KKTCnin kalıcı olduğunu söylemeye gerek yok. Ancak öyle acayip bir politik karmaşa içinde yaşıyoruz   ki   bazen devletin varlığını ve kalıcılığını vurgulamak gereksinimi duyuyoruz. 32 yıllık KKTC bağımsız, egemen devleti, 1983deki bağımsızlık ilanından bugüne kadar sadece Türkiye Cumhuriyeti tarafından tanınmış olmasına rağmen (ki gelmiş geçmiş  ne TC ne de KKTC hükümetleri KKTCnin resmen  diğer devletler tarafından tanınması için hiçbir ciddi girişim yapmamıştır ) kalıcıdır. Kalıcıdır, çünkü Uluslararası Hukuk çerçevesi içinde tanınma hakkına sahiptir. Uluslararası Hukuk, bağımsızlığını ilan eden bir devletin, bir başka devlet (yani Türkiye Cumhuriyeti) tarafından tanınmasından sonra, diğer devletlerin de bu yeni devleti tanımaları gerektiğini söyler. Ayrıca Uluslararası Hukuk, uluslararası toplumun böyle bir devleti tanımasının bir görev olduğunu vurgular.Kendi sınırları içindeki  topraklara sahip olan, kendi hukuku, kendi polis teşkilatı, kendi ordusu ve kendi yasaları varolan bir devlet  tanınma hakkına sahiptir. 

Biz, bu gerçekler ortada dururken, halâ Rumlarla bir “çözüm” için müzakerelere tekrar başlamaya niyetli görünüyoruz. Halbuki  KKTCnin resmen diğer devletler tarafından tanınmasına en büyük engel, “Kıbrıs Sorunu”  müzakerelerinin yıllardır sürmüş olmasından  kaynaklanmaktadır. BM, AB ve genelde uluslararası toplum görüşmelerin devam etmesi ve “federal” bir çözüme ulaşılmasından yana politikalarla havanda su dövmeye devam etmektedir. İşte esas sorun, müzakerelerin tekrar başlaması ile çıkmazlar denizinin içine atılmanın çaresizliği sorunudur. Müzakereler, en azından şimdilik, tanınma girişimleri olasılığını ortadan kaldıracaktır.

KKTCdeki insanların siyasi görüşleri ne isterse olsun, KKTC devletinin yaşaması, varolması ve tanınması kaçınılmazdır. Tekrar başlayabilecek müzakerelere  rağmen KKTCnin tanınması kaçınılmazdır. İkide bir “Statükoyu ortadan kaldıracağız” seslerine kulak vermeyin. Statükonun devamı KKTCnin devamı anlamına gelir. Statükonun ortadan kalkması ise KKTCnin tasfiyesi demektir. Halk bunları çok iyi biliyor. Benim halkıma sonsuz güvenim vardır.

 

Bu  devletde evimizi düzene koyma ve iyi yerlere getirme hükümetin görevidir. Herhangi bir hükümet bunu başarırsa, halkın güvenini kazanacaktır. Evimizi iyi düzenlersek KKTC çok daha güçlü olacaktır. Kuşkusuz evimizi düzenleme konusu ile birlikte bazı yanlış ve tehlikeli gelişmeler de vardır. Bunlardan biri KTFFnin Rum Futbol Federasyonu KOPun idaresi altına girme girişimidir. Bu, eğer gerçekleşirse, işin çorap söküğü gibi devam edeceğini ve diğer  kuuluşların da Rumlar ile birleşme girişimleri başlatacakları ve sonunda Rumların çok istediği “federal çözüme” ulaşılacağını sananlar, eninde sonunda gerçekleri görseler de görmeseler de  KKTC duvarına çarpacaklardır. Şimdi artık gerçekleri görme zamanı...