- Yaptırım kapsamına alınan kişi ve kurumlara ihracat ithalat bankası desteğinin kesilmesi.
- Mal ve Teknoloji ihracatı ruhsatı verilmemesi.
- ABD Mali kuruluşlarından kredi tedarik edilmemesi.
- Uluslararası mali kuruluşlardan kredi verilmemesi.
- Mali kurumlara ABD Merkez Bankası ile doğrudan alışveriş yapma izni verilmemesi.
- Yaptırım kapsamına alınan kişi ya da kurumlarla ihale ya da sözleşme yapılmaması.
- Döviz üzerinden işlem yapılmasının yasaklanması.
- Mali kurumlar ve bankalar arasında ödeme ya da kredi.
- Yaptırım kapsamına alınan kişi ya da kurumların ABD topraklarında gayrimenkul sahibi olmasının yasaklanması
- ABD kişi ve kurumlarının yaptırım kapsamına alınan kişi ya da kurumlardan sermaye ya da borç alışverişinin yasaklanması
- Yaptırım kapsamına alınan kişilere ABD’ye giriş yasağı
- Yaptırım kapsamına alınan kişi ve kurumlara benzer işlevi olan üst düzey görevlilere de yaptırım uygulanması.
Türkiye’yi zamanında S-400 sistemlerini tedarik etmeye sevkeden koşullar herkes tarafından bilinmektedir. Başkan Trump da bu konuda Türkiye’nin haklı olduğunu belirtmişti. Türkiye’nin, konuyu iki müttefike yakışır şekilde diyalog ve diplomasi yoluyla çözme önerisinin ABD tarafından reddedilmesi ilginç... Türkiye’nin bölgede en güçlü, güvenilir ve en büyük müttefik olarak yer almaya devam ettiği de bir gerçek... ABD’nin uyguladığı 12 yaptırımdan sadece 5 yaptırım seçip uygulayacağı haberleri de ilginç. Kısacası, ABD yaptırımının iki müttefik arasında bir sorun olmaktan çıkması ABD’nin bundan sonra diplomasi ve diyalog yoluyla çözüm üretme isteğine bağlı. Türkiye’nin konuya ilişkin olarak kararlı bir politika izlediği açıkça ortada.
Bundan sonra ne olur? ABD’nin stratejik açıdan Türkiye’nin bölgede ve bölge dışında yıllardan beri önemli rol oynadığını bildiği ve ona göre hareket etmesi gerektiğini anlaması uzun sürmez. Böyle bir yaklaşım ancak diyalog ve diplomasi yoluyla gerçekleşecektir.