımızın karşılanmasında katkısı olan ve ülkemizde doğan Türk asıllı kişilere, sorun çıkarılmadan vatandaşlık verilmeli; 3. Yunanistandan her isteyen Rum tarafına yerleşebileceğine göre, Türkiyeden de hiç olmazsa nitelikli, ekonomimize katkıda bulunabilecek Türk asıllı kişilerin, ülkemize yerleşmesine olanak sağlanmalı. Özellikle, düz işçi ihtiyacımızın karşılanması amacı ile, Türk asıllı olan ve temiz sicilli, sağlıklı, kişilere 5 yıl gibi makul bir geçiş döneminden sonra mutlaka vatandaşlık verilmeli; 4.Halen atıl durumda bulunan 15 bin dolayındaki villanın yabancı emeklilere ve geçimini sağlayabilecek düzeyde geliri olan yabancılara pazarlanması için, ikamet ve tapulama işlemlerinde teşvik edici düzenlemeler yapılmalı; 5.KKTCdeki üniversitelerde öğrenim gören kişilerin ebeveynlerine, basit formalitelerle uzun vadeli ikamet izni verilmeli. Kuşkusuz herkesin bir dünya görüşüne sahip olması yadırganamaz .Ancak devlette sorumlu makamlarda görev yapanlar, kendi tercihleri yerine, ülkenin ve halkın çıkarlarını ön planda tutmak zorundadır. Rum-Yunan ikilisinin bize karşı kullandığı en güçlü koz olan nüfus üstünlüğünü devam ettirmesine yardımcı olanların, gelecek nesiller tarafından iyi sıfatla anılmayacağı bilinmelidir.