Yaklaşık yarım asırdan beri sürdürülen topumlar arası görüşmelerde, Rum tarafının tutumu, zamana oynadığını göstermektedir.
Zamana oynaması da KKTCdeki dağınıklıktan, sorumsuzca...
Yaklaşık yarım asırdan beri sürdürülen topumlar arası görüşmelerde, Rum tarafının tutumu, zamana oynadığını göstermektedir.
Zamana oynaması da KKTCdeki dağınıklıktan, sorumsuzca tutum ve davranışlardan kaynaklandığı inkar edilemeyen bir gerçektir.
Rum yönetimi; dışa açılmamızı engelleyerek, ekonomik ambargolarla ve özellikle de içimizde Rum tez ve ulusal davasına açık bir şekilde hizmet edenler sayesinde, Kıbrıs Türk halkının içerden çökertilebileceğini ve böylece egemenliğini kuzeye yayabileceği umudundadır.
Rum tarafı son KTFFnun KOPa yamalanma girişimi örneğinde olduğu gibi, kuzeydeki kuruluşların, güneydekilere katılacağını ve böylece KKTC devletinin zamanla işlev ve varlığının ortadan kalkacağı hesabı içindedir.
Ayrıca son zamanlarda halkımızın kimliği üzerinde başlatılan olumsuz tartışmalar ve Türk kimliğimiz yerine Kıbrıslılık kimliğinin benimsettirilmesi amacı ile yürütülmekte olan yoğun beyin yıkama kampanyaları ile, halkımızın anavatandan koparılacağı, korumasız kalacağı ve böylece güneydeki yönetimin egemenliği altına gireceği düşünülmektedir.
Bazı sivil Toplum kuruluşları yöneticileri ile siyasi partilerin ve bazı yayın organlarının Rum yönetiminin tez ve ulusal çıkarlarını destekleyici yayın ve propagandaları da,Rum tarafının zamanla kalenin içerden çökertilebileceği hesabı ile zamana oynamasına sebep olmaktadır.
BM Güvenlik Konseyi ve Avrupa Birliğinin koşulsuz desteği ve Kıbrıs Cumhuriyeti olarak tanınması da, Rum tarafının egemenliğini kuzeye yaymalarına olanak vermeyen hiçbir anlaşmaya yanaşmamalarına sebep olmaktadır.
Zaten,Rum tarafının görüşmelere sırf zaman kazanmak amacı ile razı olduğu Kleridisin hatıratında da açık bir şekilde belirtilmektedir.
Ayrıca güneydeki yetkililerin açıklamalarından ,Rum tarafının egemenliğini kuzeye yaymalarına olanak sağlamayacak bir çözümü kabul etmeyeceği anlaşılmaktadır.
Anavatan Türkiyenin de, Rumların istediği biçimde ucu açık ve zaman kazanmak amacı ile sürdürülen görüşmelere karşı çıkmaması, Rumların görüşme masasında zamana oynamalarına katkıda bulunuyor.
Rum tarafının tek egemenlik, tek uluslar arası temsil, tek vatandaşlık ilkesi ve bizi temsil edecek liderimizi Rumlarla birlikte seçmemiz koşulunda ısrar etmesi ise, çoğunluklarına dayanarak bizi aralarında asimile etmek niyetlerini açıkça ortaya koymaktadır.Zaten bu niyetlerini bazı Rum liderler boşta bulunarak ifade etmiştir.
Halen güneydeki yönetimin Kıbrıs cumhuriyeti olarak tanınması ve bunun tüm olanaklarından tek yanlı olarak yararlanmasına karşın, Türk tarafı haksız bir şekilde uluslar arası arenada dışlanmakta ve zarara uğratılıp mağdur olmaktadır.
Bu durumda mağdur olan taraf olarak ve karşı tarafın bilinen niyetine rağmen, koşulsuz ve ucu açık kısır görüşmelerin sürdürülmesine yardımcı olmamız akıllıca bir seçenek olamaz.
Bilinen gerçekler ve koşullara rağmen önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olanlar, Kıbrıs sorununu çözeceklerini ileri sürdüklerine göre, Rumları anlaşmaya nasıl zorlayacaklarını ve benimsedikleri çözüm şeklini soyut söylemler yerine somut bir şekilde ortaya koymalı.
Kuşkusuz çözüm, hem iki tarafın da istekli olmasına bağlıdır.Ayrıca tek çözüm şekli Rumlarla birleşmek olmayıp, bunun dışında bir çok seçenekler vardır.
Örneğin Kıbrıs Cumhuriyeti haklarımıza sahip çıkacağımız gerekçesi ile, güneydeki yönetime yamalanmamız ve azınlık olmayı kabul etmemiz de bir çözüm şekli olarak görülebilir;
Sicilya örneği gibi, iç işlerimizde otonom, dış işlerimizde Anavatan Türkiyeye bağlı bir yönetim şekli de bir çözümdür;
Rumlar bizimle anlaşma yapmaya yanaşmadığına göre KK TC devletini kökleştirmek, yaşatmak, kendi kendimizi yönetmek ve tanıtmak da bir çözüm seçeneğidir.
Ayrıca,Federasyonu benimseyen adayların nasıl bir federe yapı düşündüklerini ve bunu Rum tarafına nasıl kabul ettireceklerini de açıklamalı.
Özetle belirtmek gerekirse Kıbrıs Türk halkı olarak sürdürülebilir bir çözüme ihtiyacımız olduğu aşikardır.
Ancak görüşmelerin şimdiki şekli ile sürdürülmesinin, sadece Rumların zaman kazanmasına katkıda bulunacağı biliniyor.
Bu nedenle çözümü gerçekleştireceğini ileri süren adaylar, düşündükleri çözüm şeklini ve Rum tarafının çözüme yanaşmasını nasıl sağlayabileceğini de somut bir şekilde ortaya koymalı.