Pandeminin pençesinde geçirdiğim on yedi günden sonra yeniden doğmuş gibiyim.
Arayan sorana da merhaba, sormayana da!
Bu illet öyle bir illet ki kimi farkına varmadan atlatabiliyor, kimi insanlarda ise benim gibi uzun sürüyor, kimini de maalesef alıp götürüyor. Tekerleme gibi söylenen ‘temizlik, maske, mesafe’ var ya boşuna söylenmiyor.
Bu üçlüye belirli aralıklarla aşı da eklendi mi, Corona virüs öldürücü olmaktan uzak bir grip gibi geçip gidiyor.
Çoğu insan Corana virüsüne yakalandığını gizli tutmaya çalışıyor. Bana göre gizli tutmaktaki amaç nedir bilir misiniz?
Bencillik, pandemiyi yayma korkusu yaşamama dürtüsü.
Bu arada ülkemizde ve de dış dünyada gelişmeler yaşandı, yaşanmaya da devam ediyor.
Ülkemizde gerçekleştirilen erken genel seçimlerin ardından beklenen oldu ve UBP- DP- YDP koalisyon hükümeti kuruldu, hayırlı olur inşallah.
Kurulan koalisyonu eski hükümetin bir devamı olarak tanımlayanlar var ama bana göre yanlış.
Bir defa önceki hükümet bir azınlık hükümetiydi. Dıştan bağımsız milletvekillerinin desteğinde “kerhen” yürütülmekteydi. Halbuki şimdiki
Hükümetin nur topu gibi 29 destekçisi var!
Ülkenin bir an önce ayakları üzerinde durabilmeyi beceren bir hükümete ne denli ihtiyacı olduğu ortada. Hükümet programının dünkü günde Mecliste okunmasının ardından güven oyuna sunulacak hükümet önümüzdeki hafta da yasal statüsüne kavuşmuş olacak.
Görebildiğim kadarıyla hükümet programında akla gelebilecek her şey var, Belediyelerin sayısının düşürülmesi var, vatandaşların belini bükecek elektrik zam mı var ama ne yazık ki tasarrufa dönük pek bir şeye rastlayamadım.
İnsanların gururunu, iç güdüsünü okşayabilecek tasarruflar. Örneğin makam araçlarıyla ilgili, ya da RHA larla ilgili yaptırımlar, cebinde beş kuruşu olmayan insanların çektiği sıkıntıları dindirecek uygulamalar.
Hele müşavir ordusuyla ilgili herhangi bir yaptırımdan hiç söz edilmiyor.
150 civarında müşavir tabir yerinde ise “beş dönüm bostan, yan gel yat Osman” olmaya devam edecek. Konumlarında uzman sayılacak niteliklere sahip bu “beslemeler”devletin ensesindeki asalak olmayı sürdürecek.
Hükümet programı içerik bakımından iğneden, ipliğe detaylar içermesine rağmen elle tutulur sonuçları elde edecek sonuçları ne acıdır ki sağlayamayacak. Zor, hem de çok zor günlerin bizleri beklediği aşikar.
Ülke ne acıdır ki haksız kazan elde edenlerin barındığı, vergi ödemeyenlerin cenneti olmaya devam edecek.
(Lütfen dikkat: hastanede bakıcı olarak çalışanların, evlere temizliğe giden kadınların günlüğü artık 350 TL den başlıyor)