35 yıllık iş hayatının öğretilerini çeşitli vesilelerle çocuklarıma ve arkadaşlarıma daha sık anlatır oldum bu aralar. Yaş almak herhalde böyle bir şey.
 
Bunu yaparken de aktardıklarımın yalnızca iş hayatı değil hayatın akışı içindeki gelişmelerle de örtüştüğünü fark ettim.
 
Neleri kastettiğimi referans vererek yazmayacağım. Uzun bir yazı olur. Etrafımdakilerin benim yıllardır devam eden amatör yazı insanı olmaya devam etme hevesim ile ilgili ‘’kısa yaz ilgi uyandır’’ nasihatine uymaya çalışacağım.
 
***
 
Dürüstlük: Dürüst olduğunu iddia etmek yeterli değildir.
 
Kendi vicdanında dürüst olmak da yetmez.
 
Dürüst de görünmek durumundasın.
 
Zor olan da budur.
 
Bunun için dürüst gözükmek, dürüst olmaktan zordur.
 
Hele hele bir kurumda yönetici konumundaysan, dürüstlüğün bu geniş tanımını içselleştirmek elzemdir.
 
Aksi takdirde dedikodu, şaibe ve polemik peşini bırakmaz. Er ya da geç yönetemez duruma düşersin. Dürüst olduğunu bilsen de bunlara laf yetiştirmeye zaman ayırmaktan işe odaklanmanı sulandırırsın. Zehirlenirsin. Yöneticiyi bekleyen tehlike bu olduğu için dürüst gözükmek çok önemli.
 
***
 
Adaletli yönetim: Dürüst olmaya komşu diğer bir kavram da ‘’iyilik’’ yapmaktır.
 
‘’İyilik’’ yapmak ile adaletli yönetim uygulamak arasında fark vardır.
 
Çoğu zaman bu iki kavram arasındaki ince çizginin farkında olmayız.
 
‘’İyilik’’ yapmayı ya da ‘’iyilik’’ görmeyi, adaletli yönetime tercih ederiz.
 
Hele konunun odağında ‘’iyiliği’’ bekleyen bir de “biz” varsak.
 
Yapılması gereken ‘’iyilik’’ hemen yapılsın isteriz.
 
Bize yapılan ‘’iyilikten’’ sonra adaletli yönetim başkalarının talep ettiği ‘’iyiliğe’’ engel olacaksa onlara uygulansın isteriz. Bu olmazsa da pişkinlikle eleştiririz.
 
Elinde yetki gücünü tutan için ‘’iyilik’’ yapmak kolaydır.
 
Yönetimde zor olan ‘’iyilik’’ yapmak değil adaletli yönetimdir.
 
İyilik yapmakla adaletli yönetim arasındaki farkı anlayabilenlerin sayısı artmadığı sürece de adaletli yönetime ulaşabilmek hayaldir.
 
***
 
Tahterevalli: Başarı ve mutluluk, isteklerle bu isteklere ulaşabilmek için eldeki olanakların ve yetkinliklerin dengelendiği yerde oluşur.
 
Bir tahterevalliyi gözünüzün önüne getirin.
 
Bir tarafına isteklerinizi ve hırslarınızı koyun.
 
Diğer tarafına da yapabilme güç ve kapasitenizi koyun.
 
İstekleriniz, yapabileceklerinizin ötesindeyse ve bunun farkında değilseniz her seferinde hayal kırıklığıyla yere çakılırsınız.
 
Arzu ve isteklerin etkisine kapılıp realiteden uzak durmaya devam edip tahterevallideki dengesizliği inkâr ederseniz gün gelir sahip olduğunuz olanak ve yetkinlikleri de kaybetmeye mahkûm duruma düşersiniz.
 
Ya gerçekçi hedefler ve beklentiler ortaya koymanız lazım ya da yetkinliklerinizi artırmanın yolunu bulmak için daha çok çalışmanız ve iş birliğine yönelmeniz lazım.
 
Birey olarak başarılı ve mutlu olmanın bir reçetesi de budur.
 
Kurumun tepesindekiler de ayni dengeyi kurmakla sorumludur.
 
Kurumun istekleri ile toplam yetkinliklerini dengeleyerek bir plan ve yol haritası üretmek zorundadırlar.
 
Hayal ederken bile buna dikkat etme sorumluluğu vardır yöneticilikte.
 
***
 
En kolay karar: Ne kadar geniş kesimi olumsuz yönde etkilerse etkilesin en kolay karar başka alternatif kalmayınca alınan giderlerde kesinti yapma kararıdır.
 
Zor olan giderleri kesmek değil, sürdürülebilir bir ekonomik model için gelir pastasını ve çeşitliliğini büyütmektir.
 
Yönetimde maharet, ortaya gelir artırıcı alternatifler koyup, tüm paydaşlar arasında aynı anda iş birliğine yönelik motivasyon yaratmaktır.
 
***
 
Fırsat bazen nerede bulunur: Baskıyı ya da emrivakiyi önleyemiyorsan karşılığını başka türlü talep edip almanın yolunu bulabilmek için çaba harca.
 
Çoğu zaman gelen tehdit ve baskıya yeterince odaklanılırsa fırsata çevrilebildiğini görürsün.
 
Karşı karşıya kalınan tehdit ve baskıyı fırsat kapısı olarak görmeye kendimizi zorlayalım. 
 
Bunu yapmayıp uykulara dalıp aslında önümüze gelen fırsatlardan habersiz fırsatları ıskalamayalım. Fırsatlar bazen en umulmadık yerden çıkar.
 
Tehdit ve baskıları öne sürerek başarısızlıklara kılıf aramak bir yol olmasın.
 
Bu yaklaşım bir noktadan sonra önüne gelen her zorluğu arabesk bir şarkıya çevirip kendine jilet atıp duran kabullenilmiş bir davranış haline dönüşür.
 
Bu yönetici ve kurum için bulaşıcı da bir hastalıktır.
 
***
 
Başarının resmini çiz: Bir işe başlamadan hem başarının hem de başarısızlığın resmini ekip ile birlikte çizmeye ciddi zaman harca.
 
Birçok önemli proje matematik sorusu gibi yavaş okunup hızlı cevaplanması için işin başında bu resmetme eksersizine yeterli zaman ayırmanın faydası yapıldıkça ortaya çıkar.
 
***
 
Denetimin gücü: Kurumdaki toplam kontrol mekanizması yarattığı algı kadar güçlüdür.
 
Denetim mekanizmaları da hayattaki birçok şey gibi yıpranmaya ve çürümeye meyillidir. Kurulmuş olması ve bir süre çalışıyor olduğu her zaman çalışacağının garantisi olmaz.
 
Sıklıkla gözlemleyerek gözden geçirmek ve güncelleyerek farkındalık yaratmak kurum içinde oluşturulmak istenen denetim ve kontrol algısına en büyük katkıyı yapar.
 
***
 
Sistem kurmanın püf noktası: Sistem içindeki kurumlar kendilerine tanınan yetki sınırlarını sonuna kadar kullanmak isterse sistem çöker.
 
Sistem kurumlar arası güçler dengesini koruma amacı gözeterek kurulmalı ve iş birliğine tarafları kendiliğinden yönlendirmelidir.
 
İş birliği kültürünün yeşermesi için hoşgörü, empati ve sabır gösterip, özellikle ötekileştirmeden uzak durulmalıdır.
 
***
 
Optimistler ile Pesimistler: Kurum ve arkadaş çevrenizde pozitif enerji kaynağı iyimserlere yer vermekle beraber az sayıda kötümserleri de eksik etmeyin. 
 
Her ikisi de özellikle tercih yapılarak karar verilecek zor konularda çok önemlidir.
 
İki grubun da görüşleri farklı şekilde sorgulanıp dinlenmesi ve sonra karar verilmesinde büyük fayda vardır.
 
Unutmayın optimistler uçağı, pesimistler paraşütü icat etmişler.
 
Son olarak, hiçbir kurumun bordrosunda olmasa da, Allah yarına bırakır ama dürüst olmayıp, boş hayaller peşinde maddi ve insan kaynağını heba eden ve adaletli yönetim göstermeyenin yanına bırakmaz. Baştan söyleyebileceğini, sabredip, en son söyleyenin, haklı çıktığını çok gördüm.