Avrupa Parlamentosu Başkanı Bayan Roberta Metsola, “Kıbrıs adasının tamamı AB’nin bir parçasıdır ve tüm Kıbrıslılar AB vatandaşıdır. Kıbrıs’ta iki devlet çözümünün kısa bir süre önce kesin bir dille reddedilmesi konusunda Avrupa Konseyi Başkanıyla aynı fikirdeyim.”  demiş ve çok  ‘büyük’ laflarla şöyle devam etmiş; “Kıbrıs bölünmüş kaldığı sürece Avrupa asla gerçekten bir bütün olamaz...” Allah, Allah!... Demek Kıbrıs adacığı AB için bu kadar önemliymiş de bizim haberimiz yok... Kıbrıs adası bölünmüş kaldıkça Avrupa asla gerçekten bir bütün olamazmış... Bu sözler bir Fransız komedisini andırıyor adeta...
AB yetkililerinin bu tür  görüşlerinden bıktık artık. Gerçekleri tekrar vurgulayalım; AB 2004’te Rumların Kıbrıs Cumhuriyeti’ni üye yaparken KKTC’nin bağımsız, egemen statüsünü tanımadığını, hiçbir zaman tanımayacağını ve bu devleti yok saydığını açıkça belirtmişti. Üstüne üstlük bir de tüm adanın AB’ye girdiğini açıklamıştı. Gerçeklerle hiçbir ilgisi olmayan bu açıklamalardaki anlamsız politika bugün yine çirkin yüzünü göstermiştir. Unutmayalım, AB ile işbirliği yapmak federal çözümü ve KKTC Devleti’nin ortadan kalkmasını kabul etmek anlamına gelir...
GYÖ (Güven Yaratıcı Önlemler) oyunları ile sahne alan Rumların amacı açık ve çok net olarak önümüzde durmaktadır. KKTC Halkını Rum Kıbrıs Cumhuriyeti boyunduruğu altına almak için başlatılan GYÖ oyunları bu tür bir politikanın bir parçası. Neymiş efendim, Güven Yaratıcı Önlemler diyaloğun yeniden başlaması ve Kıbrıs sorununda farklı bir hava oluşması için yapılmış bir girişimmiş... Rum lider Anastasiadis, Türkiye’ye yaptırımlar uygulanmasını istiyormuş... İşte burada Fransız komedisi zirve yapmış durumda... Rumlar hayal aleminde yaşamaya devam etmektedir. İki devletli çözümden başka çözüm olamaz.