27-29 Nisan 2021 tarihleri arasında Cenevre’de gerçekleşen 5+BM Konferansı, gerçekte Türk tarafının bir önerisiydi ve BM Güvenlik Konseyi, tarafların samimi ve özgür iradeleriyle kendi görüş ve düşüncelerini rahat bir şekilde paylaşmaları için gereken ortamın sağlanması amacıyla toplantının formatının gayrı resmi olmasına karar verilmişti..

KKTC Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde ısrarla 52 yıldan beri görüşülen “Federasyon tezi” yerine “egemen eşitlik” temelinde iki devletli çözümü konuşacağım, hedefim “Egemen Eşitlik temelinde iki devletli çözümdür” diyen ve bunda da ısrar eden sayın Ersin Tatar 18.10.2020 tarihinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olarak seçilmiştir..

25 Ekim 2020 tarihinde yazılı basınımıza yansıyan haberde Cumhurbaşkanlığı görevi için KKTC Cumhuriyet Meclisinde yemin etmesinin ardından gündemi değerlendiren KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar: “Ben, Halkın Cumhurbaşkanıyım. Bütün halkın Cumhurbaşkanı olarak her kesimi kucaklayıcı, birlik, beraberlik, toplumsal uzlaşı ve mutabakat anlayışıyla çalışmalarımı sürdürmek istiyorum.

Egemen İki Devletli çözüm, esas itibarıyla doğru olandır, çünkü Kıbrıs’taki gerçek budur. Şu anda Kıbrıs’ta iki devlet vardır. Bu yapıyı isteseler de değiştiremezler. Hiçbir güç bu yapının değişmesine imkan tanımaz ve tanıyamaz..

Gazetecilerin sorularını yanıtlayan KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar: “Crans Montana’da sayın Akıncı’nın katıldığı toplantılarda, Türk tarafının her türlü iyi niyetine rağmen karşı taraftan bir iyi niyet göstergesi gelmemesi ve dolayısıyla bu şekilde bir sürecin artık kimseye fayda sağlamayacağı noktasıyla, Türkiye’nin de bizle örtüşen düşünceleri ve beklentileriyle, artık alternatif çözüm modellerinin masaya getirilmesi lazım. Egemen eşitlik temelinde, yan yana yaşayan iki devlet ve o devletlerin işbirliğini daha fazla müzakere masasına getirmek için mücadele vereceğim. “İki devletli çözüm, esas itibarıyla doğru olandır çünkü gerçek budur” demişti..

Gerçek şu ki; KKTC’ni yıkmaya ve ortadan kaldırmaya kimsenin gücü yetmez. Devlet kurma erdemine, onuruna ve haysiyetine erişmiş bir halk, yarım asır sonra kendi devletinin ortadan kalkmasına asla seyirci kalamaz.

26 Kasım 2020 tarihli yerel basınımıza yansıyan haberlere göre GKRY Lideri Anastasiadis: “Ada’daki Fiili Durumun ve Belirlenmiş BM Parametreleri Haricindeki Fikirler Kabul Edilemez” diyordu.. “Ada’yı yeniden birleştirmek , garantörler veya askeri müdahale aracılığıyla yabancı bağımlılıklarından ve yabancı asker varlığından kurtulmuş, gerçekten bağımsız ve egemen bir devlet kurmak birinci önceliğimiz olmaya devam ediyor” ifadesini kullanan Anastasiadis, “Bizim açımızdan kabul edilemez bir fiili durum var, belirlenmiş BM parametreleri dışındaki fikirler sürdürülebilir seçenek değil” diye eklemişti

BM Genel Sekreteri’nin, müzakerelerin kaldığı yerden devam etmesi için gerekli şartların olup olmadığını değerlendirmek için gayrı resmi bir konferans çağırma niyetini “selamladıklarını” söyleyen Anastasiadis: “Türkiye’nin, şantaj ve tehdit statüsü altında değil, eşit zeminde yapıcı ve iyi niyetli müzakere için uygun ortam yaratılması gerektiğini nihayet anlamasını dilerim” demişti.

Diğer yandan, “Kıbrıs’ta Çözüm İçin Federasyon’u Tartışmak Artık Zaman Kaybıdır” diyerek KKTC Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanan sayın Ersin Tatar 5+BM Konferansına giden yolda aylarca Kıbrıs Türk tarafı bölgemiz için en doğru, en gerçekçi ve en sonuç alıcı zeminin “Bağımsız ve Egemen Eşit İki Devletin Yan Yana Yaşamasıdır” diyordu.

Kıbrıs sorunu ile ilgili olarak konuşmalarında 27-29 Nisan 2021 tarihleri arasında Cenevre’de gerçekleşen 5+BM Konferansında KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar’ın gündeme getirmiş olduğu ve de BM Genel Sekreteri Guterres’e arz ettiği 6 maddelik öneri dizisinde “İki Devletli Siyasi Çözüm” için BM Güvenlik Konseyinden açılım istedi ve de Kıbrıs Türk tarafı olarak önerilerinde BM Genel Sekreterinin inisiyatif alarak yeni bir BM kararı geçirmesini ve Kıbrıs Türklerinin, Kıbrıslı Rumlarla eşit uluslararası statüye ve egemenliğe sahip olmasını istedi.. Ancak , aramızda bu gelişmeleri hala daha kabullenemeyenler vardır, “Bu düşünceler Cenevre öncesi KKTC’de siyasi partilerle paylaşmadı” diyenler vardır, gazetelerdeki köşe yazılarında bu konuyu dile getirenler vardır.

Gerçek şu ki; sayın Ersin Tatar’ın KKTC Cumhurbaşkanlığına giden yolda bu söylemlerini dile getirerek Cumhurbaşkanı seçilmesini ısrarla kabullenemeyenler vardır.. Ne yazık ki; Rum-Yunan ikilisinin Enosis’e giden yolu açma hedefleri nedeniyle dünden bugüne Kıbrıs’ta adil ve kalıcı bir siyasi çözüme varılamayacağını birlik ve beraberlik içinde dile getirmeleri gerekirken; aramızdan bazıları hala daha ortaya çıkan bu gelişmeyi kabullenemeyenler vardır!..

Yine her fırsatta, KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar’ın Cenevre’ye giderken muhalefet partilerine mensup milletvekillerini bilgilendirmediği yönünde şikayet edenler vardır. İyi de 18.10.2020 tarihinde KKTC Cumhurbaşkanı seçilen sayın Ersin Tatar, Kıbrıs sorununun siyasi çözümüne giden yolda hedeflediği ne varsa günümüzde konu edilen çözüm önerilerinin tümünü seçim öncesi konuşmalarında ve söylemlerinde her gün dile getirdiği gibi KKTC Cumhurbaşkanı olduktan sonra da ayni söylemlerine devam etmiştir. Sayın Ersin Tatar dün öyle bugün böyle konuşmadı, hep dik durdu ve de dün olduğu gibi bugün de KKTC’nin yaşatılmasını ve tanınmasını savunmaktadır..

Tek farkla 27 Nisan 2021’de “Bu söylemlerini BM Genel Sekreterine sunarken yazılı olarak 6 maddede toplayarak” BM Genel Sekreterine arz etmiştir. Normal süreçte bu maddeleri çeşitli vesilelerle tek tek dile getiren KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar; bunları derleyip toparlayıp BM Genel Sekreterine arz etmişse, günlük söylemlerinden farklı bir şey söylemişse; bu söylemleri kabullenemeyenlerin KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar’ın 6 maddelik sunumun ardından uyanarak yaygarayı koparmaları düşündürücüdür..

Gelinen noktada sayın Ersin Tatar aylarca dile getirdiklerinden farklı bir şey söylemiş olsaydı sürpriz bir gelişme olabilirdi ama ortada farklı bir söylem yoktur.. Dahası BM Genel Sekreteri Guterres’in Cenevre’deki gayrı resmi görüşmeleri Kıbrıs Türk tarafının sunduğu alışılmadık Öneri Paketi nedeniyle sonlandırıldığını ifade edenler vardır, yazık hem de çok yazık!..

İyi de aylar öncesinden “yeni önerilerle geliniz” diyen Guterres değil miydi? Türk tarafı Guterres’in çağrılarına uyarak Cenevre’ye yeni fikirlerle giderken Rum-Yunan ikilisi 50 yıldır ne söylerse ayni söylemlerle Cenevre’ye gittiler. Rum-Yunan ikilisi “Garanti Antlaşmaları iptal edilmeli , Türk askeri Kıbrıs’tan gitmeli, Kıbrıs Türkleri ‘azınlık’ haklarına razı olmalı” demekten başka ne söyledi de biz bilmiyoruz?

Rum Liderliği 50 yılı aşkın bir süreden beri Kıbrıs Türk Halkını ‘azınlık’ hakları ile ‘sözde’ Kıbrıs Cumhuriyeti’ne yamalamak istiyorlar. Garanti Antlaşmalarının iptalini ve Türk askerinin adadan ayrılmasını istiyorlar. Ama Kıbrıs’ta adil ve kalıcı bir siyasi çözüm için; Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde söylediklerine Cumhurbaşkanı olarak seçilmesinin ardından da ayni söylemleri dile getiren ve de ayni söylemlerini 5+BM Konferansının ilk gününde 6 madde halinde BM Genel Sekreteri Guterres’e arz eden KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar’ı aramızda bizim bu önerilerden haberimiz yoktur, bu önerileri bizimle paylaşmadı diyen siyasi parti başkanları vardır, bu önerilere karşı çıkan dernekler vardır!...

5+BM Konferansı öncesi Ankara’ya uçuşu öncesinde “Artık Federal Devlet Temelinde Bir Antlaşma Olamayacağını” ifade eden KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar: “Kıbrıs’ta yan yana yaşayan iki eşit egemen devletin işbirliğine dayalı yaşayabilir kalıcı ve sürdürülebilir bir antlaşma yapılabileceğini” dile getirmişti..

O günde, geçmişte yaşananları herkesin çok iyi bildiğini dile getiren sayın Ersin Tatar: “Cenevre’ye güçlü ve gönül rahatlığı içinde gideceğim.. Türkiye ile tam bir mutabakat içinde yan yana yaşayan iki egemen devletin işbirliğine dayalı çözüm vizyonlarını anlatacaklarını” dile getirmişti ve de bu söylemleri yazılı basınımızda da yer almıştı…

O günde Kıbrıs’ta iki ayrı eşit egemen devlet olduğunu ve bu iki yapının uluslararası statünün kabul edilmesi gerektiğini dile getiren sayın Ersin Tatar: “Bunun dışındaki alternatiflerin tüketildiğini, müzakere masalarında bir 50 yıl daha zaman kaybetmenin anlamı olmadığını söylemişti…

Sonuç olarak; gelinen noktada yıllarca devam eden federasyon görüşme süreci kesinlikle sona ermiştir. Görüşme sürecine Rum liderliğinin hedeflediği Crans Montana Konferansında kalındığı yerden kesinlikle devam edilemez.. Federasyon çözümü gündeme getirilemez..

Gelinen noktada her aşamada Rum-Yunan ikilisi; siyasi eşitliğimizden, egemenlik haklarımızdan, Anavatanımız Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinden, bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinden vazgeçmemizi istemektedir. Rum Liderliği her fırsatta tek egemenlik, tek devlet, tek uluslararası temsiliyet, tek uluslararası kimlik, tek vatandaşlık ve Birleşik Kıbrıs’ta ‘azınlık’ haklarına razı olmamızı istiyorlar. Garanti Antlaşmaları iptal edilmeli, Türk askeri Adadan gitmeli, Kıbrıslı Türkler ‘azınlık’ haklarına razı olmalıdırlar diyorlar..

Kıbrıs Türk Halkı olarak diyoruz ki; bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden, Anavatanımız Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinden asla vazgeçemeyiz.. . Bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınmasına giden yol açılmalıdır.. Tanısalar da tanımasalar da KKTC vardır ve var olmaya devam edecektir..

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sen Çok Yaşa…