KKTCnianavatanımız Türkiyeden başka tanıyan yoktur, tanıyan olmayacaktır  düşüncesinden hareketle  Federal devlet/Birleşik Kıbrıs gibi  bir çözümle dünya ile bütünleşeceğiz diyenlere  sormak lazım.  KKTCden  ikide bir “…çözüm, hemen şimdi çözüm.. Barış engellenemez…” sesleri yükselirse büyük güçler KKTCni tabii ki tanımaz!...Ve sonra da  dönerler ;  tanınma istediniz de biz tanımadık mı diye sorarlar!…

 Kıbrıs Türk halkı birlik ve beraberlik içinde kendi devletine önce kendi sahip çıkacak sonra da  anavatanımız Türkiye ile birlikte el ele omuz omuza devletimiz KKTCnin tanınmasını isteyeceğiz, Kıbrıs Türk halkının bu topraklarda  tutunabilmesi için, varlığını devam ettirebilmesi için tek seçeneği KKTCni yaşatmaktır…

Kıbrısta  siyasi  çözümün gerçekleşmesi  için ihtiyaç  duyulan tek  şey , Rumların gerçek manada  irade sahibi olmalarıdır.Önemli olan siyasi iradedir. Rum-Yunan  ikilisi güçlü bir siyasi irade gösterirse , siyasi bir çözüme varmamak için hiçbir neden yoktur.  Bu da çok bir şey istemez!... Biraz yürek ister!... Ne demek ?Rumların Kıbrıstaki gerçekleri görerek  ; Kıbrısta mevcut  bağımsız ve egemen iki  devletin  varlığını kabul etmesi demektir….

Kıbrıs Türk halkı yıllardan beri  uluslararası toplumdan uzaklaştırılmış ve bir yerde  cezalandırılmış durumdadır. Bir nesil, hayatını  siyasi çözümsüzlük içinde devam ettirdi ve halen devam ettirmektedir.

Kim ne derse desin,  günümüzde de siyasi çözüm, hiç de yakın değildir. Müzakere sürecinde  Kıbrıs Türk tarafının gösterdiği  yaklaşım ve siyasi irade  Rum tarafında  istesek de istemesek de  yoktur. Türk tarafı siyasi çözüm yolunda  umutlu olabilir!... Ancak  bilelim ki  Rum tarafı  Kıbrıs Türk  tarafının  masada oyalamakta ve zaman  kazanmaya  çalışmaktadır. 50 yıldan beri Rumlardan  bu yönde atılan olumlu bir adım görmedik, bundan sonra da  görmeyeceğiz…

KKTC ve Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerine düşen görev Adada anavatanımız Türkiyenin  etkin ve fiili  garantisinin devam edeceği ,KKTC ve Güney Kıbrıs Rum devletinin  yan yana bağımsız  varlıklarını  sürdürmelerini  esas alan  bir çözümden başka  bir çözüm şeklinin  değerlendirilmeyeceğinin  uluslararası topluma kesin bir şekilde açıklanması gerekir….

Kıbrıs açıklarında çıkması muhtemel Hidrokarbon yataklarının  ada için bir şans  olduğunu söyleyenler vardır. Biz bunu kabul edemeyiz.  Hidrokarbon yataklarından gelecek  gelirler için Ruma yama olamayız.  Kıbrıs sorunu ekonomiden kaynaklanan bir sorun değildir.Rumlar, Kıbrıs Türk halkının  haklarını  , KKTCnin haklarını  değil, Maronitler , Ermeniler gibi azınlıklara vermeyi  düşündükleri oranda gelirden pay vermeyi düşünüyorlar.

Kıbrısta siyasi çözüm için  duyulan ihtiyaç gerçek manada  siyasi iradedir. Kıbrıs sorunu maddi çıkarların olduğu bir sorun değildir.

 

Kıbrısta yürütülen müzakere  sürecini değerlendiren uzmanlar, adada her iki tarafın da siyasi  iradesinin çözümden yana olmasının yanı sıra  Türkiyenin  AB ilişkilerinde yakaladığı ivmenin  de olumlu havada etkili olduğu görüşünü paylaşıyor. Bu yorum kabul edilebilir bir yorum değildir. GKRYnin  ve Yunanistanın üye olduğu bir ABne Türkiyenin üye olması  mümkün değildir…Rum-Yunan ikilisi buna izin vermez…Rumların ‘evet oyu kullanması  tabiatın kanununa aykırı olur!...

Kıbrıs  sorununda  da fedakarlığın sadece  KKTC ve  Türkiye tarafından yapılması bekleniyor…Kıbrıs  sorunu Rum liderliğince sadece  bir işgal sorunu ve/veya  Türk askerinin adadaki varlığına dayalı bir sorundur. Kıbrısta şu anda  Türk ve Rum liderlerinin  yakın duruşlarına  dayalı siyasi bir çözüm beklenmesi de yanlıştır….

Dünyada  birleşik devletler , Konfederasyonlar yıkılır ve bağımsız yeni ulus-devletler ortaya çıkarken KKTCnin  feshedilmesi ve Kıbrıs Türk halkını ‘sözde Kıbrıs Cumhuriyetine yamalanmasının istenmesi, dini, dili, kültürü tamamen farklı iki halkın birleşmesi ve ortak bir devlet kurması hayal değil de nedir?

 

Sonuç olarak; bu durumu başta ABD, İngiltere, BM, AB ve Rusya gibi  dünyayı temsil edenlerce hiç de göz ardı edilmemeli  ve KKTCnin  tanınması için  gerekli adımların  atılmasına  fırsat verilmelidir….