Geçen hafta BMnin “Kıbrıs Sorunu” gerçeklerini yavaş yavaş görmeye başladığını yazmıştım. BM Genel-Sekreterinin Kıbrıs
Geçen hafta BMnin “Kıbrıs Sorunu” gerçeklerini yavaş yavaş görmeye başladığını yazmıştım. BM Genel-Sekreterinin Kıbrıs Özel Danışmanı Eidenin müzakerelerin başlamamasından dolayı endişeli olduğunu bildirmesi işaretlerden biriydi. Rumlara soğuk duşlar ve hayal kırıklıkları devam ediyor. BM Genel-Sekreteri Ban ki Moonun raporunda “Güney Kıbrıs “ ifadesinin yer alması Rumları çok kızdıran bir başka gelişme. Bu gelişme basit görülebilir. Ancak BMnin bu ifadesinden artık bu adada Güney Kıbrıs ve KKTC adlı iki devletin varlığı kabul edilmiş anlamı çıkar. Rumların kızgınlığı bundan kaynaklanıyor. Rumlar, bir hayal kırıklığı da Avrupa Parlamentosunda yaşadı. AP raporu “ tek egemenlik ve tek vatandaşlıktan, iki kesimli, iki toplumlu federasyondan” hiç söz etmedi. Anlaşılan, AB de artık Rumların isteklerine pek kulak asmıyor. Halbuki “iki kesimli, iki toplumlu, tek egemenlikli, tek vatandaşlıklı federasyonun” en güçlü savunucusu olarak gözüken AB artık bu tür bir çözümün kabul görmediğini yavaş yavaş kabul eder gibi tavırlar takınmaya başladı. ABnin hayali (Rumların tek taraflı üye olmasından sonra ) birleşik federal Kıbrısın ABde üye olarak yer almasıydı. Onlarda bunun gerçekleşmeyeceğini iyice anladılar... Peki nedir bizi umutlandıran? Nedir KKTCnin bu adada ayrı bir devlet olarak kabul göreceğine inanmamızın nedeni? Açıklayayım. İlk olarak BMnin girişimleri ve politikalarına bakalım. BM halâ ısrarla “federal” çözümden yana. Ancak bu ısrarlı girişimlerde çatlaklar o kadar çoğaldı ki artık federal çözümden söz etmek mümkün değil. Nitekim son BM raporunda Kıbrıs Cumhuriyetinden Güney Kıbrıs olarak söz edilmesi, bunun bir göstergesi... BMnin dünyanın değişik bölgelerindeki sorunları çözüme ulaştıramamasının en önemli nedeni, o sorunlarla ilgili bilgisizliği ve bunun bir sonucu olarak kabul edilemez çözümlerde ısrarlı olmasıdır. Her çözüm girişiminin sonunda işi oluruna bırakmak mecburiyetinde kalan BM, “ Kıbrıs Sorunu” konusunda da KKTC devletinde ısrarlı olan Kıbrıslı Türklerin bu isteklerine her yönden destek gelmeye başlayınca ne yapacağını şaşırmış bir duruma geldi. Bu açıkça ortada. “Bizim yapabileceğimiz başka birşey yok. Federal çözümü çok istedik ve destekledik, ancak olmuyor. İki tarafın masada federal çözüm için anlaşmaya niyetleri yok.” görüşünü açıkça belirtmese bile, BMnin gerçekten yapabileceği başka bir şey yok. BMnin Kıbrıs adası konusunda pozisyonu aşağı yukarı bu... ABye gelince: ABnin son gelişmelere göre artık “federal” çözümde ısrarlı olamayacağı ortaya çıkmıştır. Bu da bir gerçek. Peki, KKTCnin tanınması için bu iki engel ortadan kalktıktan sonra geriye ne kalır? Bizim KKTC olarak tanınma için yapacağımız girişimler kalır. Birlik olup bunu yapabilsek tanınma konusunda çok mesafe katederiz.