“Kadınlar insandır, erkekler insanoğlu” Neşet Ertaş

 Kadının önemi çok büyüktür. Türk tarihinin kahramanlık sayfaları çevrildikçe Türk kadınının,Türk annesinin kahramanlıklarını görebilmekteyiz. Kadının, Türk milletinin beka ve hürriyetinde de önemli rolleri vardır. Kadın, bir toplumun temel taşı olup toplum içinde ne kadar sağlam karakterli , ahlaklı, tahsilli ve ilmi nurdan nasibini almış durumda olursa temel taşı, kimse oynatamaz, yıkamaz.   Bu gerçeği, Kıbrıs Türk’ünün,  Özgürlük ve Mücadele Lideri rahmet ve saygıyla andığımız Dr. Fazıl Küçük’ün 16 Mart 1957 tarih sayı 3725 Halkın Sesi Gazetesi’ndeki “Vatanı Kimler Kurtarabilir” makalesinden bir bölüm aktararak sizlerin yorumuna ve bilgisine sunmak istiyorum.

                “Her halde benim gibi onbinlerce Kıbrıs’lı evvelki  akşam Ankara Radyosu’nda Erzurum’un 1877’de nasıl kurtulduğunu bütün haşmet ve satvetiyle gözlerimiz önüne koyan bir piyesi dinlemiştir. Bu kahramanlık menkıbesini dinlerken duyduğumuz gurura bir hudut bulamıyorum. Hür doğmuş, hür yaşamış bir milletin istikbalini gasp etmeye gelen zamanın en kuvvetli düşman ordusuna ilk haykıran Türk kadınının sesi, ona cevap veren 10 yaşındaki Türk çocuğunun ruhundaki ölmez vatan aşkı acaba hangi milletin sinesinde toplanabilmiştir.

                Zaten Türk tarihinin kahramanlık sayfaları her çevrildikçe mutlak surette birkaç satır arasında Türk annesinin yarattığı mucize, gösterdiği şecaate mutlak surette rast gelinebilir. Demek oluyor ki Türk Milleti’nin beka ve varlığında, Hürriyet ve İstiklali’nde Türk kadını çok mühim rol oynamış bir kahramanlık timsalidir. Bu da hiç şüphe yoktur ki kanının, iman ve inancının Türk’e has meziyetlerinin bir mahsulüdür. Eğer anavatanımızın her köşesi, maalesef bugün ufak Ada’da aramızda salgın bir halde moda haline gelen ecnebi kadınlarla doldurulmuş olsaydı acaba oralarda Hürriyet ve mücadele ruhundan eser görünebilir miydi?

                1937 senesindeydi.. Kıbrıs’a gelmezden evvel son bir defa Avrupa’yı dolaşıyordum. Merkezlerden birinde edindiğim bir arkadaşın evinde bulunuyordum. Yemekten sonra evin kadınları kızları ellerine bir kitap alarak şezlonglar üzerine uzanmış, masadaki erkeklerin konuşmalarına kulaklarını tıkayarak adeta kitap sayfaları arasına kendilerini gömmüş gibiydiler. Ne var ki; Bu kadar alaka ve dikkat ile okuduklarını öğrenmek istedim. Herhalde ya bir roman, ya bir hikaye kitabını mütalaa ettikleri cevabı karşısında kalacağımı zannetmişsem de aldığım cevap beni hayretler içinde bırakmıştır. “Efendim, dediler. Almanca öğreniyoruz. Malum dünya vaziyeti çok karanlık, Hitler günden güne kuvvetlenmekte, mutlak suretle bugün değilse yarın Avrupa’ya saldıracaktır, bizi mağlup edince Alman Ordusu bütün memleketi işgal edecektir. İşte bizde şimdiden ileride müşkülatla karşı karşıya gelmemek için Almanca öğreniyoruz…” Bu tamamen olmuş gerçek bir hadisedir. İşte dil, mezhep, kültür ve inancı başka olan iki millet kadınının vatan aşkı, hürriyet sevgisine olan bağlılığını gösteren bariz bir misal

               

                        Türk Kadını’nı bana göre en güzel anlatan,Kıbrıs Türk Kültür Derneğinde Genel Başkan Yardımcısı olduğum dönemde,değerli Başkanım sayın Ahmet Göksan’ın ve Yönetim Kurulumuzun katkıları ile çıkardığımız Kıbrıs Mektubu dergisinin Kasım-Aralık 2010 sayısında yayınladığımız,sağlklı olduğunu umduğum, o tarihlerde  Aydın’da olan Emekli öğretmen ,şarkı sözü yazarı ve besteci Günuğur İLDEM’in yazdığı TÜRK KADIN’IN DESTANI olmuştur.Başka söze gerek yoktur.Buyrun okuyalım hep birlikte.

TÜRK KADIN’IN DESTANI

“TÜRK KADINI’dır adım, ORTA ASYA’dan geldim.”

Anadolu’ya doğru,coşan akan bir seldim.

Teoman’ın, Mete’nin anasıyım,

Ulusumun   gururu, kadınların hasıyım.

Şölende kımız sundum, at üstünde koşturdum.

Yanık türkülerimle ben obamı  coşturdum.

Zübeyde benim adım, anasıyım Ata’nın.

Anasıyım, yoluma şehit düşüp yatanın.

Eskiden benim saçım uzun, aklım kısaymış.

Bana söylenen bu söz, değişmez bir yasaymış.

Ben azmin, yılmazlığn hep örneğini verdim.

Kurtuluş savaşında gözler önüne serdim.

Bu savaşa kanımı, alın terimi kattım.

“Ve Elif’in Kağnısı” şiirini yarattım

Hünerin, becerinin o an simgesi oldum.

Cumhuriyet devrinde ben değerimi buldum.

BAŞÖĞRETMEN ATATÜRK, elime kalem verdi,

Cahillik bitti artık, oku yaz,konuş dedi!

Bana şöyle seslendi: “EY ASİL TÜRK KADINI”

Yerlerde sürünme yok, bak duyurdun adını!

Layıksın taşınmaya eller üstünde hep sen,

Seçme, seçilme hakkı tanıyorum sana ben.

Milletvekili oldum, bakanım, başbakanım,

Hakimim, suçluları mahkemede yakanım.

Öğretmenim, doktorum, ebeyim karda, kışta,

Şefkatimle dolarım kalplere, bir bakışta.

Eczacı, hostes, memur, mühendis, bankacıyım.

Avukat,polis, hemşireyim  gönüller ilacıyım.

Tezgahımın başına geçer halı dokurum.

Zaferimle süslü tarihimi okurum.

Yün iplik, kumaş olur kınalı ellerimde,

Yurdumun güzelliği şarkıdır, dillerimde.

Fabrikada işçiyim, makine başındayım,

Erkeğimin yanında,  yaşam savaşındayım.

Sinemada, sahnede, tiyatroda varım ben,

Sanatımla, sesimle, gönüllere yarım ben.

Güzellik ve zerafet yarışında da varım,

Gittiğim ülkelerde yıldız gibi parlarım.

Yedi iklim, beş kıta artık beni tanıyor.

Dünya, benim adımı hep saygı ile anıyor.

TÜRK KADINI olmaktan gurur duyuyorum!

Adımı ve gücümü her an duyuruyorum.

Kurulan yuvaların mutluluk çiçeğiyim,

“Ben, ÇAĞDAŞ TÜRKİYE’nin güçlü geleceğiyim”.

Ak sütümle beslerim bebemi kucağımda.

Yaşıyorsam, tüterim yuvamda, ocağımda.

Güçlü, yetenekliyim, çalışkan bilgi dolu,

İzindeyim her zaman YOLUM ATA’MIN YOLU!

Oğlum, kızım bu yurdun bekçileri olacak,

Ancak o zaman, ruhum sonsuz huzur bulacak.

Mezar taşım kaybolup, bir gün yok olsa bile,

Benim adım her zaman, “TÜRK KADINI” kalacak!

                                        Kıbrıs Türk’ünün Özgürlük ve Mücadele Lideri özlem ,rahmet ve saygıyla andığımız Dr. Fazıl Küçük’ün 1969 yılında Kibrıs Türk Kadını için söylediği “Kıbrıs Türk kadını münevver olduğu kadar Atatürk inkılaplarına da sımsıkı bağlanmış, büyük kahramanın yolundan bugüne kadar ayrılmamıştır. Bundan böyle de  ayrılacak değildir.”sözüde yukarıdaki Destanı tamamlıyor.

                     Mutlu,  sağlıklı, bilgili ve uyanık olalım.

Kaynakça: 16 Mart 1957 sayı 3725 Kıbrıs Halkın sesi Gazetesi Dr. Fazıl Küçük “Vatanı kimler kurtarabilir” makalesi, KTKD’nin yayını Kıbrıs Mektubu Dergisi, Kasım- Aralık 2010  sayısı sayfa 54  Günuğur İldem “TÜRK KADI’NI DESTANI”