1930 yılında kurulan, 1955 de KTFF’nin üyesi olan ve tarihinde hep en üst lig’de yer alan Çetinkaya’nın bugün Süper Lig’den düşmesi basında ve sosyal medyada olağanüstü yer alıyorsa; bunun nedeni elbette geçmişi, değerleri ve müzesinde kupalarla yerini bulan başarılarından kaynaklanıyor.
Bu sezon yaşadığı performans başarısızlığı ise tamamen duygusal! Yani, hemen her şeyin para ile ölçüldüğü ülkemizdeki gerçeğin futbola yansıyan yüzü. Geçmişte salt kulüp sevgisi ile başkanlık yapanların yerini, artık, giderlerinin büyük kısmını karşılayabilecek başkan portreleri aldı.
Mesarya’nın beş yılda geldiği yer, Yeşilova’nın adım adım zirveye yürüyüşü, GHE’nin dibe doğru giderken, Başkanlığı üstlenen bir işadamı sayesinde bugün Süper Lig kapısını aralamaya çalışması, MTG’nin şampiyonluğu v.s. hep parasal gücün sağladığı başarılar.
Kulüplerin başarı nedenleri ülkelere göre göreceli olarak değişiyor. Başarı, her zaman parasal güç, kaliteli kadrolar ile gerçekleşmiyor elbette. Tarihin belirli dönemlerinde siyasal iktidarın baskısı, yönlendirmesi ve oynadığı ayak oyunları ile de gerçekleşiyor.
 Almanya’da işçilerin takımı olarak kurulan Schalke’nin, sonradan Hitler’in kollaması ile yaşadığı şampiyonluklar unutulmadı.
Aynı şekilde; Osmanlı’da İttihatçı’ların Altay Kulübünü kurması, Galatasaray’dan ayrılan Progres Kulübünü satın alması ve ismini değiştirerek Altınordu yapması, Başkanlığa Talat Paşa’nın getirilmesi, hep milliyetçilik adına yapılan uygulamalar.
 BJK, Galatasaray ve Fenerbahçeli futbolcuların 1. Dünya Savaşına katılmaları, Altınordu futbolcularının askerlikten muaf tutulması, üç büyüklerin maçlara eksik çıkmaları nedeniyle Altınordu’nun üst üste iki yıl şampiyon olması, iktidarda bulunanların gücü ile gerçekleşti.
Türkiye’de, AKP’nin belediye takımları kurarak bu kulüpleri partinin arka bahçesi yapma düşüncesi, son olarak Başakşehir ile milletin gözüne sokulmak istendi. Taraftarı dahi olmayan Başakşehir,maddi katkı aldığı İstanbul Belediye Başkanlığı kaybedilince yok olma tehlikesi ile karşılaştı. Trabzon halkını küstürme adına bu sezon şampiyon yapılan Başakşehir’in Şampiyonlar Liginden gelecek para ile yaşaması sağlanacak, bu şekilde kulübün Katar’lılara satılma olanağı hayat bulacak.
Çetinkaya’ya gelirsek; Çetinkaya’nın sezon başındaki yöneticileri, bu duygusal! değişimi anlayamamış olacaklar ki, Süper Lig’de yarışacak kadro kurmak konusunda geri kaldılar. Görünen köyü önceden fark etmeleri nedeniyle bahane bularak istifa ettiler, faturayı iseiyi niyetle yönetimi devralan gençlereçıkardılar.
Çetinkaya’nın küme düşme noktasına gelmesine elbette dış etkenler de rol oynadı. Bunun nedenlerini ve nasıl olduğunu da bir başka yazıda irdeleyelim.