Avrupa Komisyonu Başkanı Sn. Jean Claude Juncker,
Avrupa Komisyonu Başkanı Sn. Jean Claude Juncker, “Bulunacak bir çözüm sadece adada yaşayan Kıbrıslılar için değil, AB için de bir ‘kazan- kazan durumu yaratacak.” demiş... Aman AB sakın “çözüm” meselesine karışmasın... Karışırsa, “kazan-kazan” değil, kazandan gaynar sular taşar ve çıkmazların çıkmazı içinde yanarız. Amerikalılar ve İngilizlerin icad ettiği “kazan-kazan”, yani “win-win” sözlerini hiç sevmem. “Win- win” bir sorunu çözerken iki tarafın da kazanmasını sağlayan bir durumu anlatır. Bu, bana göre mümkün değil... Hele hele, 47 yıllık “Kıbrıs Sorunu”nda iki tarafın da kazanması imkansızı başarmak anlamına gelir... Şu “win-win”i uzaylılar bile başaramadı. Mutlaka iki taraftan biri kaybeder. Tabii politika dünyasında işi kamufle ederek iki tarafın da kazandığını göstermek mümkün.. “Kıbrıs Sorunu”nu çözmek için bu bahsi geçen Jean Claude değil, Jean Claude Van Damme tayin etseniz, keskin ve öldürücü karate vuruşlarıyla sekiz kişiyi 5 dakikada deviren Van Damme bile bu işin içinden çıkamaz. Neden mi?... Söyleyeyim. Çözümlenmiş bir sorunu çözmek olmaz da ondan. Çözüm çoktan bulundu... Yani iki ayrı devlet, ayrı ayrı yollarına devam edecek... Her alanda işbirliği yine gerçekleştirilecek. Bir tek eksik olan iki devletin birbirlerini tanıması... Juncker, çözüm sonrası AB müktesebatının, AB yasalarının “ Kıbrıs adasında” uygulanmasından söz etmeye başladı... Yıllarca bize “Adanın kuzey bölgesinde yaşayan azınlık toplumu” gibi aşağılayıcı sözlerle hitap eden AB, şimdi tüm “Kıbrıs adasını” Rumların Kıbrıs Cumhuriyetinin egemenliği altına sokmak için diş biliyor. AB, Allah korusun bir federal çözüm gerçekleşirse, “BM beceremedi. AB sorunu çözdü” diyecek... Rumları halletti, batırdı, şimdi sıra geldi bize... Yeter artık... KKTC devleti ve KKTC halkı bağımsızlığını, egemenliğini korumak için ayağa kalkmalı. Müzakerelerde bir tek mantıklı çözüm önerisi var. O da KKTCde kalan Rum mallarına ve Rum Kıbrıs Cumhuriyetinde kalan Türk mallarına tazminat ödenmesi. Bu tazminat olayı gerçekleşirse, çözüme yönelik çok önemli bir adım atılmış olur. Yaklaşık 60 Milyar Dolar olduğu söylenen bu tazminat parası nereden gelecek? Bunu kimse bilmiyor. Çözümü çok istiyorlarsa BM ve AB bu paranın bulunması için gayret sarfetmeli... Gülücükler saçarak tokalaşmalarla bu iş çözülmez... Gerçekci olalım...