Tarımsal faaliyetlerde başarı, elde edilen ürünlerin üreticiye kazanç sağlayacak şekilde pazarlanmasına, değerlendirilmesine bağlıdır.
Bu nedenle tarım kesimi ile ilgili faaliyet gösteren...
Tarımsal faaliyetlerde başarı, elde edilen ürünlerin üreticiye kazanç sağlayacak şekilde pazarlanmasına, değerlendirilmesine bağlıdır.
Bu nedenle tarım kesimi ile ilgili faaliyet gösteren resmi devlet kuruluşları ile üretici kuruluşları, öncelikle ürünlerin pazarlanması konusuna önem vermeli.
Ülkemizde bir çok sorun gibi tarımsal ürünlerin pazarlanmasındaki sıkıntılar da işin kolay tarafından çözümsüzlüğe, ambargolara bağlanmakta ve böylece sorumluluktan kurtulmağa çalışılmaktadır.
Oysa her bakımdan bize fedakarca yardım ve desteğini esirgemeyen anavatanımız sayesinde, çözümsüzlükten tanınmamış bir devlet olmamızdan ve ulaşımdan kaynaklanan sıkıntıların kabul edilebilir en düşük düzeye indirilmesi mümkündür.
Yalnız mevcut koşullarda Tarımsal ürünlerimizin pazarlanmasındaki sorunları, sadece kendi gücümüz ve olanaklarımız ile ortadan kaldırmamız oldukça zordur.
Bu nedenle bu sorunları gerekirse en üst düzeyde anavatan yetkililerine iletmemiz ve pratik çareler üretilmesini sağlamamız gerekir.
Geçmişten günümüze en büyük sıkıntı olarak gösterilen Mersin limanında zorluklarla karşılaşıyorsa ve bu sorun uzun zamandan beri çözümlenemediğine göre konu, en üst düzeyde anavatan yetkililerinin bilgisine götürülmeli ve çözümü için yardım istenmeli.
Tarım alanında faaliyet gösteren Sivil Toplum Kuruluşları da, KKTC yetkilileri tarafından çözümlenemeyen sıkıntılarını ülkemizde görev yapan anavatan yetkililerine, hatta, anavatandaki en üst makamlara iletmeli .
Çeşitli nedenlerden dolayı turunçgil ürününün elde kalması durumunda, en üst düzeyde girişimler yapılması,anavatanda pazarlanması ve üreticinin ferahlatılması gerekir. Kuzeyimizde 70 milyonluk pazara rağmen, ürünlerimizin elimizde kalması için hiçbir gerekçe haklı görülemez.
Anavatanda iyi yönetim amacı ile yapılan düzenlemeler sayesinde, sade vatandaşların bile her türlü taleplerini doğrudan doğruya Başbakanlığa duyurmasına olanak sağlanmıştır.
Vatandaşların BİMERe (Başbakanlık İletişim Merkezine) telefon, faks, mail veya yazılı dilekçe olarak ilettikleri her türlü istek ve şikayetlerine, derhal yanıt verilmekte ve yardımcı olunmaktadır. KKTCde de vatandaşlarımızın ve STÖnin anavatanla ilgili sıkıntıların en üst makama ulaştırılması için BİMERe müracaat etmesinin yaralı olacağı görüşündeyim.
Tarım ürünlerimizin pazarlanmasındaki sıkıntıların ortadan kaldırılması için köklü çözüm sağlanmaması durumunda, yakında ülkemize gelecek olan sudan, beklenen düzeyde yararlar sağlanması mümkün olmayacak.
İlgililerce yapılan açıklamalara göre, anavatandan gelecek olan suyun yarısı içme suyu şebekesine verilecek; yarısı da yani 37,5 milyon ton/yıl su da tarım kesiminde kullanılacak.
Üretilecek ürünlerin türüne bağlı olarak gelecek su ile kabaca 25,000 ile 40,000 dekar arasında bir alanda ek sulu tarım yapma olanağına sahip olacağız. Sulu tarım alanımızdaki artışa bağlı olarak üretimde de artış olacaktır.
Suyun ülkemizin yararına kullanılmasının sağlanması için gerek hükümetin, gerekse üreticilerin haklarını korumak amacı ile faaliyet gösteren STKnın, şimdiden ürünlerimizin pazarlanmasında karşılaşılan soruların çözümü için acilen harekete geçmesi kaçınılmazdır.