Kıbrıs Türk halkına yönelik saldırı ve şiddet eylemleri ile bilinen ve de öyle anılan ELAM,Meclis’e girmeyi başarmasının ardından bir de 10 Şubat 2017’de Rum Temsilciler Meclisi’nde zafer kazanarak ‘1950 Enosis Plebisiti’nin Rum okullarında okutulması ve kutlanması yönünde karar alınmasını sağladı. ELAM, DİKO, EDEK, Vatandaşlar İttifakı, Dayanışma Hareketi ve Çevrecilerin 19 ‘evet’ oyu ile karar alır ve AKEL, 16 oyla ‘ret’ yanıtı verirken 18 oya sahip DİSİ ise ‘çekimser’ kalıyordu.
Söz konusu karar öncesi iktidar partisi DİSİ Meclis Alt Komitesinde ‘evet” demişti. AKEL ise şimdilerde ‘hayır’ demesine karşın yıllar öncesinde 1966’da 11’nci Olağan Genel Kurulunda aldığı Enosis kararı ve de 1964 ve 1967 yıllarında Rum Meclisi’nde alınan Enosis kararlarına tam desteğini veren bir partidir.
Şimdilerde çekimser oy kullanarak söz konusu kararın ‘RumTemsilciler Meclisi’nden geçmesinde önemli bir rolü olan DİSİ Başkanı Neofitu: “Enosis oylamasında çekimser kalmamız hatalıydı” diyerek günah çıkarmaya çalışıyor ve de AKEL’in bilinmediğimiz girişimlerinden bahsediyor.Neofitu: Kasım 2016 tarihinden beridir AKEL Milletvekili Yorgos Yeorgiu’nun “Ekim olaylarının” (Ekim 1931 Enosis talebiyle ayaklanma) da okul etkinliklerine eklenmesi yönündeki talebi bulunduğunu belirterek “Bizi, 67 yıl sonra bir olayı hatırlamakla suçlarken kendileri nereden çıktı da bu olayı 86 yıl sonra hatırlama gereği duydular” şeklinde konuştu.
22 Şubat 2017’de DİSİ’den yapılan açıklamada, “Sayın Akıncı, AKEL’in 1931 Enosis ayaklanmasının okullarda kutlanması ve sahte devletin 15 Kasım’da kınanması yönündeki girişimleri yerine neden 1950 referandumundan rahatsız oldu” sorusu dile getirildi denildi.
Netice itibarıyla KKTC Cumhurbaşkanı sayın Akıncı, anında tepkisini ortaya koymasa, Rum okulları listesinde “1950 Enosis Pebisiti” nin programa alınması sıradan bir olgu olarak İlkokul, Orta dereceli okul demeden Rum eğitim sistemindeki yerini alacaktı. Ama ne yazık ki günümüzde gerek Rum tarafında gerekse Türk tarafında sayın Akıncı’nın tepkisini abartılı bulanlar vardır!..
Günümüzde Rum liderliği , “…Türkiye Akıncı’ya direktif verdi, o da müzakereleri askıya aldı…” söylemlerine karşı sayın Akıncı: “…Meclis kararını geri alsınlar , ben ertesi gün masadayım…” diyor ve “Burada KKTC vardır, çözüm olursa eşitlik, özgürlük ve güvenlik içinde Kıbrıs Türk Kurucu devleti haline dönüşür, federal çatı altında yolumuza devam ederiz. Hayır olmuyorsa , iki ayrı bölgede, iki ayrı devlet kökleşecek ve yoluna devam edecek” demişti…
Şu bir gerçek ki sayın Akıncı her zaman için çok iyi niyetle hareket ederek ve de olmayacak tavizler de vererek çözüm yanlısı olduğunu göstermiştir ama hiçbir zaman bunun karşılığını da Anastasidis’ten görememiştir.
Başta Anastasiadis olmak üzere Rum tarafının Meclis kararını bu saatten sonra geri alması beklenemez. Kaldı ki bu karar geri alınsa da, alınmasa da Tür tarafında kim ne derse desin, sağcısı ile solcusu ile Rum tarafının Megali İdeadan kaynaklanan Enosis hayalleri devam etmektedir ve bir Enosis Plebisiti yeniden düzenlense 1950’deki oran yine aynen çıkacaktır!…
Rumların hedefi bellidir. Rumların öncelikli hedefleri Kıbrıs’ın bütününe sahip olmak ve de egemenliklerini tüm Kıbrıs’a yaymak ve de KKTC’ni ortadan kaldırmaktır, Kıbrıs Türk halkını ‘sözde’ Kıbrıs Cumhuriyeti’ne ‘azınlık’ olarak yamalamaktır.
Rumlarda aile içinde başlayan, İlk ve Orta dereceli okullarında, Kiliselerde, askeri birliklerde devam eden Türk düşmanlığı ve Enosis yönündeki eğitimleri devam ettikçe AB’den ve BM’den aldıkları destek devam ettikçe Kıbrıs’ta iki halkın eşitliğine ve egemenliğine dayalı adil ve kalıcı bir siyasi çözüme varılması mümkün değildir…
Sonuç olarak; Kıbrıs Türk halkının bugün sadece anavatanımız Türkiye tarafından tanınsa da bağımsız ve egemen bir devleti vardır. Kıbrıs Türk halkının 34 yıllık bağımsız ve egemen devleti KKTC’den vazgeçerek Uluslararası Hukuk çerçevesinde bağımsız ve egemen statüsü olmayan ve de hiçbir zaman tanınmayan ve tanınmayacak olan ‘Kurucu Devlet’e evet diyerek Rum’un egemenliğine girmeyi kabul etmesi söz konusu olamaz…
Tek çare; Kıbrıs Türk halkı olarak , Kıbrıs’ta var olan bağımsız ve egemen iki devlet gerçeğinden hareket ederek bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne tanınma istemek için kendimize bir yol haritası çizmektir...