Tuzlu, kıt
Tuzlu, kıt ve kalitesiz su kullanmaktan perişan olan tarım kesimi ile yerleşim yerlerinde yaşayan halkımız, Türkiyeden getirilen suyun acilen kullanıma sunulmasını istemektedir. Getirilen su sayesinde tarımda verimlilik artacak, vatandaşlar kaliteli içme ve sulama suyuna kavuşacak, kuruyan Akiferler beslenecek, ve tükenme düzeyinde bulunan yaban yaşam yeniden canlanıp gelişecektir. Bu nedenle Su konusu iç siyaset malzemesi yapılmamalı, ideolojik saplantılar, siyasi tercih fobiler veya herhangi bir nedenle daha fazla geciktirilmeden derhal kullanıma sunulmalıdır. Halen suyun KKTCdeki baraja ulaştırılana kadar, gerekli olan tüm harcamalar hatta ülkemizdeki ana dağıtım şebekesi Anavatan tarafından finanse edilerek yaptırılmıştır. Fakat Suyun kullanıma sunulabilmesi için, bir miktar daha yatırım yapılması ve işletme sermayesine ihtiyaç vardır. Örneğin kazalardaki 472 km. dağıtım şebekesinin elden geçirilip yenilenmesi ve kayıplar ile kaçakların önlenmesi için yaklaşık 600 milyon TL tutarında paraya ihtiyaç vardır. Ayrıca pompalama istasyonları ve arıtma tesisleri yapılması için de önemli yatırım yapılması gerekir. Çalıştırdıkları personeli ödemekte zorlanan Devletimizin ve suyu işletmekte ısrar eden belediyelerin, bu yatırımları yapabilecek güce sahip olmadığı biliniyor. Bundan da daha önemlisi, ülkemizdeki politik iktidarlar ile belediyelerin, bugüne kadar suyun yönetiminde ve işletilmesinde başarılı olduğu kabul edilemez. Ülkemizdeki yer altı su kaynaklarının tümüne yakınının , aşırı ve sorumsuzca çekim nedeniyle kuruyup tuzlanması ve asırlardan beri akan Başpınarların kuruması, siyasi iktidarların bu konudaki başarısızlığını kanıtlamaktadır. Belediyelerin ise, halen vatandaşlara uygun kalitede su vermediği ve çağdaş hizmet sunmak yerine, daha çok personeli ödemeğe odaklandığı inkar edilmeyen bir gerçektir. Basına yansıyan haberlere göre, 4 aralık 2012de TC- KKTC Ekonomik ve mali İşbirliği Protokolünde kabul edildiği şekilde suyun dağıtılması ve bu bağlamda gerekli yatırımların yapılabilmesi için ‘Yap İşlet Devret modeli ile hizmete sokulması kabul edilmiştir; Ayrıca 2015te CTP –UBP koalisyon hükümetleri ile anavatan arasında imzalanan protokol uyarınca suyun yönetimi ve işletilmesi hususunda anlaşmaya varılmış ve protokol hazırlanmıştır Hal böyle iken KKTC hükümetinden büyük ortağının suyun yönetimi konusunda değişik görüşler öne sürerek suyun kullanımının geciktirilmesine sebep olduğu görülüyor. Bu durumda halkımızın daha fazla mağdur edilmemesi için, suyun yönetimi ve/veya işletilmesinde görüş birliği sağlanana ve Yap İşlet Devret modeli uygulanana kadar, suyun kullanıma sunulması görevinin geçici olarak DSİ tarafından yapılması makul bir çözüm seçeneği olarak görülüyor.