1-Bir yıldan beridir, fatura kesmeden devletin hastanelerinde hasta bakan kamu doktorları, 1 Eylül’den itibaren hastanelerde mesai sonrasında özel hasta bakabilecek. Bu yeni gelişmeyi nasıl okumamız lazım?

a- Kamu doktorları için dondurmalı kadayıf.
b- Serbest Çalışan Hekimler’e devletin yeni tokadı.
c- Özel sektör – kamu ortaklığının güzel bir örneği.
d- Devlet olanaklarının peşkeş çekilmesi.

2- Ekonomi ve Enerji Bakanı Nami, “Elektrik fiyatları cebimizi yakıyor” dedi ve ekledi: Kimsenin endişesi olmasın Kıbrıs’ta ucuz ve bol elektriğe kavuşacağımız günleri de göreceğiz.” Acaba ne demek istedi?

a- Erdoğan’la konuştuk. Elektriği de yollayacaklar. O iş tamam.
b- Partideki “Kablo ile Türkiye’den elektriğe hayır” lobisini ikna ettim.
c- Biz görmesek de torunlarımız görecek.
d- Elektrik fiyatlarına biz karışmayız. Maliyet ne ise odur.

3- “Önem Taşıyan Kelimeler – Kıbrıs’ta Gazetecilik İçin Bir Sözlük” Rum tarafında fırtınalar yarattı. Bu çalışmaya katılan Rum barış aktivisti Maria Siakalli’ye etmediklerini bırakmadılar. Bazı Rum yazar ve gazeteciler “seksizm” uygulayarak Maria’yı linç etmeye kalktılar. Onu “vatan haini” ve “Türkiye casusu” ilan ettiler. Maria aynı çalışmaya katılan Bekir Azgın ile Esra Aygın’ı kıskandığını çünkü onlara Türk tarafında “kişisel saldırı” olmadığını söyledi.

Bunu nasıl okumamız gerekiyor?

a- Bizdeki “derin faşizm” böyle küçük işlerle uğraşmıyor.
b- “İki toplumlu” proje yapanları artık kimse ciddiye almıyor.
c- Keskin dilli, seksist yazarlarımız artık yaşlandı.
d- Bizim fanatik sağımızın gündemi çok dolu ve farkına varamadılar. 

4- Geçtiğimiz ay 6 bin 631 kilo kaçak et ve bir önceki ay da 544 karton kaçak sigara ele geçirilmişti. Polis ne kaçak etin ne de sigaraların kime getirildiğini bulabildi. Bunun bir izahı var mı?

a- Polisimizin görevi  “yakalamak”la sınırlıdır. Harçları derhal yeniden gözden geçirilmelidir.
b- ister.
c- Polisimizin kadrosunda “Bekleyin teslim etsinler de kıskıvrak yakalayın” diyecek bir üst Polis görevlisi mevcut değildir.
d- Şimdilik bununla idare edin. Gelecek defa ona da bakarız.

5- Yollarımızda 196 bin araç “özgürce” dolaşıyor. Bunların 46 bin tanesinde “seyrüsefer” yok. Seyrüsefersiz dolaşanların 7 bine yakını “lüks araç” sınıfından… Bu durumda ne yapmalıyız? 

a- Seyrüsefer harçları derhal yeniden gözden geçirilmeli ve daha “makul” olmalıdır…
b- Yollarımızda etkin trafik denetimi acilen başlatılmalıdır.
c- Taksitlendirme seçeneği ciddiye alınmalıdır.
d- Boşvermişliğimizin nedenleri derhal masaya yatırılmalıdır…    

6- “Öğrenci taşımacılığı” yapanların devletten, geçen döneme ait 10 milyon TL. alacakları varmış. Siz olsaydınız ne yapardınız?

a- “Öğrenci taşımacılığı” uyduruk bir rant olayıdır. İptal ederdim.
b- “Öğrenci taşımacılığı” ne kadar gereklidir diye bir çalıştay düzenlerdim.
c- Üç tane müfettişle, bütün sistemi denetime alırdım.
d- Aman ha yapmayın diyerek adamları takır takır öderdim.

7- Halkın Partisi vekilleri, alacakları “Hayat Pahalılığı ödeneği”ni hayır kurumlarına bağışlayacakmış. Bu kararı nasıl yorumlamak gerekiyor?

a- Tamamen popülist bir girişimdir. Halk dalkavukluğundan başka bir şey değildir.
b- Aferin adamlara. Çok da hayırsever çocuklardır.
c- Bu konuda politika üreteceklerine, ortaklarını etkileyeceklerine işin kolayına kaçtılar.
d- Koalisyon ortaklarına atılmış, fırsatçı bir “kazık” gibi geliyor bana.

8- Serdar Denktaş, “TC Cumhurbaşkanı Erdoğan’a TL.’deki değer kaybının KKTC’de tsunami yarattığını söyledik.” dedi. Ne demek istedi?

a- Bize daha çok TL.  göndermelisiniz.
b- Bizi kayıplardan koruyunuz. Bırakın da EURO’ya geçelim.
c- TL. namusumuzdur, onurumuzdur. Ama dalgalanıyor. Gene de siz bilirsiniz en iyisini…
d- 74’ten önce olduğu gibi yardımlarınızı bize döviz olarak verirseniz rahat ederiz.

9- CAS çalışanlarının eylemleri ve devlete alınmaları hakkında Hükümet’in tavrını nasıl buluyorsunuz?  

a- Hem Başbakan Erhürman hem Özersay, çok doğru bir çizgi izliyorlar. Popülizmi reddetmeleri takdire şayandır.
b- Nedir olacağı? Bunları da devlete alsınlar, olsun bitsin…
c- Hükümet, bu tür “ayrıcalıklar” ve “çiftlikler”le mücadele etmelidir. 
d- Bu şirketin “özel“ mi yoksa “kamu” mı olduğuna ilişkin kimin geçmişte ne ihmali varsa mahkemeye verilmelidir.

10- Bulaştırma Bakanı Atakan “İnternet fiyatları yarıya iniyor, hızı da altıya katlıyoruz” dedi. Bir gazete “icraat yapan da var” diyerek bakana yağcılık yaptı. Bu haber ne anlama geliyor?

a-O haber tam bir manüpülasyon. Haberin en sonunda bu ucuzluğun üç yıl sonra mümkün olacağı yazılıdır. Yani vatandaşı kandırmaya yönelik bir haberdir.
b- Koskoca bakan böyle kelime oyunları ile “popülizm” yaparsa vay halimize.
c- Tel-Sen doğrusunu açıkladı: “Her bakan aynı tekerlemeyi söylüyor” dedi ve ekledi: “Dostlar alışverişte görsün.”
d- Hızlı ve ucuz internet haberi Bakan’ın propagandasını yapmaktan öte bir şey değildir.