TC Dışişleri Bakanı Sn. Mevlüt Çavuşoğlu’nun açıklaması çok önemli. Sn. Çavuşoğlu: “Federasyon için ucu açık bir maceraya giremeyiz. Sonuç alıcı müzakereyi değerlendirip, öbür seçenekleri ele almamız gerekiyor. Gayrı resmi toplantıda, iki devletli çözüm başta olmak üzere diğer seçenekleri müzakere edeceğimizi güçlü bir şekilde ifade edeceğiz.”  dedi. Yani kısacası, “federasyon” bitmiştir. Sn. Çavuşoğlu’nun bu açıklamasının neden önemli olduğunu bir kez daha hatırlatalım. TC Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu KKTC halkının büyük çoğunluğunun beklentilerine cevap veren tarihi bir açıklama yapmıştır... “Beş’li konferans olursa, iki devletli çözüm veya konfederasyon başta olmak üzere diğer seçenekleri değerlendireceğiz.” diyen Sn. Çavuşoğlu, “federasyon” için ucu açık bir maceraya girmeyeceklerini de açık ve net bir biçimde ifade etmiştir.
TC Dışişleri Bakanı Sn. Mevlüt Çavuşoğlu’nun bu açıklaması ile yıllardır süregelen, “Artık Türkiye Cumhuriyeti ve KKTC yeni bir politika izlemeli.  En uygun çözüm olan iki devletli çözüm gündeme gelmeli.” görüşünün ne kadar isabetli bir görüş olduğu da ortaya çıkmıştır. Şimdi artık yeni bir döneme giriyoruz. Sn. Çavuşoğlu ayrıca, Crans-Montana’nın bittiği yerden müzakerelere tekrar başlamanın mümkün olmadığını da açıklamıştır. Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Sn. Çavuşoğlu’nun bu açıklamaları, Türkiye-KKTC yeni ve iki devletli çözüme giden politikasının artık devreye girdiğini göstermektedir. Bu noktadan hareket ederek olayı incelediğimiz zaman, BM’nin, Rumlarınve genel olarak uluslararası toplumun, Türkiye’nin bu çok açık ve net, yeni iki devletli çözüm politikalarına karşı nasıl bir tutum içerisine girecekleri merak konusu. BM’den başlayalım. BM, iki “tarafın”  tekrar “iki bölgeli, iki toplumlu federasyon” çözümüne odaklı görüşmelere başlamalarını önerecektir. Ancak BM, Türkiye’nin yeni politikasını, “federasyona” hayır demesini ve iki devletli çözüme yönelmesini mutlaka diplomatik kuralları yerine getirerek değerlendirecektir.
BM’nin, Türkiye’nin iki devletli çözüm önerisini içeren politikasına karşı nasıl bir tavır takınacağı da ortada. BM gene temcit pilavı misali, “iki kesimli, iki bölgeli federasyon”  çözümünün tekrar müzakere masasında görüşülmesini isteyecektir. Rumlara gelince: Rumlar, Türkiye’nin bu yeni politikasını protesto edecek, yaygarayı koparacak... BM ve AB’yi de arkasına alarak Rumlar, Türkiye’nin iki devletli çözüm politikasının kabul edilemez olduğunu vurgulamaya devam edecek. Hiç önemi yok. Önemli olan Türkiye’nin “Kıbrıs Sorunu”nu çözmek için önerdiği iki devletli çözümün şu anda uluslararası toplum içinde önemli bir yer tutması. İki devletli çözüm için ilk adım atılmıştır. Diplomaside atılan ilk adımların önemini bilmem burada tekrar anlatmaya gerek var mı?...