Sığınma evleri ile bu iş bitmez!

25 Kasım Kadına yönelik şiddete karşı Uluslararası mücadele ve dayanışma günü vesilesiyle etkinlik düzenleyen sendika ağırlıklı kuruluşlar “sığınma evi hemen şimdi” başlığıyla bir anlamda protestoya benzer bir yürüyüş gerçekleştirdiler!

Etkinliğe katılan kuruluşları alt alta koyduğunuzda, çoğunun kadına karşı şiddeti siyasi amaç uğruna gündeme taşıdıklarını hemen anlarsınız!

Kadını gerçek anlamda korumak ve kollamak yerine politika malzemesi olarak kullanmak, kadına yapılabilecek en büyük kötülüktür!

Devletin Kadın Sığınma evi oluşturması isteniyor.

Bir ara Lefkoşa Belediyesi devletin yapamadığını yapacağını duyurmuştu! Kadın sığınma evi oluşturdu mu, oluşturmadı mı, bilmiyorum ama geçmişte yapılan deneyimlerden yola çıkarak şunu aktarmak istiyorum.

Her bölgede sadece kadın sığınma evleri oluşturmakla bu sorun bitmez!

Küçük Kaymaklıdaki Poliklinik ittisalinde bir dönemde bir Kadın Sığınma evi oluşturulmuştu.

Bu konuya geçmişte de değinmiştim.

O günlerde civar komşulardan, oluşturulan bu Kadın Sığınma eviyle ilgili olarak hiç te iyi şeyler duymamıştım.

Doğru, yanlış, sığınan bazı kadınların bu evi belli saatlerden sonra yatı evi olarak kullandıklarını söylüyorlardı.

Önemeli olan sığınma evi oluşturmaktan da öte bu evleri kontrol altında tutabilmektir.

Bu evlere sığınan kadın ve çocukların dert ve sorunlarına uzanabilmektir.

Sığınma evi oluşturmuşsunuz ama vakitten sonra şiddetinden kaçılan adamda bu eve yatmaya geliyorsa o mekan  sığınmadan öte konaklama yeridir!

Tabir yerindeyse devleti “keriz” yerine koyma şeklidir!

Kadına şiddete gelince!

Şiddet  gerçekleşene kadar değil devletin kimselerin  yapabileceği pek bir şey yok!

Her evin kapısına bir emniyet mensubu dikebilme olanağı olmadığına göre, bu iş eğitimden, görgüden, organize yerleşimden geçer!

Kolu komşunun duyarlı davranışından geçer.

Kavga gürültüye, kadın çığlığına, çocuk feryadına kulağınızı kapatırsanız bu ne komşuluktur, ne de insanlıktır.

Bu rezilliği yaşamak, sıranın size de gelmesine kadardır!