“ Kuzey Kıbrıs’ta Türkiye’yi seven,kabullenen bir kardeşimiz Cumhurbaşkanı oldu. Kıbrıs’ta şimdi yeni bir süreç başlıyor. Bu ayın 15’inde biz Cumhur İttifakı olarak sn. Devlet Bahçeli ile birlikte Kuzey Kıbrıs’ta olacağız, orada törenlere katılacağız, sonrada inşallah kapalı Maraş’ta şöyle topluca bir piknik yapacağız.” Recep Tayyip Erdoğan T.C Cumhurbaşkanı
 
                Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde 5. Cumhurbaşkanı seçilen sn. Ersin Tatar, yemin ederek görevine başladı. Rum Lider, Anastasiadis ile gayri resmi görüşmesinden sonra yaptığı açıklamada “ Kıbrıs’ın ortak sahipleri olarak birbirimizin eşit statüsüne saygı duymalı ve işbirliğine dayalı bir ilişki için yapıcı diyaloga girmeliyiz. Federalizm müzakereleri 1977’den beri sonuç vermekte başarısız olmuştur. Bu başarısızlık üzerine kafa yormamız ve gerçekçi bir kazan- kazan sonucunu kolaylaştırmak için kalıpların dışında düşünmeye başlamamız gerekmektedir.” İfadelerini kullandı. Ayrıca, Sn. Tatar, Anastasiadis’e bu gayri resmi görüşmede bizlerin de onayladığımız ve olması gerekenleri söylemesi de ön adım olarak iyi olmuştur. Sn. Tatar’ın bu görüşmeden sonra söylediklerini kısaca sizlere aktarmak isterim;” Kıbrıs’ta yaşayan iki halk olarak her birimiz kendi Devletimiz de bu Ada’yı paylaşmaktayız.  Dolayısı ile yan yana yaşamak için bir işbirliği ilişkisinde olmalıyız. Bunun için Kıbrıs’ın ortak sahipleri olarak birbirimizin eşit statüsüne saygı duymalı ve işbirliğine dayalı bir ilişki için yapıcı diyaloga girmeliyiz. Biz, iki taraf arasında anlamlı güven artırıcı önlemleri ve kapsamlı işbirliği mekanizmalarını destekliyoruz. Bu bağlamda, hidrokarbon arama, çıkarma ve faydalanma konusunda işbirliği teklifimiz hala masadadır. Bu karşılıklı refaha ve işbirliği için somut bir mekanizmanın kurulmasına katkı da bulunacaktır. Biz, masaya kalıpların dışında yeni fikirler koymanın zamanının geldiğine inanıyoruz. Bunların başında eşit egemenlik gelmektedir. Geçmişteki başarısızlıklara takılıp kalmaktansa, Ada’nın ve bölgemizin ihtiyaçlarını karşılayan gerçekçi ve sürdürülebilir düzenlemeler gerçekleştirmeyi amaçlayan ileriye dönük bir yaklaşım benimsemenin daha iyi olduğuna inanıyoruz. Beşli konferans bilindiği gibi Türk tarafının önerisidir. BM genel sekreteri uygun bir ortam ve aşamada böyle bir konferansı gerçekleştirmenin imkânlarını araştıracağını duyurmuştu. Böyle bir konferansın mevcut kalıplar dışındaki yeni düşünce ve yaklaşımlarımızı masaya koymak için bir fırsat olacağını değerlendiriyoruz. Görüşme esnasında Sn. Anastasiadis’e, izolasyonlar, Kapalı Maraş ve hidrokarbonlar konularındaki görüşmelerimizi de aktardım.” Sn. Tatar’ı düşündüklerini gerçekleştirmesi için zorlu mücadele günleri beklemektedir. Bu mücadeleye bizler de katılmaya hazırız. Egemen olmadan siyasi eşitliğin olmayacağını da çok iyi biliyoruz.
 
                Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ın, sn. Tatar’ın ilk yurt dışı seyahati olarak gittiği ziyarette ve Adalet ve Kalkınma Partisi(AKP)’ nin  il kongresinde, KKTC ile ilgili söylemiş olduğu  söylemleri üzerine bazı tespitler yapmak gerektiğini düşünmekteyim. Sn.Erdoğan, Kıbrıs’ta yeni dönemin başladığını, Türkiye’yi seven ve kabullenen bir kardeşimizin Kıbrıs’a Cumhurbaşkanı seçildiğini ve Kapalı Maraş’ta Piknik yapacaklarını söylemişti. Öncelikle, Kıbrıs bir adanın adıdır. Kuzeyi, güneyi, doğusu ve batısı vardır. Kuzeyinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vardır ve seçilen Cumhurbaşkanı KKTC’nindir. Eğer yeni dönem başlayacaksa, önce KKTC’nin bağımsız bir devlet olduğunu kabul ederek. Avrupa Birliği söylemi olan “Kuzey Kıbrıs” yerine her zaman Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti diyerek başlamalıdır. Türkiye Cumhuriyeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ilişkileri, kişiler üzerine değil, özlem, rahmet ve saygı ile andığımız, Kıbrıs Türk’lerinin Özgürlük Ve Mücadele Lideri Dr. Fazıl Küçük zamanın da başlatılan ve günümüze kadar gelen Türkiye ile ilişkiler politikaları üzerinden yürümelidir.” Belki dün ben, bugün Denktaş, yarın bir başkası… Her kim gelirse gelsin anavatana olan itimadı, güveni azalacak değildir. Tek kurtarıcımızın yalnız onun olacağını bilecek, yine bir gün karşı karşıya gelebileceğimiz felaketleri ancak onun yardımıyla yenebileceğiz. Anavatan sevgisi, bayrak aşkı, Atatürk’e bağlılık kalplerimizden silinmemiştir.” 1977 Dr. Fazıl Küçük. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Türkiye’yi sevmeyen yoktur. (istisnalar hariç)Zaman zaman da politikaların ve söylemlerin incitici olduğu dönemlerde kırgınlıklar olmuştur. Her iki devletin de birbirine tarihsel ve stratejik olarak bağlı ve çıkarları olduğu bilinen bir gerçektir. Başlayacak yeni dönem, Türkiye’yi seven ve kabullenen, yeni Cumhurbaşkanı ile başlayacak ise “ Türkiyesiz cennete bile girmem” diyen rahmet, saygı ve özlem ile andığımız KKTC kurucu Cumhurbaşkanı Rauf R. Denktaş var iken ona karşı yapılanlara ne diyeceğiz? Türkiye Cumhuriyeti’nde, Türkiye’nin çıkarları için nasıl ayrı partiler etrafında toplanan kişiler var ise KKTC’inde de vardır. Eğer demokrat isek vatan hainliği hariç hepsine saygı duymalıyız. Bu noktada Türkiye Cumhuriyeti’nde, KKTC için anlamsız düşünceleri olanlar yok mudur? Cevap, vardır ve bunları çok sık duyuyoruz, gerekenleri de yapıyoruz.Hollanda’da bulunan , Rotterdam üniversitesi Rektörü Osmanlı araştırmaları vakfı Mütevelli heyeti Başkanı Ahmet Akgündüz’ ün sosyal medyada paylaştığı düşünceler gibi” Kıbrıs Türkiye’ye ilhak edilmeli, zira dörtte birinin Rum’lardan farkı kalmamış, Dini ve kültürel yozlaşma son noktasında..” düşünceleri olanlar vardır. Biz bunları kabul etmiyor, yüksek dozda karşı geliyoruz ve bunlarında istisna olduğunu kabul ediyoruz. Türkiye Cumhuriyeti ile KKTC kardeş ve birbirine bağlı iki bağımsız devlettir.
               
              Sn. Erdoğan ve sn. Bahçeli’nin, 15 Kasımda KKTC’nin kuruluşu ve Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına katılmaları önemlidir ve sevindirici olmuştur. Bundan önce hep ikinci adamlar seviyesinde bu katılımlar olmuştur. Biz burada dünyaya verecekleri, KKTC ‘nin geleceği ile ilgili kalıpların dışında ki düşünceleri kapsayan, yeni dönemi başlatabilecek mesajları duymak ve gerçekleştirilmesini istiyoruz. Ayrıca bu ziyaret, Dr. Fazıl Küçük’ün anıt mezarını ziyaret ile başlayacak mıdır? Diye de merakla bekliyoruz.
 
              KKTC’nin ve Türkiye Cumhuriyeti’nin, Doğu Akdeniz başta olmak üzere bu kadar sorunları varken, Piknik yapmak ta nereden çıktı diye düşünüyorum. Piknik insanların sorunsuz olduğu dinlenme ve tatil zamanlarında, turistik gezilerde veya davet edildiklerinde yapılır. Piknik yapma mesajı, Yunanistan Cumhurbaşkanı ve Ege’de bize ait olan adalarda piknik yapan yetkililere misilleme olarak veriliyorsa, bize göre yanlış olmuştur. Çünkü Onlar, Türkiye’nin sahip olduğu adalar üzerinde yapmışlardır ve işgalci olmuşlardır. KKTC bağımsız bir devlettir ve piknik yapılmak istenen bölge KKTC’nin kontrolündedir. Ayrıca KKTC Cumhurbaşkanı sn. Tatar, misafirlerini pikniğe davet etmiş midir? Bunu da bilmiyoruz. Eğer Yunanistan yetkililerine mesaj verilmek isteniyorsa, ya Ege’de bulunan adalarda piknik yapmak veya işgal ettikleri adaları terk ettireceklerini bildirmekle olur diye düşünmekteyim.
 
                Kapalı Maraş tanımlaması, aslında Maraş’ın kapalı bölümü olarak yapılmalıdır. Şu anda Sayın Ersin Tatar’ın seçimden önce bize göre de doğru olan, kontrolü KKTC’de olan istenildiği zaman izin alınarak girişine izin verildiği bölümün halka açılması, yapılmış yanlışın ortadan kaldırılması için atılmış güzel bir adımdır. Maraş’ın kapalı bölümünün açılması BM’ler kararlarına göre yapılması gereken bir eylemdir. Bakınız, bu konuda Sayın Tatar neler söylüyor. “Rum tarafının çözüm konusundaki tutumu ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin ilgili kararları ortada iken bizim kapalı Maraş’ın taşınmaz mal komisyonu marifeti ile 1974 öncesi sakinleri için açılması kararımız yerinde alınmış doğru bir karardır.” Bizlerin de isteği ve beklentisi Maraş’ın kapalı bölümünün açılmasıdır.
 
                Mutlu, sağlıklı, bilgili ve uyanık olalım.