Uluslararası Hukuk çerçevesi içinde tanınma, 33 yıllık KKTC bağımsız, egemen devletinin en başta gelen siyasal stratejisi olmalıdır. Bazı Uluslararası Hukuk uzmanlarının KKTCnin tanınmasından yana görüş belirttiklerini vurgulayarak, Kosova ve KKTCnin tanınma davaları arasındaki benzerliği de hemen dile getirmek gerekir. Kosova Sırbistandan ayrılırken Sırbistana ait topraklar üzerinde bağımsızlığını ilan etmişti. Kosova, 2008de devlet olarak tanınma istemiş ve BMnin 195 üyesinden 81i bu devleti tanımıştı. Benzerlik şöyle: Biz KKTCyi eski Kıbrıs Cımhuriyetinin kuzey bölgesinde kurduk. Ancak burada iki dava arasında önemli bir fark var. Rumlar 1963-74 arası, tam 11 yıl Kıbrıs Türklerine ait toprakların tümünü işgal etmiş ve o dönemin Kıbrıs Türk toplumu 11 yıl küçük kantonlarda yokluklar içerisinde, Türkiyeden gelen yardımlarla ve kendi mücadele gücünü ortaya koyarak ayakta durabilmişti. 1975de Kıbrıs Türk Federe Devletini kurmuş, ilan etmiş, ardından da Rumlarla müzakerelerde hiçbir sonuç elde edilemeyince, 1983de KKTC Devleti olarak bağımsızlığını ilan etmişti. Geçmişdeki bu durumu ve yaşananları da göz önünde bulundurarak, Uluslararası Hukuk uzmanı Eli Lauterpachtın bağımsızlık ve özellikle egemenlik konularına ilişkin görüşleri bugün Uluslararası Hukuk çerçevesi içinde geçerlidir. Yani kriterler önemli. Bağımsızlığını, egemenliğini ilan etmiş bir devletin, yasal olarak bağımsız ve egemen olma hakkı vardır. Bu da bahsi geçen devletin, devlet olarak ve yasal devlet olarak tanınmasının söz konusu olduğunu gösterir... Lauterpachtın bu görüşü Uluslararası Hukuk çerçevesi içinde geçerlidir ve kabul görmüştür. Unutulmamalı ki, bu sadece Lauterpachtın görüşü değil. Kısacası, KKTCnin self-determination hakkı ve bağımsız egemen devlet olarak tanınması Uluslararası Hukuk çerçevesi içinde kabul görmüştür. ANASTASİADİS KIRMIZI ÇİZGİLERİ ------------------------------------------------ Rum lider Anastasiadis kırmızı çizgilerinin bazılarını Davosta açıkladı. 1. 100,000 Rum KKTC topraklarına geri dönecek 2. Garantiler kalkacak 3. Maraş, hemen Rumlara verilecek. Daha önceki açıklamalarında ise KKTCnin ortadan kalkması ve Kıbrıs Türklerinin “birleşme sonucu” olarak Kıbrıs Cumhuriyetinin veya “ Federal Kıbrıs Cumhuriyeti” nin bir azınlık parçası olacağı dile getirilmişti. “Kurucu Devlet” mahalli idaresi ile göz boyayarak, Kıbrıs Türklerinin kendi mahalli işlerine Merkezi Hükümetin onayı ile bakabileceği de eklenmiş Anastasiadis görüşlerine... Kısacası Anastasiadis, Davosta “istediklerimi aldım” edasında... KKTC Cumhurbaşkanı Sn. Akıncının Rumlara verilecek ödünlere karşılık KKTC Devleti ve halkının ne alacağından hiç söz etmemesi ilginç...Sn. Akıncı Davosla ilgili olarak “Çözüm arzumuz dünyaya yayılmış oldu.” demiş. Artık KKTCnin bağımsız, egemen statüsünün tanınma zamanı. Yoksa “ federasyon cehennemi” içinde kaybolup gideceğiz. Bunu görmemek mümkün mü? SN. KANBAYA TEŞEKKÜRLER ------------------------------------------------ TC Lefkoşa Büyükelçisi Sayın Derya Kanbay açıklamasında “KKTCyi esas almayan formüle ve tek bir Rumun Kuzeye geçip yerleşmesine karşıyız.” dedi. Teşekkürler Sayın Büyükelçim.