BM Genel-Sekreteri Antonio Guterres’in halâ “Kıbrıs Sorunu”nu anlamak istemediği ortada. Son açıklamasında, “Çözüm sürecine ilgisizlik artmışken, Kıbrıslıları barış çabalarına yöneltecek ve onları biraraya getirecek çabaların iki katına çıkması gerek.” demiş. Sn. Guterres’in “Kıbrıs Sorunu”nu anlamadığı veya gerçekleri görmezden geldiğini iddia etmek yanlış olur. Guterres bu adada iki bağımsız, egemen devletin var olduğunu biliyor. 37 yıllık KKTC bağımsız, egemen devletinin bu statüsünden vazgeçmeyeceğini de biliyor. O halde neden halâ iki tarafın bir “federasyon çözümünde” anlaşacağını umut ediyor? Guterres halâ BM olarak bu adada bir federasyon çözümünün mümkün olabileceğini düşünmektedir. Tarafsız gözlemciler, Kıbrıs adasında böyle bir çözümün mümkün olamayacağını dile getirirken, Rumların ve Yunanistan’ın baskıları ile BM halâ federasyon çözümünde ısrar etmektedir. BM’nin “federasyon” ısrarı, KKTC’nin “federasyon” çözümünü istermiş gibi gözükmesinden kaynaklanmaktadır.
KKTC Devleti ve Hükümeti geçmişte ve şimdi “federasyon” çözümünü istemediğini açıklamamıştır. Özellikle, ayrı devlet ilanından bu yana (yani 1983’den beri) tanınma yoluna girmemiş veya tanınma istemesine rağmen hiçbir ülkenin KKTC’yi tanımak istememesinden dolayı “federasyon” çözümü arayışlarına adeta mahkum edilmiştir. Halbuki KKTC “Biz federasyon çözümü istemiyoruz. Rumlarla ortak bir devlet istemiyoruz. Biz iki ayrı devlet çözümünden yanayız.” dese, BM’de, bütün dünyada Kıbrıs adası için belki de iki ayrı devlet çözümünü düşünmeye başlayacaktır. KKTC’nin böyle bir açıklama yapması için rederandum gerekli. KKTC Meclisinin oybirliğiyle tanınma kararı çıkarması gerekir. Bunlar şu anda yapılmadığına göre, KKTC halkı “federasyon kısır döngüsü” içinde kalmaya devam edecektir.
KKTC halkını federasyon kısır döngüsünden kim kurtaracak? Bilinmiyor. BM’den medet ummakla bu iş olmaz. Yani BM Genel-Sekreteri Guterres’in “İki tarafın federasyon çözümüyle anlaşması mümkün gözükmüyor. Bu bakımdan tarafların artık yeni arayışlar içerisine girmesi gerekli.” gibi bir açklama yapmasını beklemek boşuna. İşte, BM Genel-Sekreteri Guterres’in anlaşılmaz tutumu burada açıkca ortaya çıkmaktadır. Yani çıkmazı devam ettiren BM’dir. Ancak, BM’yi çıkmazdan sorumlu tutmak yeterli değil. Herhangi bir dünya sorununu çözmek için taraflardan biri mutlaka kesin ve kararlı bir politikayla ne istediğini söylemeli, çıkmaz ancak böyle sonlandırılabilir. Yani KKTC “Biz KKTC olarak federasyon çözümünü istemiyoruz. Biz ayrı devlet olarak kalmak istiyoruz.” derse çıkmazdan çıkılabilir. Yine de BM’nin adada bağımsız, egemen iki ayrı devlet gerçeğini şu veya bu şekilde kabul etmesi gerekir. Bu olmazsa ve KKTC Devleti ne istediğini açıklamazsa “federasyon kısır döngüsü” maalesef devam edecek.