1-
1- Bay Anastasiadis mevcut statükonun korunmasının hiç kimsenin yararına olmadığını, bunun aksine,”işgali” kalıcı hale getirdiğini, “işgal” altındaki topraklarının daha da Türkleşeceğini belirtti. 2- Anastasiadis “Türk ordusu tamamen çekilmeden çözüm olmaz” buyurdu. Bu mentalite ve kafa yapısına sahip birisi ile neyi nasıl müzakere edeceksiniz? İster “ çapraz” ister “horizontal” ister “dik” müzakerelere girin. Bu işin sonu yine fasid daire. Bir gün bir arkadaşım bana, “ Arman kardeşim, sen görüşmelere, müzakerelere, bir anlaşmaya, bir çözüme hep karşı çıkıyorsun. İnsanlar konuşa, konuşa, müzakere ede ede bir yerlere varabilir.” dedi. Ben de ona şu cevabı verdim. “ Benim yazılarımı okuyanlar, görüşlerimi bilenler, çözüme ve anlaşmaya karşı olduğumu sanırlar. Gerçek bu değil. Ben ısrarla, iki bağımsız, egemen devletli (kurucu devletli değil) ve birbirlerini resmen tanıyan iki devletli bir çözümün en uygun çözüm olduğuna inanıyorum, o kadar. Şimdi gerçekci olalım. Arman Ratip şunu yazmış, bunu yazmış ve şu çözüme inanmış... Kimin umurunda?... Ben sadece bir köşe yazarı ve bir vatandaş olarak düşüncelerimi aktarıyorum. Yazdıklarım gerçeklere dayalı. Geçen gün gazetelerde bir haber okudum. Haber şöyle: “110.000 Rum KKTC topraklarına yerleştirilecekmiş.” Oh... Oh, ne güzel. Plan zaten iki “toplumu” Rum Kıbrıs Cumhuriyeti içinde birleştirip, yeni cumhuriyetin adını da Federal Kıbrıs Cumhuriyeti koyup, bir “Kıbrıs milleti, ulusu” oluşturmak değil mi? Yani Rumların ve destekçilerinin planı. “Kıbrıs Sorunu” müzakerelerinin tekrar başlamaması ve sonlandırılmasında neden ısrarlı olduk?. İşte nedenleri ortada. Rumların kabul edilemez istekleri karşısında biz ne yapacağız ? Önemli olan bizim KKTC devleti olarak Türkiye ile birlikte uygulayacağımız politika... KKTC halkına sormak lazım. Geleceğinizi, sizi nerelere götüreceği belli olmayan “ federasyon” ile çoğunluk Rumların Kıbıs Cumhuriyeti içinde bir azınlık toplumu mu olmak istiyorsunuz?... Yoksa ayrı bir devlet olarak yaşamınızı sürdürmek mi istiyorsunuz? Bu sorunun yanıtı ve halkın kararı önemli. Bakıyorum, ticarette, siyasal aktivitelerde ve hatta kültür-sanatta “ Kıbrıslılık” ve “ federasyon” adına bir takım girişimler başlatıldı bile. Müthiş olumlu ekonomik gelişimlerin hayalleri ile yaşayanlar ne kadar yanlış bir yolda olduklarını hala anlamadılar mı ? Rumların ve destekçilerinin “çözüm” adı altında KKTC ve halkını nerelere götürmek istedikleri ortada. Buna bir de bizim federasyoncuların destek ve girişimlerini eklerseniz tablo tüm çıplaklığı ile ortaya çıkar. Bu gerçekleri görerek hareket edelim lütfen...