İngiltere’de, erken Genel Seçimlerde İşçi Partisi kazandı. Muhafazakar Parti’nin tarihinin en kötü sonuçlarından birini almasının nedenleri, AB’den çıkma kararı “Brexit”, 14 yılda 5 Başbakan değişimi, ekonomik sorunlar ve siyasi “skandallar” olarak dünya medyasına yansıdı. Bu nedenlerin içinde hep İngiltere’nin iç sorunları ön plandaydı. Bu durum, tarih boyunca İngiltere’nin tüm seçimlerinin iç sorunlara verilen büyük önemini de ortaya çıkardı. İngiliz Halkı, ülkenin dış politikasını pek önemsemediğini de ortaya koymuştur. “Brexit”, yani İngiltere’nin AB’den 2020’de resmi olarak ayrılması, Muhafazakarların dış politikadaki hatası olarak gösterilmeye çalışılsa da İngiltere Halkının oy vererek çoğunlukla bu kararın gerçekleşmesini sağladığı gözardı edilemez. İngiliz Halkı, AB’den haklı nedenlerle bir an önce çıkmak istedi ve oylarını ona göre kullandı. Yani kısacası, AB’den çıkış, halkın oylarıyla gerçekleşti. Hatta bağımsız gözlemciler, AB’den çıkma kararının doğru bir karar olduğunu iddia etmişlerdi. AB’nin İngiltere’ye karşı, “Either put up, or shut up…” sözleri kabul edilemez, kaba ve yersiz çıkışlarından sadece biri.
Gelelim Kıbrıs Sorununa… İngiltere’nin şu anda 14 yıl sonra iktidara gelen İşçi Partisi yıllardır hep Rum politikalarını desteklemeye devam etmiştir. Bu gerçeği kimse inkar edemez. Peki, Muhafazakarlar Kıbrıs Türklerini mi destekledi? Hayır… Muhafazakarların bazıları KKTC’yi destekledi. Ercan’a direkt uçuşları başlatmak için çaba harcadı. Ancak hükümetleri hiçbir adım atamadı. İngiliz Politikasında “Kıbrıs Sorunu” hep ikinci, hatta üçüncü derecede bir sorun olarak kaldı. Yani Muhafazakarlar sınıfta kaldı… Muhafazakar Parti, iki devletli çözüme yaklaşmadı bile.
Seçim sonucuna Rumlar çok sevindi. Rumlar, İşçi Partisi’nin desteği ile istediklerini alacaklarını sanıyor. Boşuna umutlanmasınlar. İngiliz dış politikası ve “Kıbrıs Sorunu”, İşçi Partisi döneminde de yerinde sayacak…