“Aslında insanlar seni hayal kırıklığına uğratmıyor. Sadece sen, yanlış insanlar üzerinden hayaller kuruyorsun” Montaigne

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde gündemde olan konular üzerine yaptığım değerlendirmeleri sizlerle paylaşmak istiyorum. Öncelikle polemik konusu olan ve çeşitli yerlerden tepkiler alan KKTC Cumhurbaşkanı Sn. Mustafa Akıncı’nın The Guardian gazetesine verdiği röportaj üzerine, daha sonra  ki  makalelerimde önemsediğim diğer konular için düşüncelerimi sizlere aktaracağım.

Sn. Akıncı, The Guardian gazetesine verdiği röportajda özet olarak “ Kıbrıs Türk Halkı çok büyük oranda Rum tarafına azınlık olmayı ya da Türkiye’ye sürekli bağımlılık, ilişkisi içinde yaşamayı istemiyor. Kendi kendini yöneten, kendi kendine yeten,  kendi kurumlarında gerçek manada söz sahibi olan bir yapıyı özlüyor. Elbette özellikle ekonomi ve diğer alanlarda başarmamız gerekenler olduğu da kuşkusuzdur.Ada’da federal çözüm sağlanmazsa Ada’daki bölünmüşlük kalıcı olabilir. Ada’nın Kuzeyinin Kırım tarzı ilhak ihtimalinin korkunç olduğunu bunun Türkiye’nin çıkarına da aykırı  olduğunu, Suriye’de Fransız Mandasına bağlı Hatay Cumhuriyeti’nin 1939 da referandumla T.C. ye bağlanmasını kabul eden Cumhurbaşkanı Tayfur Sökmen olmayacağını “ söyledi.

Bu açıklamalar üzerine  T.C. İktidarı sözcüleri , T.C. ne ait olmayan düşünce ve planları, sanki varmış gibi konuşan Sn. Akıncı’ya haklı olarak nezaket ve diplomasi kurallarına uygun şekilde tepkilerini dile getirmiştir. Ancak Türkiye de MHP  Genel Başkanı  Sn. Devlet Bahçeli’nin söyledikleri Kıbrıs Türk’ü olarak beni rahatsız etmiştir.Sn. Devlet Bahçeli , Bağımsız bir Devlet olan KKTC Cumhurbaşkanı  Sn. Akıncı’yı, sanki KKTC, T.C.’nin Mandası imiş  gibi istifaya davet etmektedir.Sonra da Kıbrıs “ Türk’tür Türk Kalacaktır” demiştir.Kıbrıs Bütün Ada’yı Kapsar  yani adanın ismi Kıbrıs tır.Sayın Bahçeli’nin Tüm ada’yı almak gibi bir niyeti olduğunu da düşünmüyorum.Bu söyleme cevap Sn Akıncı’dan  “bu söylem 1950 yıllarında kaldı “diye de gelmiştir.Gerçek olan  Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin  Bağımsız bir Türk Devleti olduğudur.

Seçilmiş bir Cumhurbaşkanı  olan Sn. Akıncı,  demokrasi kuralları çerçevesinde, hür ve bağımsız olarak Ada’da  veya Ada dışında yaşayan Kıbrıs Türk’lerinin ve herkesin bildiği, düşüncelerini söylemiştir.Bu düşünceleri benimsemeyen,karşı olanlar  tepki gösterebilir ki göstermişlerdir.Ben de bu görüşlere hiçbir zaman katılmadığım gibi kalıp dışı düşünelim diyenlerdenim.  Ancak şunu belirtmeliyim ki KKTC’nin gerçek gündemi bu değildir.Sn. Akıncı yaptığı bu açıklamalarla gereksiz bir gündem yaratmıştır.

Sn. Akıncı’nın bu açıklamalarına, KKTC Başbakanı Sn. Ersin Tatar cevabi  açıklamada bulunmuştur. Sn. Tatar “ KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın olmayan bir şeyi ileri sürerek Türkiye’ye yönelik eleştiriler yöneltmesi seçimleri kazanma niyetli son derece yanlış bir davranıştır.KKTC ile Anavatan  Türkiye’nin her zaman kardeşçe samimi  bir işbirliği içinde olması ve Kıbrıs konusunu birlikte yürütmesi  gerektiği  bunun dışında her türlü seçenek ulusumuzun ,halkımızın zararınadır.” Açıklamasını yapmıştır.

KKTC’nin üçüncü Cumhurbaşkanı Sn. Derviş Eroğlu tepki göstererek “KKTC halkı Türkiye’ye bağlıdır. Federasyonun olmayacağını biz biliyoruz,Akıncı’nın da bilmesi gerekiyor. Kendisi federasyon hayali içindedir. Rum’ların istediği her şeyi verirseniz federasyon olur. Hayal içinde yaşama zamanı geçmiştir.Akıncı, konuşurken KKTC halkının kendisiyle aynı düşüncede olduğunu zannediyor. Barış Harekatı yapılmasaydı ne olacaktı? Gerçekleri KKTC Halkı biliyor.Seçim için her şey mübahtır düşüncesinde olanlar,ancak milli davaya zarar verecektir.Biz buna fırsat vermeyeceğiz.Ben bu davaya bir ömür verdim. 1963 ten beri bu davanın içindeyim.Bu açıklamalar beni ve benim gibi düşünenleri  rencide ediyor. Asıl cevabın sandıktan geleceğini düşünüyorum.” Diye konuştu.

Türkiye’deki  yazılı ve görsel medyada da Sn. Akıncıya tepkiler  verilmiştir. Haklı olan bu tepkilerde hakarete varan (adam,terbiyesiz v.b sokak ağzı ile) hakaretler yapılmamalıydı diye düşünmekteyim.Keşke bu medya, KKTC’ye uygulanan ambargo, KKTC’nin tanınması konularında ve Tek taraflı Avrupa Birliğine giren ve Ada’nın tek sahibi olduğunu dile getiren Rum’lara karşıda aynı hassasiyeti gösterip dünya kamu oyu yaratsalardı.Avrupa Birliği ağzı ile Kuzey Kıbrıs yerine Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti diyebilselerdi.

Bu açıklamalardan sonra benim düşündüklerim :

Öncelikle sayın Akıncı’nın söylemiş olduğu düşüncelerin hiçbirisine katılmadığımı ifade etmek istiyorum. Seçilmiş bir Cumhurbaşkanı, kendi inandığı düşüncelerini ve politikasını hür bir şekilde söylemiştir. Bunu beğenirsiniz veya beğenmezsiniz. Alkışlar veya tepki gösterirsiniz.Ama hepsinin kurallar içinde olması gerekmektedir. Demokrat olmak böyle değil midir? Bu açıklamaların siyasi ve sosyal sonuçları olacaktır.Asıl cevap ise kendisini seçen halk tarafından verilecektir.

  -Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ,bağımsız bir Türk Devletidir.Dünyadaki stratejik durumu ve tarihsel bağları  Türkiyesiz olmayacağını göstermektedir.Özlem ,saygı ve rahmetle andığımız KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf R. Denktaş’ın söylediği ”Türkiye’siz cennete bile gitmem”sözünü unutmayalım.

-Sn Akıncı, tepkilerden sonra yaptığı açıklamada,”Kırım ile ilişkilendirilerek sorulan soruya verdiğim cevaptan başka ne verilebilirdi ki? demiş. Bende o soruya cevap veriyorum; Ne Türkiye Cumhuriyeti’nin ne de KKTC’nin, ilhak planı yoktur.Siz nasıl böyle bir soruyu sorabiliyorsunuz.KKTC Bağımsız bir Devlettir.Hür ve Bağımsız yaşayabilmek, Devletinin istikbali için, içinde  Türkiye olmayan hiçbir çözüme sıcak bakmaz.Bütün Dünya ülkeleri bunu böyle bilsin. Oldu mu? Sn. Akıncı. Tuzak sorunun içine dalarsanız, Hatay’ı, Kırım’ı tarihi bilgi ve gerçeklerden uzak bir şekilde bu sorunun cevabı içine sokarsanız size karşı haklı olan tepkileri de çekersiniz.Böylece Rum tarafının duymak istediklerini söylemiş olursunuz.Bu durum, KKTC üçüncü Cumhurbaşkanı olan Sn.Derviş Eroğlu’nun  da söylediği gibi bizleri rencide etmiş ve üzmüştür

-Kıbrıs Adasında ki uyuşmazlığın çözümü hiçbir zaman Federasyon olamaz.Kalıp dışı düşünerek yeni çözüm önerilerinin ulusal bir konsey kurularak tartışılması ve çıkacak sonuca göre seçime gireceklerin politikası olmalıdır.Nisan ayında yapılacak seçimde Türkiyesiz ve Türkiye’yi dışlayan söylemlerle aday olanların kazanma şanslarının olmayacağı düşüncesindeyim.Bunu yapılan anketler göstermektedir. Hayal kırıklığına uğramamak için yanlış insanlar üzerinden hayaller kurmayalım. KKTC’nin Bağımsız bir Devlet olduğunu, bu devletin, saygınlığını bozacak politikaların üretilmemesinin takipçisi olalım. Ada’da bozacak olanlara sandıkta, Ada dışında, KKTC’yi bilmeyen, hamaset dolu yazıları ile görsel medyada her şeyi bildiklerini zannedenler tarafından yapılan hakaretlere de, KKTC medyasında, sosyal medyada veya şahsi sayfalarımızda tepkilerimizi gösterelim. 

“Belki dün ben, bugün Denktaş, yarın bir başkası… Her kim gelirse gelsin Anavatan’a olan itimadı, güveni azalacak değildir. Tek kurtarıcımızın  yalnız onun olacağını bilecek, yine bir gün karşı karşıya gelebileceğimiz felaketleri ancak onun yardımıyla yenebileceğiz. Anavatan sevgisi, bayrak aşkı, Atatürk’e bağlılık kalplerimizden silinmemiştir.” Dr. Fazıl Küçük 1977

                          Mutlu, sağlıklı, bilgili ve uyanık olalım.