Genel olarak insanların barışı istememesi,barışa karşı olması ve barışı kötülemesi mümkün değildir.

Çünkü barış olan yerde dostluk başlar, olumsuzluklar...

Genel olarak insanların barışı istememesi,barışa karşı olması ve barışı kötülemesi mümkün değildir.

Çünkü barış olan yerde dostluk başlar, olumsuzluklar ortadan kalkar,böylece uluslar,toplumlar ve insanlar daha iyi koşullarda yaşama olanağına kavuşur.

Zaten barış mutluluğun kaynağı olup, insanların  huzur ve  güven içinde yaşamasına ve ekonomik refaha kavuşmasına zemin hazırlar.

Öte yandan çatışma ve savaşlar  insanlar için acı, göz yaşı,yıkım,ve medeniyet bakımından da geriye gidişe sebep olur.

Savaşlar bugüne dek, ne acıları sona erdirmiş, ne de mutlulukları artırmıştır; aksine acıları ve mutsuzlukları daha da derinleştirmiştir.

Savaşlardan sonra ulusların barış yapmaması durumunda;ekonomik bakımdan gelişmesi, refaha kavuşması, güven ve huzur içinde yaşaması mümkün olamaz.

Modern çağımızda toplumlar ve uluslar,artık üstünlük yarışını savaşlarla değil, bilim  ve teknoloji yolu ile sürdürmelidir.

Barış ozanı Bertold Brechtin dizeleri ile savaşların sonunda böyle bir tablo ortaya çıkmaktadır: ‘Dost düşman sükut buldu/Yalnız analar ağlaşır/Ötede beride

1878den sonra ülkemizde sık sık meydana gelen toplumlar arası çatışmalar, Türkiyenin 1974de adaya müdahalesi  sayesinde sona ermiş; ülkemiz en uzun süreli barışa kavuşturulmuş; dili, dini, milleti farklı olan iki halkın ayrı bölgede yaşamasının sağlanması ile, toplumlararası savaş riski köklü bir şekilde ortadan kalkmıştır.

Türkiye adada barışı sağlamasaydı, kuzeyde can ve mal korkusu olmadan yaşamamız ve yollarda, sokaklarda korkusuzca seyahat etmemiz mümkün olmayacaktı.

Yine de Kıbrıs adasında iki halk olarak ilelebet mutlu yaşamak istiyorsak, önyargıları,ırk,millet, din, maddi medeniyet farklılıklarını bir yana bırakılmamız, çatışma ve savaştan kaçınmamız ve barış anlaşması yapmamız kaçınılmazdır.

 Yalnız barış, iki tarafın da istemesi durumunda mümkün olup, iki halk arasında kin, nefret,düşmanlık duyguları terk edilmeli.

Kıbrıs Türk halkı olarak geçmişte bize çektirilen büyük acılara rağmen, Rum komşularımıza karşı kin ve nefret duyguları taşımamaktayız; aksine onlarla işbirliği içinde dostça yaşamak istemekteyiz.

Fakat, karşı tarafın, sahip olduğu avantajlı durum ve koşullar nedeniyle, varlığımızı sürdürmemize olanak verebilecek makul bir barış anlaşmasına yanaşmamakta direndiği, inkar edilemeyen bir gerçektir.

Halen,  Kıbrıs Cumhuriyeti olarak tanınması, AB üyesi olması,AB, ABD,BM güvenlik konseyi üyeleri tarafından kayıtsız şartsız desteklenmesi, KKTCde bazı siyasilerin, basın yayın kuruluşlarının ve entellerin tutumu nedeniyle KKTCnin içerden çökertilip yıkılabileceği umudu nedeniyle, Rum tarafının adanın tümünü ele geçirmek isteğinden vazgeçmek niyetinde olmadığı görülmektedir.

Rumların tutum ve açıklamalarına bakıldığı zaman, bizimle bir barış anlaşması yapmak  için; kendi kendimizi yönetme hakkımızdan yani devletimizden, bize ait ayrı bir bölgeye sahip olmaktan ve saldırılara karşı Türkiyenin askeri garantisinden vazgeçmemiz istenmektedir.

Bana göre içinde bulunduğumuz koşul ve gerçeklere rağmen, barışı gerçekleştirebileceğini ileri sürenler, herhalde Rum tarafının tüm isteklerinin kabul edilmesini uygun görüyor .

Yalnız gerçek niyetlerini halka açıklamak yerine, barış maskesi arkasına saklanarak bu planlarını gerçekleştirmeğe çalışıyorlar.

         Maalesef, halen KKTCde barış maskesi araksına saklanılarak, Türk halkının Rum çoğunlukla birleştirilmesi ve yok edilmesi amacı ile  yoğun bir kampanya yürütülmektedir.

         Kıbrıs Türk halkının Rum çoğunluğa yamalanması ve geçmişin karanlık dönemine götürülmesi amacı ile yürütülen yoğun beyin yıkama kampanyasının etkili olduğu ve halkımızın bir kısmının da bu barış ninnileri ile uyutulduğu görülüyor.

 

Hala daha barış ninnisi ile uyutulduğumuzun farkına varmamamız, bu kampanyalara aldanmamız ve barış maskesi arkasına saklananların oyununa gelmemiz durumunda, bir gün uyandığımız zaman, kendimizi Batı Trakyadaki ve Leymosundaki soydaşlarımızın durumunda bulacağız.