Dün, Sn. Asru Basri Akterin programına CTP Genel Başkanı Sn. Tufan Erhürman konuk oldu.

Sn. Başkan’ı dinlerken bu ülkede en büyük sistem sorununun patronaj sistemi olduğunu ve bunu kurgulayan UBP ve DP’nin bu sistemden beslendiklerini ve bu sistemi yıkabilmenin onlarla olamayacağının altını çizdiler.

Benim de aklıma her birimizin belki de birçok defa talep ettiği hatta sistemin değişmesini ama bize dokunmamasını talep ettiğimiz birçok faaliyetin terimlerini bir daha gözden geçirmek geldi.

KKTC sisteminde ve tabi ki dünyadaki bir çok oturmamış sistemde bakalım neler var:

Siyasi Patronaj:

Siyasetin ekonomik çıkar alışverişi olarak görülmesidir. Siyasetçinin destekçisi müşteri olmakta, kazanan siyasetçi de karşılığını kamu kaynaklarından ödemektedir.

Siyasi Yozlaşma*:

Yetki ve gücünü kötüye kullanan kamu görevlileri, kendilerine ve/veya yakınlarına bir ayni ve/veya nakdi "çıkar" (menfaat) sağlamaktadırlar. Çıkarı, yalnızca maddi şeylerle sınırlandırmak doğru değildir. Siyasal yozlaşma "kamu zararına özel çıkar sağlama" eylem ve davranışlarını içerir.

Adam Kayırmacılık (İltimas):

Siyasal karar alma sürecinde ortaya çıkan bir siyasal yozlaşma türü Adam Kayırmacılık 'dır. Türkçe'de halen kullanılan Arapça kökenli "İltimas" kavramı esasen adam kayırmacılık ile eş anlamlıdır. İltimas kelime anlamı itibariyle "haksız yere ve yasa dışı kayırma, arka çıkma" anlamlarına gelmektedir. Halk dilinde iltimas ve adam kayırmacılığı ifade etmek üzere "Torpil" kavramı da yaygın olarak kullanılmaktadır. Adam kayırmacılığın değişik türleri bulunmaktadır.

Akraba Kayırmacılık (Nepotizm)

Bir kimsenin beceri, kabiliyet, başarı ve eğitim düzeyi vb. faktörler dikkate alınmaksızın sadece politikacı, bürokrat ve diğer kamu görevlileri ile olan akrabalık ilişkileri esas alınarak bir devlet görevinde istihdam edilmesine ya da tayin edilmesine “akraba Kayırmacılık” ya da “nepotizm” adı verilmektedir. Nepotizm, özellikle geleneksel bağların ve ilişkilerin yoğun olduğu toplumlarda daha yaygın olma özelliğini taşımaktadır.

Eş - Dost Kayırmacılık (Kronizm)

Kamu görevlilerinin istihdamında liyakat (yeterlik) ve eşitlik ilkeleri yerine eş- dost ilişkilerinin esas alınması suretiyle yapılan kayırmacılığa Eş - Dost Kayırmacılık ya da kısaca “kronizm” adı verilmektedir. Kronizm'in esas itibariyle nepotizm'den farkı yoktur. Ancak, kronizm'de kayırılan kişi, "akraba" değil, "eş-dost", "arkadaş" ve benzeri kimselerdir. "Hemşehri Kayırmacılığı" nı da eş-dost kayırmacılığının bir özel türü olarak ele almak mümkündür. Günümüzde "aynı memleketten olma", "aynı topraklar üzerinde büyüme" gibi faktörler geleneksel toplumlarda yaygın bir şekilde kayırmacılığın bir nedeni olmaya devam etmektedir.

Siyasal Kayırmacılık (Partizanlık ve Siyasal Yandaşlık)

Siyasal partilerin, iktidara geldikten sonra kendilerini destekleyen seçmen gruplarına çeşitli şekillerde ayrıcalıklı işlem yaparak bu kimselere haksız yere menfaat sağlamalarına "Siyasal Kayırmacılık" adı verilmektedir. Kısaca siyasal kayırmacılıkta siyasal partiler siyasal yandaşlarını (partilileri) seçim döneminde gördükleri yardımlar dolayısıyla bir anlamda ödüllendirmektedirler.

Günümüzde siyasal kayırmacılık ya da siyasal kollamacılık bir çok ülkede yaygınlık göstermektedir. Siyasal partiler, iktidarı kazandıktan sonra kamu kurum ve kuruluşlarındaki mevcut kadroları açarak veyahutta yeni kadrolar ihdas ederek kendi partililerini istihdam etme eğilimindedirler.

Yukarıda sayılan ve aslında daha saymadığımız birçok terim bizlerin günlük hayatlarında tanık olduğumuz veya talep ettiğimiz şeyler. Toplumsal kültür değişiminin yaratılması adına yasa çalışmaları, saha çalışmaları ve Kıbrıs Sorununun çözümünün etkili olacağını ama öncesinde tedaviye cevap almak için tedaviyi kabul etmemiz gerektiğini kendi kendimize ifade etmemiz gerekmekte.

Okuyunca Heycanlandığım bir haber:

“ALPHA Kıbrıs” kanalının haber bültenine göre, yol haritasının, özde, müzakerelerin kopmasının ardından çalışılan fikirlerden ibaret olduğunu ve Eide’nin, Eylül ayından itibaren girilecek Başkanlık seçimi dönemi öncesinde, Kıbrıs sorunu müzakere sürecinin mutlu sona ulaşması için yoğun çaba gösterdiğini iddia etti; haritadaki 4 anahtar noktayı da özetle şöyle aktardı:

“1-Nisan ayı başında ve Türkiye’deki referandumdan önce, Anastasiadis-Akıncı-Eide’nin katılacağı sosyal içerikli bir yemek düzenlenmesi ve bu yemeğin, müzakerelerin yeniden başlangıcı sinyalini vermesi,
2- Temmuz ayı sonuna kadar müzakerelerin tamamlanması ve anlaşmaya varılması,
3- Ara dönemde (Mayıs veya Haziran), Garantiler ve Güvenlik ile ilgili konferansın yapılması ve tamamlanması,
4- Eylül ayında iki toplum arasında referandum yapılması”.

*Coşkun Can Aktan (Ed.) Yolsuzlukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Yayınları, 2001. SİYASAL AHLAK VE SİYASAL YOZLAŞMA