KKTCde bazı kişiler,Rumlarla birleşmeyi sağlayacak bir çözüme mahkum olduğumuzu, başka çıkış yolu ve anlaşma seçeneği bulunmadığını, bu nedenle de şimdiden olası bir referandumda halkımızın hayır...
KKTCde bazı kişiler,Rumlarla birleşmeyi sağlayacak bir çözüme mahkum olduğumuzu, başka çıkış yolu ve anlaşma seçeneği bulunmadığını, bu nedenle de şimdiden olası bir referandumda halkımızın hayır demesi durumunda felakete sürükleneceğimizi ileri sürüyor. Ayni kesimdeki kişiler 2000li yıllarda da, Avrupa Birliği üyesi olacağımızı ve böylece ekonomik refaha kavuşacağımızı ileri sürerek, Rumlarla birleşmemizisavunurdu . Yaşanan dönemde,AB üyesi olmalarına rağmen,Yunanistan ve Rum yönetiminin ekonomik çöküşü, bu gerekçelerin doğru olmadığını kanıtlamıştır. İşte bu nedenle şimdi de gençlerimizin gelecek belirsizliğinden kurtarılması, uluslararası hukukun parçası olmamız, dünya ile bütünleşmemiz,halkımızın hak ettiğimiz yere taşınabilmesigibi içi boş soyut kazanımlar için,Rumla birleşmeye muhtaç olduğumuzu ileri sürüyorlar. Tüm bu olanakları, KKTCnin tanıtılması ve anavatanla uygun bir şekilde entegrasyon ile de kazanabileceğimizi her nedense göz ardı ediyorlar. Aslında Rumlarla birleşmemiz durumunda,dış dünya ile değil, Rumlarla bütünleşeceğiz ve zamanla çoğunluk içinde eriyip yok olacağız. Bazı birleşme yanlıları, çözümsüzlüğün uzaması durumunda,Türkiyenin bizi asimile edeceğini ve yok olacağımızı ileri sürerek, hemgerçek niyetlerini ortaya koymakta hem de çelişkiye düşmektedirler. Çünkü dili ,dini milleti farklı olan Rumlarla birleşmemizi savunmalarına karşın, ayni kökene sahip olduğumuz anavatanla bütünleşmemiz durumunda yol olacağımızı ileri sürüyorlar. Bir çok kişi gibi ben de, bazı kişilerin çeşitli nedenlerden dolayı, gerçekte Kıbrısın kuzeyinin Türkleşmesini, ayrılığın kalıcılaşmasını istemedikleri ve uyduruk Kıbrıslılık kimliği altında Rumlarla kaynaşmamızı istedikleri için her ne pahasına olursa olsun, birleşmeyi sağlayacak çözümü savundukları görüşündeyim. Bu kronik saplantıları nedeniyle,Rumlarla birleşmeyi sağlayacak çözüm sayesinde,tüm sorunlardan kurtulacağımızı ileri sürüyorlar. Gerçekte kendi kendilerini çözümden yana ilan eden bu kişilerin gerçek niyeti, çözüm olmayıp, Türk halkını Rum çoğunluğa yamalamak ve uyduruk Kıbrıslılık kimliği altında Rumlaştırıp yok etmektir.Bu nedenle de başka çözüm seçeneklerini savunanları barış ve çözüm karşıtlığı ile suçlayarak susturmağa çalışıyorlar. KKTCnin kökleşip tanıtılmasına, Türkiye ile federasyon veya başka bir formül altında entegrasyonuna şiddetle karşı çıkıyorlar. Kıbrıs Türk halkının şimdiki durumunun geçmişte hayal bile edilemeyecek kadar iyi düzeyde bulunmasına ve her geçen gün ülkemizin daha iyi duruma geldiği gerçeğine karşın, hiç çekinmeden çözümsüzlüğün uzamasının yok olmamıza sebep olacağını ileri sürüyorlar. Birleşme saplantıları nedeniyle,Rum tarafının tüm istediği ödünlerin verilmesini ve acilen çözümün sağlanmasını savunuyorlar. Çözüm diyerek Rumlarla birleşmeyemahkum olduğumuz söylemlerinden umutlanan ve cesaretlen Rum tarafı da, çaresiz kaldığımızı düşünerek, ödün aldıkça daha fazlasını talep ediyor: Yıllar önce liderler arasında iki bölgeli, iki toplumlu, siyasi eşitliğe dayalı çözüm şeklinin kabul edilmesine rağmen, şimdi Rum tarafı iki bölgeliliği ortadan kaldıracak taleplerde bulunuyor; Mülkiyet sorununun çözümünde daha önce belirlenen tüm seçenekleri bir yana bırakarak, Rumlara kuzeydeki evlerine dönme hakkı tanınması isteniyor; Türk halkının varlığının güvencesi olan ve adada barışı koruyan Türkiyenin garanti hakkının kaldırılmasında ısrar ediliyor. Birleşmiş Milletler özel temsilcisi ve güneydeki basına bakıldığı zaman, toplumlar arası görüşmelerde 1974 koşullarına götürülmemizin istendiği anlaşılıyor. Zaten tek egemenliğin ,tek vatandaşlığın, mülkiyet sorununun bireysel olarak çözümü, herkese istediği yere yerleşme hakkı tanınması durumunda, iki bölgelilik, iki toplumluluk göstermelik olacaktır. Hele olası bir anlaşmada ayrı egemenlik ve ayrılma hakkına sahip olmamamız durumunda, Rumlar yine devlete tek yanlı sahip çıkacaklar ve devletsiz kalacağız. Halkımızın ezici çoğunluğu, bizi yeniden geçmişin karanlık dönemine götürebilecek çözüme karşıdır. Bu nedenle, olası anlaşma halkımızın oyuna sunulacağına göre;haklı endişeleri mutlaka dikkate alınmalı.