Avrupa Parlamentosunun Hollandalı üyelerinden Kati Piri tarafından hazırlanan “Türkiye Raporu” AP Genel Kurulunda oylanıp oy çokluğuyla kabul edildi. Bizim gazetenin “APden zehir zemberek Türkiye Raporu”...

Avrupa Parlamentosunun Hollandalı üyelerinden Kati Piri tarafından hazırlanan “Türkiye Raporu” AP Genel Kurulunda oylanıp oy çokluğuyla kabul edildi. Bizim gazetenin “APden zehir zemberek Türkiye Raporu” başlığı altında verdiği haberi okudum. Beni hayrete düşüren ne biliyor musunuz? Bu raporun her paragrafında, her başlığında, her cümlesinde ve her konuda Türkiyeye karşı acayip aleyhte tavır takınan ABye Türkiye neden halâ üye olmak için uğraş veriyor?... Bunun nedenlerini anlamakta çok zorlanıyorum. Ancak, yine de Türkiye-AB ilişkilerini incelemek bize düşmez. Bu olay Türkiye Cumhuriyetinin sorunu.

Bizi ilgilendiren, Türkiye-KKTC ilişkileri ve Türkiyenin KKTC Devletine verdiği tam destek. AP Raporunda Türkiyeye “Kıbrıs müzakere sürecine” aktif destek verme, asker çekme ve Maraşı Rumlara iade etme çağrısı yapılmış. Peki, tüm adaya  egemenliğini yaymak için planlar yapan Rum tarafının kabul edilemez istekleri hemen hemen her gün gündeme otururken ve hem AB hem de Rumlar  33 yıllık bağımsız, egemen KKTC Devletinin bağımsız, egemen statüsünü hiçe sayıp, yokmuş gibi davranırlarken, Türkiye böyle bir “müzakere sürecine” nasıl destek versin? Bir defa, ABnin ve şu “meşhur Avrupa Parlamentosunun   ne Türkiyenin, ne de KKTCnin içişlerine, dışişlerine karışma hakkı yok... Ne Türkiye, ne de KKTC AB üyesi değil... Özellikle bizim KKTC Devletinin Cumhurbaşkanı, yeni hükümeti ve Meclisi kesin tavrını, politikasını, güçlü ve ses getirecek biçimde ortaya koymalı...

Bizi yönetenler,  “Biz, AB dışında 33 yıllık, Türkiye tarafından resmen tanınan bağımsız, egemen bir devletiz. Siz AB olarak bizim içişlerimize, “müzakere sürecine” karışamazsınız. Sizin AB olarak, KKTC AB dışında bir devlet olduğu için, KKTC Devletini tanımadığınız için ve sürekli Rumların politikalarını açık ve net bir biçimde desteklediğiniz için “Kıbrıs Sorunu müzakerelerine” müdahale etme hakkınız yoktur.” demeli.

Artık yeter ama. Neymiş efendim? Türkiye “Kıbrıs” tan asker çeksinmiş. Maraşı Rumlara iade etsinmiş. Daha neler, neler. ABnin, KKTC Devletinin 33 yıllık bağımsız, egemen statüsünü  hiçe saydığını ve bizi, yani KKTC halkını, Rumların Kıbrıs Cumhuriyetinin kuzey bölgesinde yaşayan “azınlık toplumu” olarak gördüğünü, bu sütunlarda detaylı biçimde defalarca anlattık. ABnin politikasında değişen bir şey yok. AB halâ, 2004de Rum Kıbrıs Cumhuriyetini ABye üye yaptığı andan itibaren tüm “Kıbrıs adasının” ABye üye olduğu yalanını devam ettirme niyetinde. Bu saçmalıklara, ABye sert çıkıp son vermek gerekir...

“Kıbrıs Sorunu müzakereleri”nin “başarıyla” sonuçlanmasını, KKTCnin ortadan kalkmasını  ve KKTC halkının “ federal Kıbrıs Cumhuriyeti” içinde “kurucu devlet” safsatası ile “mutlu sona” ulaşacağını hayal edenler artık yere basmalı ve gerçekleri görmeli. KKTC resmen tanınmadıkça, ABden bize hayır yok...

Not: Arman Ratipin yazılarını bundan sonra her Çarşamba gazetemizde bulabilirsiniz.