“Anavatan, Cumhuriyet’ten sonra takip ettiği politikada hiçbir değişiklik
yapmış değildir. O geniş mümbit verimli ve her köşesinde milyonlar yatan
vatana ekleyecek başka topraklarda gözü olmadığı gibi bunun yanında
bağrından tarihin acı bir cilvesiyle ayrılan aynı kanı taşıyanları da namert
ellere bırakmayacaktır”. 1969
Dr. Fazıl KÜÇÜK
Ülkede yaşanan deprem olayının neden olduğu can kayıpları hepimizin
yüreklerini dağlamıştır. Hep birlikte ele ele vererek sıkıntılı günleri
aşacağımıza inanıyoruz. Ölenlere yüce tanrıdan rahmet yakınlarını
kaybedenlere başsağlığı yaralıların da bir an önce sağlıklarına kavuşmalarını
diliyoruz.
İsveç ile Finlandiya’nın NATO üyeliği konusu gündemdeki yerini koruyor. Türkiye’nin
haklı olarak karşı çıktığı konuya Almanya’dan uyarı geldi. Dışişleri Bakanları Annalena Baerbock
Türkiye ile Macaristan’ın başvuruyu zaman yitirmeden hızla onaylamalarını istiyor. Türkiye haklı
olarak terörle bağlantılı olan kişilerin iadesini istiyor. Bu konuyu nadasa bırakmayı yeğleyen İsveç’in
Türkiye’nin isteğini fazla zaman yitirmeden gereğini yapması gerekiyor.
Adanın güneyinde yapılan Başkanlık seçimi öncesinde yapılan kamuoyu araştırmalarında bir
tık önde görünen Bay Nikos Hristodulidis araştırma sonuçlarını doğrular gibi tıkırtı ile başkan seçildi.
Rum siyasiler arasında Dışişleri Bakanı eskilerini bir üst noktaya taşımak gelenek oldu. Makarios’un
uzlaşmaz kişiliği ile ünlü Dışişleri Bakanı Spiros Kipriyanu’nun da aynı şekilde seçildiği biliniyor. Şu
andaki Başkanları olan Bay Nikos Anastasiyadis, yaptığı açıklamasında gölgede kalarak Rum siyasetine
yön vereceğini açıklıyordu. Gölge etmesin başka ihsan istemiyoruz.
Rum siyasiler arasında önemli bir kişiliğe sahip olduğu bilinen Glafkos Klerides’in tarihlere
kazınan çözümsüzlük çözümdür diye tanımladığı ve Kıbrıs Türk görüşmecilerinin dünya kamuoyu
önünde uzlaşmaz kişiler olarak tanınmalarına neden olmuştur. O zaman adada çözüme yönelik olarak
yandı gülüm keten helva demek durumundayız.
Bay Hristodulidis’in siyasi geçmişi geleceğin de işaretlerini veriyor. Crans Montana’da yapılan
müzakere sürecinin sonlanması öncesinde masayı tekmeleyip devirmek için ön almaya çalıştığı
biliniyor. Bu nedenle müzakere sürecinin başlayıp başlatılamayacağı belirsizliğini korurken geçmişte
yaptıkları gelecekte de yapacaklarının işareti oluyor. Bu yargımız seçim alanında yaptığı
konuşmalarında müzakere süreçlerinde toprak konusunu konuşmayacağını ve Kıbrıs Helenizmine
zarar verecek çalışmalar yapmayacağını söylüyordu. Yanında mı olur arkasında mı olur bir de gölge
edecek birisi olursa sözün bittiği yerdeyiz. Bu bakış açısının çözümün önündeki takoz olduğunun
bilinmesi gerekiyor.
BM Genel Yazmanı Bay Guterres, adada konuşlu bulunan Barış Gücünün görev süresinin bir
yıl daha uzatılması için BMGK’ne sunduğu raporunda iki taraf arasında söylemlerin giderek sertleşmesi nedeniyle çözüm veya uzlaşmayı olumsuz yönde etkilediğini kaydediyor. Bu durumun iki
taraf için de psikolojik engeller çıkardığını belirtiyor. Bu yönlü rapor yazanların gömleklerinin
düğmelerini doğru iliklemeleri gerektiğini bildiklerine inanmak istiyoruz. Bay Genel Yazmanın sürecin
durumu belirsiz vurgusu yapıyor olması rapor yazarken daha dikkatli olması gerektiğinin işareti
oluyor. Kendinden önce bulunduğu makamda oturanların da gömleklerinin düğmesini yanlış
ilikledikleri için adada çözümsüzlük sürgit ediyor.
Türkiye’ye İsveç ile Finlandiya’nın NATO üyeliği konusunda baskı yapmaya çalışanlara hep
birlikte “isteğiniz baş üstüne ama hemen ayakaltına diyerek yanıt vermemiz gerekiyor mu ne”…
SEVGİ ile kalınız…