26 Ocak 2021’de ABD’nin BM’deki Geçici Büyükelçisinin, BM Güvenlik Konseyi’ne yaptığı açıklamaya bir bakalım; “İki tarafın (İsrail ve Filistin) ortaklaşa anlaşarak, İsrail’in barış ve güvenlik içerisinde yaşamasını sağlayacak iki devletli çözüm en uygun çözümdür...” Beyaz Saray’da ABD Başkanı Biden’in Basın Sözcüsü Jen Psaki’nin açıklaması ise şöyle; “ABD Başkanı’nın (İsrail-Filistin için) iki devletli çözümün tek yol olduğu görüşü devam etmektedir...” Bu noktada insanın aklına şu sorunun takılması çok doğal; “ABD, İsrail-Filistin sorunu için iki devletli çözümü destekler de Kıbrıs Sorunu konuşulduğu zaman KKTC’nin önerisi ve Türkiye’nin tam destek verdiği iki devletli çözümü neden kabul etmez?...” ABD, Kıbrıs adasında iki devletli çözümü bölgesel çıkarlarından dolayı istememektedir gibi bir yorum veya düşünce pek mantıklı sayılamaz. ABD’nin bölgesel çıkarları söz konusuysa bu ülkenin  bölgede en büyük  müttefiki Türkiye ile bölgesel çıkarlarını koruması daha akla yakın bir strateji olarak gösterilebilir. Ancak Orta-Doğu’da, kuşkusuz değişen bir tablo var. Bu yeni tabloya bakıldığı zaman, Türkiye’nin dış politika alanında Orta-Doğu bölgesinin en güçlü ülkesi olarak gösterildiği de söylenebilir. Bir de Doğu Akdeniz Sorunu’nu, ABD’nin çıkarlarına ters düşecek bir gelişme olur mu diye sorgulamak gerekir. Görüldüğü kadarıyla, Doğu Akdeniz Sorunu’nun ABD çıkarlarına dokunabilme olasılığı oldukça zayıf. Biden Yönetiminde, ABD’nin bu bölgede faaliyetlerini artıracağını gösteren önemli bir işaret yok. Yine de ABD’nin Orta-Doğu’dan hiçbir zaman tamamen kopacağı söylenemez. Orta-Doğu, küresel açıdan daima stratejik bir bölge olarak kalacaktır.
Klasik bir iddia olarak görünse de ABD’deki güçlü Yunan Lobisi, bu ülkenin  Kıbrıs Adası’nda iki devletli çözümü kabul etmemesinin bir nedeni olarak gösterilebilir. Peki, iki sorun arasında bir benzerlik var mı? İki sorun bugün analiz edildiğinde benzerlik yok. Bugün İsrail ve Filistin arasında silahlı çatışmalar devam etmektedir. KKTC ile Kıbrıs Cumhuriyeti arasında silahlı çatışma yok. Kıbrıs adasında, iki devlet barış içinde ve kendi sınırları içerisinde yaşamlarını sürdürmeye devam etmektedir. Tarihsel sürece bakarsak, Yahudiler ile Arapların 3000 yıldır süren kavgalarını görürüz. ABD’nin Kıbrıs adasında iki devletli çözümü kabul etmemesinin nedeni, BM Güvenlik Konseyi kararlarından kaynaklanmaktadır da denebilir. ABD, başağrısı istememekte ve Kıbrıs Sorunu’nun çözümü için daima olduğu gibi topu BM’ye atmakla yetinmektedir. KKTC, iki devletli çözüm yolunda kararlılıkla yürümeye devam ederse, BM Güvenlik Konseyi kararlarına rağmen hedefe ulaşacaktır...