Siz istediğiniz kadar aile bütçesinin çarklarını tökezletmeden döndürmeye çalışın, istediğiniz kadar en elzem ihtiyaçlardan kısıntılara gidin, uçuk, seçik bir geliriniz söz konusu değilse o çarkı döndürmeye gücünüz yetmez, zorlanmaya mahkumsunuz!

Hem de devlet eliyle, mahalli idareler marifetiyle ve de şiirsel anlatımlar eşliğinde.

Vatandaş ta bu şiirsel içerikli gerekçeleri boş gözlerle dinliyor, sadece dinlemekle yetiniyor!

Geçtiğimiz hafta 10 kg tüp gaza 30 TL birden zam getirildi, 385 TL ye yükseltildi. Aykırı bir ses çıktımı?

Çıkmadı!

Lefkoşa Belediyesi konut hizmet bedelini asgari ücretin yüzde 25 ine yükseltti. Hızını alamadı, ton başına 3.5 TL ye aldığı su yu 18.30 a çıkardı. Ses çıktı mı? Çıkmadı!

Emlak vergilerine getirilen zam oranlarını faturalar dağıtılmadığından vatandaş ay sonu ödeme yaparken öğrenebilecek.

Tepkisel bir hareket ya da beyanat işitildi mi? Muhalefetten sözüm ona yapılan sıradan açıklamalar la yetinildi.

Son olarak toplu taşımacılığa yüzde 55 oranında artış getirildi!

Sorarım, bu halk bu kadar yükün altından nasıl kalkabilecek?

Yemeden içmeden, bir ayda iki adet 10 kg gaz tükettiğini varsayarsak vatandaşın ödemek zorunda kaldığı miktar 570 TL, zamlardan sonra belediyeye ödemekle mükellef olduğu miktar 450-500 TL .Yaşamakta olduğu mahallin dışında iş tutuyorsa ya da Orta dereceli okula giden çocuğu varsa, otobüse, minibüse vereceği miktarları düşünün.

Gelelim sırt, baş ve yiyecek, içecek kalemlerine!

El yakan raf fiyatları karşısında tükürüğünü yutmakta zorlanan vatandaşın bir de kasa imtihanı var.

Zira bu memlekette raf fiyatları ile kasa fiyatları birbirini asla tutmuyor.

Etiket fiyatları o denli süratle değişiyor ki, marketin etiketleri değiştirmekle görevlendirdiği çalışan bunu yapmaya yetişemiyor.

Nasıl olsa denetleyen bir merci de olmadığından “vurun abalıya”!

Belediyeler sorumluluk alanlarında açık pazarlar kurdurdu. Neden? Vatandaş daha ucuz tüketim maddelerine ulaşabilsin diye.

Pazara normal saatlerde gittiğiniz takdirde etiketler market fiyatlarının da üzerindedir. Kem gözlere şiş, ne fatura, ne de fiş!

Alış veriş ortamları cambazlık noktalarında.

Pazara akşam kapanış saatlerinde gittiğiniz takdirde, çöpe gidecek mallar ortaya çıkarılıyor, ucuz mal furyası işte bu sıralarda oluyor.

Çöpe gidecek mal almaya razı iseniz bu saatlerde alış veriş yapabilirsiniz!

Satışa sunulan çöpe dökülecek nitelikteki sebze ve meyveyi belediyeler denetliyor mu?

Sanmıyorum, zira gün boyu ortalarda gezinen belediye görevlilerini de görmüyorum.

İşte bizim hikayemiz sevgili dostlar! Halkının kazıklanmasına, çöpe dökülecek gıdalarla yaşam sürmesine ses çıkarmayanlar şiirsel nitelikli anlatımlarla devri-devran sürdürüyorlar, ülkede pahalılığı dolayısıyla açlığı yaratıyorlar!