Bir hafta kadar önce GKK’nca düzenlenen Caner Gönyeli askeri tatbikatı sona erdi.  Görkemli bir şekilde yapılan bu tatbikat, her yıl ananevi hale geldi.  En büyük moral kaynağı olan bu ve bunun gibi yapılan tatbikatlar, hem halka moral vermek, hem de askeri motive etmek için yapılır.
            Gerçek atışlarla gerçekleşen bu tatbikat, aslen Gönyelili olan ve deniz subayı Caner Gönyeli,  1974’te Baf açıklarında yanlışlıkla yine Türk askerleri tarafından batırılan denizaltı gemisinde hayatını kaybetmişti.  Cesedi ise hala kayıptır. Onun adına her yıl yapılan bu tatbikat, bize “her zaman hazırlıklı olmamız” gerektiğini söyler.  O tatbikatta bütün askeri araç gereç kullanılmıştır.  Bir yerde bu tatbikat bir psikoljik savaş mesajıdır.
            1974’e kadar Türk askeri bütün tatbikatlarını Kırnı ve Gönyeli ovalarında yapardı.  O tatbikatları izlemek, gerçekten insana moral veriyordu.  Özellikle her Cumartesi Girne Kapısı’nda düzenlenen bayrak törenleri insanların gururla izlediği törenlerdi.  Özellikle St. Hilarion kalesinde yapılan gerilla tatbikatları muhteşemdi.
            Esasında askeri tatbikatlar psikolojik savaşın en önemli bölümüdür. Olası bir savaşta nelerin ve hangi araçların ve silahların kullanılacağı görülür.  O tatbikatları izlerken nerdeyse kanınız donar damarlarınızda.  O kadar gerçekçi ve o kadar yürekle yapılıyor.
            Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı bu tatbikatı yapacak da, Rumlar boş mu duracak?
            Herhalde GKK’nın askeri tatbikatına cevaben, şimdi de Rumlar tatbikat yapıyorlar.  Sanki bir halt yiyeceklermiş gibi...  Türk askerinin cesurluğu ve performansı Rumlarda olabilir mi?
            Güneydeki tatbikat haberine göre bu tatbikatta, AW-139 helikopteri, Fransız AMX-30 B2             tankları kullanıldı.
            Rumlar hala daha korku içinde.  Olası bir Türk saldırısına karşı kendilerince hazırlık yapıyorlar.
            Rumların devamlı silah satın aldığı biliniyor.  Her yıl savunma bütçesine de yüklü paralar koyuyorlar.  
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın parmak bastığı Rum silahlanması gibi. 
Ersin Tatar bir beyanatında şöyle demişti:
“Gerginliğin ana nedenlerinden biri de, Rum-Yunan ikilisinin olumsuz tutumları  ile silahlanma faaliyetlerine devam etmeleridir.”
Ne kadar doğru bir söz...
Halbuki Türk askeri nerede durması gerektiğini çok iyi biliyor.  Türk askeri 1974 Harekatında isteseydi bütün Kıbrıs’ı alabilirdi, ama sadece kuzeyle güney arasına bir çizgi çizerek Kıbrıs Türklerini Rumların katliamlarından kurtarmış ve Türklere özgür bir vatan hediye etmiştir.
            Kıbrıs Türkleri hakkından fazlasını istemedi.  O nedenle çizilen özgürlük hattı ile kendilerine kuzeyde özgür bir vatan yarattılar.  Rumların korkusu ne?
            Hani derler ya “Su uyur, düşman uyumaz” diye...
            Özellikle Rumların ne yapacakları belli değil.  En ufak bir fırsat, en ufak bir zayıflık onlar için çok nemli.  “Belki Türkler bir hata yaparlar ve eskiye döneriz” anlayışına dayanıyor Rum tatbikatları.
            Rum tatbikatlarından Türk askerinin kılı bile kımıldamaz.
            1976 yılında askeri bölgeden terkedilen Rum evlerinden istemiştik.  O dönemde Kolordu’nun Kurmay Başkanı Lefkola Sancaktarı Şamil Özdilli’ydi.  Şamil Beyle benim dostluğum çok eskilere dayanırdı.
            O gün kendisini makamında ziyaret ettiğimde, arkasındaki devasa haritanın perdesini çekmiş ve şöyle demişti:
            “Bu haritayı görüyor musun?  Askerimiz bütün kuzey bölgelerine yayılmış vaziyettedir.  Herhangi bir oldu-bitti karşısında hemen duruma hakim olabiliriz.  O nedenle askeri bölgeleri muhafaza etmek zorundayız.”
            O haritayı görünce Şamil Özdilli’ye hak vermiştim.
            Türk askeri ne yaptığını ve yapacağını çok iyi bilir.  Yani Kıbrıs Türkleri onun için yataklarında rahat uyuyorlar.  Bırakın Rumlar tatbikatlarını yapsınlar.  Onlar bu tatbikatı yapmakla sadece kendilerini tatmin ederler.  Kaldı ki Türkiye son on yılda, kendi uçağını insansız hava araçların, çıkarma gemilerini, tankını, topunu tüfeğini imal etmiş ve etmektedir.
            Daha ne diyelim ki...  İşte BÜYÜK TÜRKİYE!