Bir haftadan beri memleket meclis başkanlık seçimleri ile çalkalanıp duruyor. Bence meclis başkanının seçilememesi bir iç hesaplaşmanın sonucudur. Haliyle, bu iç hesaplaşma her partide olduğu gibi UBP’de de hasıl oldu. Tabii ki bu çalkantılı durum devam ettikçe ve herşey dışa vurdukça, muhalefet de veryansın ediyor. Veryansın yanında “Erken seçim” talebinde bulunuyor.

Şayet demokrasiye inanıyorsak, erken seçime de inanmamız lazım. Lakin Başbakan açıklama yaptı. “Gündemimizde erken seçim yok.”

Durum göstermştir ki, ne Faiz Sucuoğlu, ne de Zorlu Töre yeterli oyu alabilmiş ki bu kez de parti, Girne Milletvekili Kutlu Evren’i aday göstermişti.

Esas temas etmek istdediğim husus, iç hesaplaşmaların çok büyük boyutta seyrettiği hususudur.

Şayet Faiz Sucuoğlu başbakanlığı döneminde kendisine “çekil” dediklerinde çekilmeseydi ve dik durarak görevlerine devam etseydi, durum şimdi bambaşka mecralara sürüklenecekti. Lakin gelen telkinlere olan saygısından olsa gerek ki Faiz Sucuoğlu, başbakanlık görevini bırakıp görevi Ünal Üstel’e devretmişti. Ünal Üstel veya bir başkası, kim olursa olsun, parti içi teamüllere değil de emrivakilerle göreve gelebilirdi. Her ne ise.

Bir zamanlar Kıbrıs Gazetesi’nde iken bir yazı yazmıştım.

Yazımın başlığı “UBP ara seçimi neden kaybetti” idi.

O yazımda şöyle bir yorum yapmıştım.

“Memeleketteki pahalılık, Faiz Sucuoğlu’nun antidemokratik şekilde görevden elçektirilmesi ve bazı siyasilerin evlilik dışı ilişki içinde oldukları kadınların ellerinin bakanlıkların içinde olmasıydı.”

Bunların hiçbiri yalan değildi. Nitekim daha sonraki dönemde benim yazdıklarımın daniskası düştü medyaya ve parti içine.

Benim Kıbrıs gazetesindeki yazılarımın durdurulması, benim onurlu duruşumu hiç ama hiç etkilemedi. Ve ben artık o günden beri Halkın Sesi’de serbestçe yazıyorum.

Ya şimdi yaşananlar...

Şimdi meclis başkanlığı seçimindeki görüntüyü yorumlarken, hep o günler ve söylenenler geçti aklımdan.

Ne yazık ki, UBP gibi köklü partide bunlar yaşanıyor ve herkes de bunu izliyor.

Bu arada hem Zorlu Töre, hem de Ali Pilli rahatsızlıkları nedeniyle bir süreliğine hastanede müşahade altında tutulmuşlardı. Bu stres çekilecek gibi değil.Bu kadar gerilim yaşayan politikacılar bazen insanı ürkütüyor. Allah korusun bir gün bir milletvekili yaşanan streslerden kalp krizi geçirip hayatını kaybedebilir.

Son fasıl oylama için sorun meclisi kimin açacağına kaldı. Meclis Başkan Yardımcısı Özdenefe, partisinin isteği doğrultusunda hareket etti ve meclisi açmadı. Bence Özdenefe de politika yapıyor partisi gibi. Neticede Zorlu Töre risk alarak meclisi açmıştı. Sadece Zorlu’nun meclisi açması için kendisine gürence verilmişti.

“Gel meclisi aç, tek aday olarak seni seçelim.”

Bu bir teminat mektubu gibiydi. Nasıl olsa koalisyon ortaklarının katkıları ile Zorlu Töre’nin seçilmesi gerekirdi. İstenen olmadı. Parti disiplinine uymayan UBP’lilerden fire verildi ve Zorlu Töre beşinci turda 23 oy aldı. Yani salt çoğunluğu elde edemedi. Muhalefetin oyları her zamanki gibiydi. Yani bu oylamada 24 red oyları çıktı.

Zorlu Töre, beşinci tur biterbitmez kendi başkanlığını ilan etti. CTP’liler bu duruma isyan etti. Kendisine “23 oyla seçilemezsiniz sayın Töre” denildi. Töre de tek aday olduğu iddiası ile seçildiğini savundu. Her ne ise. Henüz Başsavcılık görüşünü belirtmedi.

Zorlu Töre’yi seçmeyen bazı UBP’lileer bilmelidirler ki, kendi ayaklarına kurşun sıkmışlardır. Kimin red oyu kullandığı belli değil ama tahmin edilebilir.

Parti disiplini diye bir şey vardır. Bir partinin milletvekilleri parti disiplinine uymayarak kendi adaylarını seçemezlerse, işte böyle herkese rezil rüsvay olurlar. Ki, bu çalkantı ve bu hesaplaşmalar UBP’yi yıpratmakta ve halkın gözünden düşürmektedir. Nitekim CTP başkanı Tufan Erhürman meclis kürsüsünden eleştirilerini yapmış ve görüntünün erken seçimi işaret ettiğini söyledi.

Ben de Erhürman’ın yerinde olsaydım herhalde bu fırsatı kaçırmaz UBP’yi bombardumana tutardım.

İş özü, UBP kendi ayağına sıktığı kurşunların hesabını nasıl verecek kendi içinde?

Yarın Başsavcılıktan gelecek görüş “yeni aday çıkarılması gerekir” şeklinde olursa, bir hafta daha stresli ve çirkin sahnelere tanık olacağız.