Yeniden başlayabilecek “müzakereler”  yoluyla eşitliğin söz konusu olması olası değil.  Rumların konuya ilişkin olarak defalarca yapmış oldukları açıklamalarla Kıbrıs adasını nereye götürmek istedikleri ortada. Bunu bir kez daha vurgulayalım. Rumlar olası bir federal çözüm ile tüm adaya egemenliklerini yayacaklar. En önemli hedefleri olan KKTC Devletini ortadan kaldırmak gerçekleşecek... KKTC halkı bir azınlık olarak “federal” devlette yerini alacak. Rumlar defalarca belirtmiş oldukları gibi, kendileri “çoğunluk”, Kıbrıs Türk halkı ise “azınlık” olarak kalacak. Bir toplum çoğunluk, diğeri ise “azınlık” olarak kalırsa bunun eşitlikle ne ilgisi olabilir ki?... Bir gerçeği burada tekrar ve tekrar vurgulamak gerekir. KKTC Devleti tanınmadan eşitlik gerçekleşemez.  Tanınma gerçekleşirse, o zaman iki ayrı devlet bu adada eşit statüde yerini alacak. İşte ancak o zaman  eşitlikten söz edebiliriz. Tanınma konusu gündemde olduğunda, “müzakerelerle federal çözümün” hiçbir anlamı kalmadığını görürüz. Bu adada tanınmadan başka bir çözüm yolu yoktur. Uluslararası toplumun “Kıbrıslı Türkler federal çözümü benimsemektedir” görüşünü yıkmak için tanınma yoluna girmekten başka çare yoktur. Bu görüşü tamamıyla yıkmak KKTC’nin elinde. Korkusuzca, cesaretle ve en uygun çözüm olan KKTC’nin tanınmasını gündeme oturtmakla bu yanlış değerlendirme ortadan kalkacak. Bu, KKTC Devlet adamlarının ve Hükümetinin elinde...

 Rumlarla “çözüm” için “müzakerelerin” hiç bir anlamı kalmadığını açıkca belirten KKTC Devlet adamları bir adım daha ileri gidip “Artık KKTC Devletinin tanınmasını istemeliyiz” görüşünü net bir biçimde ortaya koymalıdır. Tanınma istemek, 36 yıl önce bağımsızlığını ilan eden KKTC Devletinin en tabii hakkıdır. KKTC Devleti uluslararası hukukun kendisine verdiği tanınma hakkını kullanmalıdır. Egemenlik haklarını kullanarak tanınma istemek KKTC Devletinin en doğal hakkıdır.  KKTC’nin tanınacağına inanmayanların ve “ KKTC  hiçbir zaman tanınmaz” düşüncesine sahip olanların bu devletin uluslararası hukuk çerçevesi içindeki tanınma haklarına ve egemenlik haklarını kullanarak nasıl tanınacağı konusuna bir daha bakmaları gerekecek.

36 yıllık KKTC Devletini “çıkmaz”dan çıkaracak tek yol tanınmadır. Yoksa 40 yıl daha “Kıbrıs Sorununu çözme” çıkmazından çıkamayız ve tanınmamış bir devletin toplumu olarak kalırız. KKTC Devleti için Rumlarla anlaşma, KKTC Devletinin ortadan kalkması Rumlar için ilk şart olarak kaldıkça hiçbir yere varamayız. Rumlar, bu adada Kıbrıslı Türklerin devleti olan KKTC Devletini kabul eder mi? Rumlar KKTC Devletinin “sahte bir devlet” olduğunu iddia etmektedir. Onlara göre Kıbrıs Türk halkının yeri yeni kurulabilecek bir “federal devlet”  içinde bir “azınlık” toplumudur. Yani Rumlar KKTC Devletinin varlığını hiçbir zaman kabul etmezler. Bu durumda ayrı devlet olarak tanınma istemekten başka çaremiz yoktur. Müzakere yoluyla gerçekleşebilecek bir anlaşma, Rumların istekleri ve politikaları doğrultusunda  bir öneri olarak KKTC Devletinin önüne konmaktadır.Konmaya da devam edecektir. İşte bu yüzden artık tanınma yoluna girmek gerekir. Uluslararası topluma ilk olarak KKTC Devletinin tanınmasının adaya kalıcı bir çözüm getireceğini anlatmak lazım. KKTC  Devletinin devlet adamları ve KKTC’nin Dışişleri bu görevi yerine getirmelidir.