Türkiye ve KKTC arasında imzalanan ve KKTCde Gençlik ve Spor Bakanlığı Yurtdışı

Türkiye ve KKTC arasında imzalanan ve KKTCde Gençlik ve Spor Bakanlığı Yurtdışı  Koordinasyon Ofisi kurulmasını amaçlayan anlaşmaya sivil toplum örgütleri karşı çıkmış. Bakın bu sivil toplum örgütlerinin açıklamasına. “ Türkiyenin irademizi parça parça ele geçirmesine yol açacak, tam bir teslimiyetcilik örneği...”  Siz Türkiyenin başka işi yok mu sanıyorsunuz?...

Palm Beach Otel sahillerinde “Kumdaki Portokallar” isimli barış  etkinliği düzenlenmiş ve 41 tane balon uçurulmuş. Niçin biliyor musunuz? Bölünmüşlüğe karşı.Yani 41 yıldır bölündük. Hade “sevgili” Rumlarla birleşelim. Her gün, her alanda kuyumuzu  kazan Rumlarla birleşelim...

“Bölünmüş Başkentin Hayalet  Havaalanı” adlı bir belgesel yapılmış. Konu eski Lefkoşa Uluslararası Havaalanı. Gene şu “bölünmüşlük” kelimeciği kilit söz olarak karşımıza çıkmış...

KTFF Başkanı Sertoğlu, TFF  KKTCde bir temsilcilik açmak için harekete geçince kıyameti koparmış. Neymiş  efendim? Böyle bir gelişme varlığımızı sıfırlarmış. İşte size bir örnek daha...

KKTCnin  ünlü ve değerli köşe yazarlarından Sn. Eşref Çetinel geçmişte yayınlanan bir yazısında “Rumların KKTCyi ortadan kaldırmak için girişimlerine pek gerek kalmadı. Biz  zaten kendi kendimizi yok etmek için elimizden geleni yapıyoruz.” demişti. O zaman  da belirtmiş olduğum gibi, Sn. Eşref Çetinelin  görüşü çok yerinde ve doğru.. Gerçekten, içimizdeki bazı gruplar, kendi kendimizi yok etmek ve Rumun boyunduruğu altına girmek için herşeyi yapıyorlar  gibi bir imaj var ortada. Bakalım  bu işlerin sonu nereye varacak...

KKTC içinde bazı grupların kendi kendimizi yok etmek için planlı programlı  etkinlikleri sürerken, BMde “Köprü Kurucu öneriler” hazırlamaya başlamış... Yani şimdi  BM, “Güven Artırıcı Önlemlerden” “Köprü Kurucu  Önlemlere” terfi etti. BM Nisanda   tekrar başlamasını  istedikleri müzakerelerde süratli bir prosedür izlenmesini istiyormuş. BMnin “Acele İşe Şeytan Karışır”  Atasözünden haberleri yok herhalde. Müzakereler komedisini devam ettirmek istiyorlar. Buna “Comedie Francais” denir.

 

Bilmiyorum siz sayın okurlarım da sezinledi mi? Ortalıkta sanki planlı, programlı yürütülen  birşeyler varmış gibi geliyor bana. Yani Rumların istediği gibi bir “çözüme”  doğru gitmek için hazırlanan ve uygulamaya konulan planlar... Biz kendimize bakalım ve bir daha bakalım... Kendi  kendimizi yok etmekten vazgeçelim. Artık sessiz çoğunluk ses vermeli...