Futbol Federasyonu Başkanı Sertoğlu, liglerin başlama tarihi ile ilgili olarak “Esas tehlike Eylül’dedir. Federasyonun Eylül’de futbol liglerini oynatma ihtimali, şimdiye oranla çok düşüktür” açıklaması yapmış. “Uçuşların başlaması ile birlikte öğrenciler, turistler ve daha birçok insan ülkeye gelecek. Bu da bulaşma riskini artıracaktır. Böyle bir ortamda da futbol oynatma riski, şimdikinden daha fazla olacaktır.” diye ilave etmiş. 

Olaylara At Gözlüğü ile bakan bir federasyon başkanımız olması doğrusu beni şaşırttı.

Doğru, Eylül’den sonra söylediklerinin hepsi, işler beklenildiği gibi giderse, gelecekler. (Gelsinler de zaten) Ancak eğer bulaşma riski o tarihlerde de korkulacak düzeyde ise, sen yeni sezonu nasıl açıp, 2020-2021 liglerini başlatacaksın?

Böyle bir mantık olabilir mi?

Bir arkadaşımız kendisine “bu konuda nasıl planların var diye sorunca “Kara Cahil” diyor. Ben kendisinin eğitimini, görgüsünü, okuduğu kitapları ve dünya görüşünü bilmediğim için “Kara Cahil” diyemeyeceğim ama olaylara “At Gözlüğü” ile bakan, düz mantık yürüten biri olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.

Kalan sekiz karşılaşmanın Eylül ayında başlayıp, gerekirse hafta ortası da oynatılarak Ekim ayı başlarında bitirilmesinin, 15 günlük bir aradan sonra da, Federasyonun yeni seçilecek Başkan ve yönetimi ile 2020-2021 sezonunun açılmasının en doğru olacağını geçenlerde yazmıştım.

Bunları yazarken gerekçem şuydu; alınan ve Eylül ayına kadaralınacak tedbirlerle, hem bulaşma riski minimuma iner, hem de Covid-19’a karşı bağışıklık kazanacak olanların sayısı artar, ondan sonra gönül rahatlığı ile kalan maçları oynatırız.

Sertoğlu bunları bıraksın. Eksik kalan maçların başlama tarihi konusunda son sözü nasıl olsa Hükümet ve bilim insanları söyleyecek.

Madem, hazır ortam müsait iken profesyonel düzenden vazgeçmeyi, futbola ayrılan tüm kaynağı altyapıya harcamayı düşünmüyor, bunu ve yabancılar konusunu hiç konuşmuyor;o halde, Hamitköy Başkanı Evren Mannaş’ın “Futbolcular esir değildir. Emeklerinin karşılığını da almalıdırlar. Futbolda sözleşmeli sistem olmalıdır.” Sözlerine bir cevap vermeli.

Devletin kaynaklarını, gelen yabancılara sözleşme yapan ve altyapı yerine onlara harcayan kulüplere,salt hoş görünmek amacıyla ses çıkarmayacaksın ama kendi futbolcuna sözleşme yapmayarak, onlara üvey evlatmış gibi davranılmasına göz yumacaksın.

Hamitköy Başkanı’nın dediği gibi “Bizim Çocuklarımız esir değil” Sen esas kafanı buna yor.