Cumhurbaşkanı Erdoğan, KKTC ziyaretinde iki devletli çözüm siyasetinden farklı bir tutum beklentisinde olanlara, müzakere masasına dönülmesinin yolunun Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınmasından geçtiği mesajını verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden seçildikten sonra, ilk resmi yurt dışı ziyaretini, bir teamül olsa da -ki bu bile başlı başına dünyaya güçlü bir birlik, beraberlik, dayanışma mesajıdır- KKTC’ye yapması, uluslararası camiaya verilen önemli bir mesajdır.
Rumların merak ettiği mesajlar
Rum lider Nikos Hristodulidis, daha seçilmeden önce Avrupa Birliği’ni (AB) Kıbrıs müzakerelerine dahil etme taahhüdünde bulunmuş ve seçilmesinin ardından da bu politikasına destek aramak amacıyla, etkili olabilecek AB ülkelerini ziyaret etmiş ama beklediği desteği bulamamıştı.
Rumlar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın KKTC ziyaretinde, Kıbrıs müzakereleri ve Doğu Akdeniz konusunda ne mesaj vereceğinin merağına düşmüştü.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşmelerinin ardından KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile düzenlediği basın toplantısında hem Rumlara, hem KKTC içine hem de dünyaya güçlü mesajlar verdi.
Öncelikle, müzakerelere AB’yi katmaya çalışan ve görüşmelerin, 2017’de Crans Montana’da kaldığı yerden devam etmesi çabasındaki Rumlara ve destekçilerine, açık seçik, “Müzakere masasına geri dönülecekse bunun yolu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınmasından geçmektedir” mesajını verdi Erdoğan ve Kıbrıs Türkleri’nin egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsünün teyidinin Türk tarafı için olmazsa olmaz olduğunu vurguladı.
“Kıbrıs Türklerinin gayretlerine rağmen yarım asırdan fazla bir süre, Rum tarafının uzlaşmaz ve maksimalist yaklaşımları nedeniyle heba edildi. Kimsenin bir elli sene daha kaybetmeye tahammülü yoktur” diyen Erdoğan, Rumlara, adanın tek egemeni olma hayalleri ile avunma saplantılarını bir kenara bırakmalarını ve Adanın gerçekleri ile yüzleşmelerini tavsiye etti.
“Anlamsız silahlanmanın risklerini iyice hesaplayın”
Görüşmelerinde, Kıbrıs meselesinin Doğu Akdeniz boyutunu da ele aldıklarını belirten Erdoğan, Rumlara ve destekçilerine, anlamsız silahlanmanın getireceği riskleri iyice hesaplamaları uyarısında da bulunarak, özetle, şöyle dedi:
-Türkiye’nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin hak ve çıkarlarını kararlılıkla savunmaya devam edeceğiz.
-Bu vesileyle Kıbrıs Adası ve etrafındaki hidrokarbon kaynakların hakça paylaşımı için Kıbrıs Türk tarafının sunduğu somut önerilerin hala masada olduğunu hatırlatmak istiyorum. Doğu Akdeniz’i ilgilendiren konularda bölgesel konferans düzenlenmesi yönünde yaptığım öneriye de maalesef karşılık bulmadık. Karşılıksız bırakıldı. Buna rağmen garantör ülke olarak her zaman diyaloğa öncelik verdik.
-Adada ve bölgedeki dengelerin hilafına anlamsız silahlanma faaliyetlerine girişenler bu teşebbüslerin getireceği riskleri iyice hesaplamalıdır.
-Adadaki kardeşlerimizin huzur ve güvenliği bizim huzur ve güvenliğimiz demektir. Anavatan olarak tüm imkan ve kabiliyetlerimizle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin yanındayız.
-Samimi çözüm çabalarına desteğimizi sürdürürken Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne yönelik katkılarımızı da devam ettireceğiz.
-Buradaki vatandaşlarımızın Türkiye'deki vatandaşlarımızla eşit şartlarda kamudan sağlık hizmeti almasını sağlayacağız
İç konular: Elektrik, Ercan, 20 Temmuz ziyareti
Görüşmelerinde tüm konuları ayrıntılarıyla ele aldıklarını söyleyen Erdoğan, Türkiye’den kablo ile KKTC’ye elektrik getirilmesinin en önemli adım olacağını, çift yönlü elektrik iletim kablosunun imalat ve döşenmesinin öncelikler arasında olduğunu; ulaşım, hastane yapımı, Derinya’da toplu konut yapımı, Türkiye’den gelen suyun tarımda da kullanımı konularında somut mesajlar verdi.
Ercan Havalimanındaki eksikliklerin hızlıca giderilmesi yönündeki mesajını da veren Erdoğan, Kıbrıs Barış Harekatı’nın 49. yılında, 20 Temmuz’da yeniden KKTC’de olacağını da duyurdu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, KKTC ziyaretinin ardından Azerbaycan’a uçtu.
**