100 gün doldu.

Çok analiz, çok yorum yapılacak.

Ammavelakin kar etmeyecek hiçbiri.

Yazacak doğru dürüst hiçbirşey yok.

Gençlik merkezi açmış Başbakan.

Hapishanede atölye çalışması artırılmış.

Uyuşturucu danışma hattı kurmuş.

Yani, hoyratça tüketilmiş 100 gün.

Çömertce harcanmış umutlar.

Ha, bir de 51 bet ofis 42 oldu.

100 gün ertesinde elde kalan bunlar.

Toplum yararı gaylesi yok.

Ev temizliği derdi yok.

Laf var bolca, bir de şov..!

*****

Birkaç da icraatları var elbette.

Zamlar var, ete, süte, ekmeğe.

Elektrik ve akaryakıta.

Gece kulübü tabelaları var kaldırılan.

Ama kapatılamayan.

Utanma hissinden arınmış çalıştay var.

Sigara yasağı tacizleri var.

Kumarhaneler istisna tutularak.

Facebook kahramanlığı var, bunaltan.

Müşavirlik yasası var ele yüze bulaşan.

Vatandaşiptalleri var, ele ayağa düşen.

Saygı duruşu yapılan bet ofisleri var.

Birbirini münafıklayan ortaklar var.

Hükümet koordinasyonu sizlere ömür.

TL erirken kriz algısı oluşmayan bir Başbakan var.

Açıklanmayan protokoller var.

*****

Hiç mi iyi birşey yok?

Var.

Mesela Facebook şovları bitmek üzere.

Halkın gıcık kaptığını anladılar.

En azından artık sinir bozmuyorlar.

Peki, neler yapabilirlerdi?

Mesela Nereden Buldun Yasası.

Mesela hesap sorma.

Mesela tahsislerin iptalleri.

Mesela Özgürgün’ün banka hesapları.

Ercan ihalesi ve Tahsin Ertuğruloğlu.

Ercan ihalesini uzatan Kemal Dürüst.

Ama galiba topluca yanıldık...

Bu satırların yazarı  da yanılanlardan.

Bu yüzden sözüm olsun.

Bir daha umudumu ipotek etmeyeceğim.

Babam gelse kefil olmayacağım.

Sizlere de nasihatim olsun.

Siz de kimseye kefil olmayın.

Kimseciklere umudunuzu ipotek etmeyin.

Ve nihayetinde, siz de benim gibi yanılmayın.