Tüm dünyada kurumlar ve devletler zor günlerden geçiyor. Üst yönetim katından gelen ana tema kontrol edemeyeceklerimize odaklandığımız kadar kontrol edebileceklerimize odaklansak kat edebileceğimiz mesafenin bu dönemde çok daha fazla katkı sağlayabileceği yönünde. Bununla da tasarruf tedbirleri sürecine ağrılık verilmesi işaret ediliyor.
 
Bu haftanın başında T.C Maliye Bakanı enflasyon ile mücadelede eksik kalmış ayaklardan biri olan devlette tasarruf tedbirlerini açıkladı. İçerik ve yapılan yorumları okumuş ve dinlemişsinizdir.
 
Yıllarca özel sektörde tasarruf tedbirleri ile ilgili süreçleri planlamakla kalmamış, uygulanmasına katkı yapmış biri olarak konunun ele alınışı ile ilgili bildiklerimi bir çerçeveye koyup kısaca aktaracağım.  
 
Dünyanın neresinde olursa olsun herhangi bir kurumun sürdürülebilir olması için anlatılması ve içtenlikle sahiplenilmesi gereken sevk ve idare ile ilgili temel prensipler var.
 
Bu prensipleri devletin en alt kademesinden başlayarak en tepesine kadar hazmetmeksizin, fark yaratacak bir şeylerin başarılacağına inanmak hayalcilik olur.
 
Devletin kaynaklarının kullanımında tutumlu, verimli ve etkili olunmasının sağlanması gerekliliği, içerik olarak açıklanan ve yetersiz diye eleştirilen spesifik tedbirlerden çok daha ön plana çıkarılması ve anlatılması lazımdı.
 
Devletin harcamalarıyla ilgili bu üç ana kavramın ne anlama geldiğine ayna tutmak için spesifik tedbirlerden önce anlatılması, kritik öneme sahiptir.
 
Tutumluluğun, kaynaklarının israfının önlenmesi, verimliliğin ise eldeki insan gücü ve diğer kaynakların daha azıyla daha fazla ürün/hizmet üretilmesini ve birim maliyetlerin düşürülmesini ifade ettiğini anlatsalar…
 
Bu üç kavram içerisinde belki de en önemlisinin ve zorunun etkinlik olması gerektiğini söyleseler… 
 
Etkin olmak elde edilen çıktıların müşteriler başta olmak üzere tüm paydaşlar için gerçekten gerekli ve faydalı olmasını sağlamak gerektiğini vurgulasalar…
 
Gerçekten bir değer yaratmayan faaliyetlerin kaynakların boşa harcanması anlamına geleceğini söyleyebilseler…
 
Bu üç kavram etrafında eleştirmeye değil düşünmeye ve önerilerle katkı yapmaya toplumun tümünü davet etseler, farklı bir başlangıç yapmış olunurdu…
 
Para piyasaları ve gelmesi şiddetle arzu edilen dış sermaye de bu çerçeveye koyularak verilecek mesajı emin olun çok daha yerinde ve değişim adına pozitif bulur amacına tam hizmet etmiş bir başlangıç olarak yorumlardı.
 
Tasarruf tedbirleri programının seçimlerden bir yıl önceye kadar süreceğinin söylenmesi de tasarruf tedbirleri konu başlığının hangi zoraki iç siyasi ve dış ekonomik dengeler ve ikilemler altında alındığı ile ilgili ışık tutmakla beraber tasarruf tedbirleri programının samimiyetini gereksiz yere sorgulanmasına katkı yapacak nitelikte olmuştur.
 
Tasarruf tedbirleri programının üç yıllık süre konularak açıklanması düşündürücüdür çünkü genel kabul görmüş yönetim prensipleri çerçevesinde tasarruf tedbirleri altındaki üç kavram ile ilgili süreçler süreli değil süresizdir.