50 yıllık “Kıbrıs Sorunu” tarihinde garantör devletlerden biri olan İngiltere’nin, sorunun çözümüne hiçbir katkı sağlamadığını ve hep birkaç cümlelik aktif bir girişim, yeni bir öneriyle hiçbir ilgisi olmayan ve hiçbir zaman gerçekleşmeyecek bir politika ile sahne almaya devam ettiğini rahatlıkla söyleyebilir miyiz? İşte size “çözüm” için İngiltere’nin önerdiklerini özetleyelim: “İki toplum kalıcı bir çözüm için iki toplumlu, iki bölgeli bir federasyon çözümüne odaklanmalı. İngiltere böyle bir çözümü desteklemektedir.” Dünya diplomasi tarihinin önde gelen ülkelerinden biri sayılan, 50 yıldır aynı cümle ile “Kıbrıs” politikasını bıkmadan, usanmadan ve bu politikanın “çözüme” hiçbir katkı sağlayamayacağını bile bile dile getiren İngiltere’nin, 2021 hükümetinin de aynı politika ile olası 5+1 Konferansında Garantör devlet olarak yer alarak ne gibi katkı sağlayacağı merak konusu. Rum medyası, Kıbrıs Sorununa ilişkin gerçekleştirilen kulis faaliyetlerinde başrol oynayan İngiltere’nin “gevşek federasyon ve iki devlet” yaklaşımları arasında bir uzlaşı noktası bulunması gerektiğini iddia etmiş.Bu haber gerçek mi onu da bilmiyoruz. “Gevşek federasyon” ne demek? Gevşek federasyonda kurucu devletler (ki bu kurucu devletlerin bağımsız, egemen statüsü yoktur) herhangi bir federasyonda olduğu gibi tek egemenliği paylaşır. Bu da Rum’a çok güzel uyar. Bize ise hiç uymaz...
Bu sütunda olası bir 5+1 Konferansında İngiltere’nin kullanması için bir ‘portfolio’ ‘hazırladık. Şöyle: “Çözüm için, anlamlı önerilerin destek bulması için, Kıbrıs Türk Toplumuna uygulanan izolasyonların, yaptırımların kaldırılmasını öneriyoruz. Kıbrıslı Türklere uygulanan ambargoların kaldırılması, iki tarafa da kalıcı bir çözüme giden yolda önemli katkılar sağlayacaktır.” Bu kadar. İngiltere, sadece bu konuyu gündeme getirse politik çözüm için öneri sunması gerekmez. Ama olur mu hiç? İngiltere’nin Rum ve Yunan dostları ne diyecek bu işe? AB nasıl bir tepki gösterecek? AB ne derse desin, İngiltere AB’den resmen çıkarak bağımsızlığına, egemenliğine yeniden kavuşmuş bir devlet... Bu bakımdan İngiltere’nin, AB kuruluşunun “Kıbrıs” politikalarından bağımsız bir yol izlemesi çok doğal... Ne dersiniz, İngiltere KKTC’ye yıllardır uygulanan insan haklarına aykırı ambargoların kalkmasına en azından yardımcı olabilir mi? Naçizane görüşümü açıklayayım; pek sanmıyorum. İnşallah ben yanılırım...
Bu arada şunu da belirtelim. İngiltere’de Kıbrıslı Türklere yıllardan beri yapılan haksızlıkları dile getiren önemli politikacılar vardır. Biz, KKTC olarak bu politikacılarla bağlantılarımızı güçlendirebilirsek, en azından İngiltere’de bir umut ışığı belirebilir. Bu umut ışığı yüzde 5’lerde seyretse bile... KKTC haklılığını, uluslararası hukuk, insan hakları çerçeveleri içinde kararlılıkla dile getirebilirse sonunda istediğimiz hedefe ulaşabileceğiz. Ancak, şu anda İngiltere’nin monoton sessizliği, değişmeyen ve çözüme katkı sağlamayan politikası devam edecek gibi gözükmektedir maalesef...