Henüz geleceği tam olarak belli olmayan ve ulusal mücadelesini tamamlamamış bir halk olarak, en yukarıdan aşağıya doğru, tutum ve açıklamalarımızda hepimizin de sorumluluk duygusu içinde, akılcı, basiretli olmamız...
Henüz geleceği tam olarak belli olmayan ve ulusal mücadelesini tamamlamamış bir halk olarak, en yukarıdan aşağıya doğru, tutum ve açıklamalarımızda hepimizin de sorumluluk duygusu içinde, akılcı, basiretli olmamız gerektiği inancındayım.
Hiç olmazsa, rekabet içinde olduğumuz ve ayni adada yaşadığımız komşularımızın genel ve ulusal konulardaki tutumundan ibret almalıyız.
TFFnun sırf futbol kulüplerimize yardımcı olmak amacı ile, ülkemizde şube açma girişiminde bulunması karşısında, ortaya konan orantısız tepkiler, hoş olmayan açıklamalar, kırıcı söylemler,imajımıza gölge düşüren tutumlar,hele bunun bahane edilerek Türkiyenin kötülenmesi, sadece bizim içerden çökertilmemiz ve teslim olmamız için pusuda bekleyen düşmanlarımızın çıkarına olup, onları sevindirir,umutlandırır, bize de hiçbir şey kazandırmaz .
Ben sade bir vatandaş olarak, hiç olmazsa yönetimin başında bulunan ve ülkemizde en yüksek siyasi makam olan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olan kimi büyüklerimizin TFFnun şube açma girişimi hakkında, daha farklı bir tutum ve davranış içinde olmasını,halkı kışkırtmak yerine, konuyu ayrıntıları ile inceleyip değerlendirdikten ve bize ne kazandırıp ne kaybettireceğini iyice araştırıp saptadıktan sonra, görüş açıklamasını beklerdim.
Kuşkusuz yerel kuruluşlarımıza sahip çıkılmasına ve bunların güçlendirilmesine çalışılmasına kimse karşı çıkamaz.
Fakat bunu gerçekleştirme çalışmalarında, içinde bulunduğumuz koşulları da göz önünde bulundurmamız, gerçekleri saptırmamamız,çelişkili hareket etmememiz ve popülizm yapmaktan da kaçınmamız gerekir.
Bir yandan kurumlarımızın, nefes almamıza bile engel olmaya çalışan güneydeki yönetime yamalanmasının yolunu açabilecek bir adım olan Kıbrıs Türk Futbol Federasyonunun KOPun güdümü altına girmesini desteklemek, öte yandan da yerel kurumlarımızın yaşatılmak istenildiğini ileri sürmek, bana göre çok büyük bir çelişkidir.
Çünkü KKTCdeki kuruluşlarımızın güneydekilerle birleştirmek; bize ait bir devlete sahip olmaktan, kendi kendimizi yönetmekten, tüm kazanımlardan ve özgürlüğümüzden vazgeçmek demektir.
Ulusal kimliği, dili ve dini bizden farklı olan, üstelik bize düşman gözü ile bakan güneydeki çoğunlukla birleşmenin en şiddetli savunucularının, öte yandan parçası olduğumuz Türkiye ile birleşmemizi kötülemesi, iyi niyetli ve çıkarımıza bir tutum olabilir mi?
Bize düşman gözü ile bakan güneydeki yönetimin kurumları altında dışa açılmayı savunmak ve tek dayanağımız Türkiyenin kurumların yardımı ile dışa açılmayı kötülemek, irademizin çiğneneceğini,yok olacağımızı, yamalanacağımızı asimile edileceğimizi öne sürerek kötülemek, iki yüzlülük ve kötü niyetlilik değil mi?
Halen ticaret,iletişim,ulaşım, uluslar arası kuruluşların toplantılarına katılmak gibi tüm dış konularda bize sadece Türkiyenin dışa açılma olanağı sağladığı inkar edilebilir mi?
KKTCnin yaşatılıp tanıtılmasına şiddetle karşı çıkan,her fırsatta devletimize hakaret edenlerin sırf TFFnun şube açmasını engellemek gayret ve düşüncesiyle, şimdi ayrı bir devlet olduğumuzu ortaya atması, samimi ve iyi niyetli kabul edilebilir mi?
Hele iç işlerimizde halkımızı bunaltan, devletimizden soğutan sorunların çözümü için kılını oynatmayan, güneyde çıkarlarımızı ilgilendiren konularda yapılan açıklamalar karşısında hiç ses çıkarmayan ve tepki göstermeyen yöneticilerimizin,siyasetçilerin, kimi cumhurbaşkanı adaylarının ve medyada köşe başlarında bulunanların, TFF‘nun şube açması karşısındaki tepkilerine ve açıkladıkları görüşlere üzülmemek mümkün mü?
Güneydeki akademisyenlerin Rum yönetimini tanımayan Türklerin cezalandırılmasını istemesi, Rum Ticaret Odasının petrol depolama tesisini örnek gösterip kuzeyde yatırımları engellediğini ve hellim konusunda da dışlanacağımızı açıklaması, Türkiyeden su getirilmesi ile ilgili olarak güneydeki açıklamalar ve dostça olmayan girişimler,Rum savunma bakanının EOKO mücadelesinin devam ettiğini söylemesi, Rumun 3. Ülkelerle yaptığı askeri anlaşmalar ve benzeri olaylar karşısında siyasi iktidarın sessiz ve hareketsizliği ile hiçbir tepki göstermemesi,açıklama yapmaması çıkarımıza mı? normal mı?
Geleceğimizi tehdit eden konularda hiç ses çıkarılmayanların, tepki göstermeyenlerin,öte yandan Türkiye ve yöneticileri söz konusu olduğu zaman, en küçük fırsatı kullanarak orantısız tepki göstermesi çıkarımıza mı?
İçinde bulunduğumuz koşullarda Türkiye üzerinden dışa açılmak yerine, güneydeki yönetimin tercih edilmesinin istenmesi, halkımıza hizmet etmek mi?
Kısaca belirtmek gerekirse,kişisel kapris, kompleks, ideolojik saplantılar, kendini beğenmişlik ve dikkate alınmamak gibi nedenlerle Kıbrıs Türk halkına zarar verilmemeli.