Zaman, zaman, zaman... Hiç kimseye bu aralar yetmeyen, çok eksikliğini hissettiğiniz, keşke gün 36 saat olsa denilen, “ZAMAN”. Aslında gerçeği söylüyorum bir gün 36 saat olsa da size yetmez; Vaktim yok! Ayarlayamadım! Yetişemiyorum! Uydurup seni görmeye gelemedim! Şuna geç kaldım, buna zaman ayıramadım.. bunların ve bunlar gibi tüm söylemlerin hepsi birer YALAN. Gerçekte türkçe meali şu ki; Aslında ayarlamadım ve seni görmek içimden gelmedi. Zaman ayırmak istemedim. Vaktimi başka bir şeye ayırdım. Eğer etrafınızdakilere sürekli zamanım yok gibi kelimlerle oyun oynuyorsanız, lütfen artık vazgeçin. Bu cümlelere bir gün gelecek kendiniz de inanacaksınız ve kendinize de yalan söylüyor olacaksınız. Artık Kıbrıs’ta yaşayan insanlar olarak programlı ve planlayarak yaşamanın ve vaktinizi iyi değerlendirmenin vakti geldi de geçiyor. Programlı olmak ilk önce kendinize bir ajanda edinmekle başlar. Bu ajandanızın her sayfasında bir gün ve saatlerinin de yer alması gerektiğini önemle belirtmeliyim. Öncelikle rutinlerinizi işe gidiş ve geliş saatlerinizi, bundan sonra da günlük planlarınızı, toplantılarınızı, eve gidiş ve geliş yolunuzun ne kadar zaman aldığına kadar ajandanıza yazın. Bu aşamada; noktası virgülüne gün içinde yaptıklarınızı yazıyor olmanızı bekliyorum (Sabah uyandım, hazırlandım, işe geldim, çalıştım, şu kadar zamanımı şuna harcadım gibi, eve gibip yatağa uzanıp uyuyana dek). Sonrasında göreceksiniz ki aslında boş olan bir çok zaman dilimi sizlere ajandanızda göz kırpıyor olacak. İşte sevgili okuyucular; buna PLANLI olmak denir. Haftalar ilerledikçe boş kalan dilimleri doldurmaya başlıyor ve zamanı daha efektif kullanmaya çalışıyor olacaksınız. Hani o ayıramadığınız vakitler; tek tek ajandanızda ismiyle cismiyle yer almaya başlıyor ve tabii ki kendinize de ne kadar zaman ayırdığınız belli oluyor olacak. Her bireyin üç bacaktan oluştuğunu düşünmekteyim(Bacak dedim çünkü ayakta durup - duramadığınızı yüzünüze vurmam lazım ki ben değil buna siz şahit olmalısınız). Bu bacaklar; İŞ, ÖZEL ve SOSYAL yaşamınızdan oluşuyor. Herhangi biri eksik olunca maalesef yıllarca ayakta kalamıyorsunuz. Ajandanıza işleyeceğiniz verileri lütfen bir bacak altında toplayın ve 3 ayrı renkte yazıyor olmanızı isteyeceğim. Olmadı mı? en azından yanına İ-Ö-S gibi baş harflerini koyun ki zamanınızı nasıl kullandığınızı bir bakışta görebilesiniz.  Özel yaşam olarak nitelendirdiklerimiz; kendinize ayırdığınız zaman ama sadece sizden bahsediyorum, ve sadece sizi mutlu eden adımlarınızdan oluşmaktadır. Sosyal yaşam ise ne kadar insanla ne kadar bireysel iletişime geçtiğiniz ve konuşabildiğiniz zaman dilimidir. Son olarak;  iş yaşamınız da malum işlediğiniz ve ne zaman işlediğinizi düşünürseniz o kadar zaman! Açıkçası işe gidiş geliş saatinin arasında kalan tüm zaman değil kastettiğim.. Aslında o kadar saat kimse kafasını kaldırmadan çalışmıyor. Kendinize karşı dürüst olduğunuzda farkedeceksiniz ki bir orantısızlık ve bacaklarda bir çöküş var. Üzülerek söylüyorum ki işte Kıbrıs’ta yaşayan insanların mutsuzluğu aslında bu!  Zamanı doğru kullanmamak ve ajanda vb uygulamaları kullanmadan hunharca vakit harcamak. Zaman Değerlidir! Zaman Önemlidir! Ki bizim ülkemizde yol gitmekle bir yerlere ulaşmakla kaybedilen bir zaman yokken, halen Vaktim kalmadı gibi cümleleri duymak gerçekten kahkaha atmama sebep oluyor. Bu köşe yazısına başlamamdaki sebebi açıklıyorum; Ajandamın göz kırpan boş zaman dilimi sayesinde oldu. Bam telime dokunan her telden konuşmak üzere, yine yeniden görüşmek dileğimle, “planlı” yaşamanız ümitlerimle...