CTP Milletvekili Asım Akansoy’un sözleri biraz hem nala, hem mıha dercesinedir. Akansoy son verdiği beyanatında şöyle diyor:
“Tatar ve Üstel’in siyaseti bizi tehlikeye götürüyor.”
Ve ilave ediyor...
“Hükümet, yatırımcılara yürüyün da gorkmayın” diyormuş.
“Korkma” kelimesini mahalli Kıbrıs ağzıyla söyledi.
Asım Akansoy’un şu sözleri de bayağı düşündürücüdür.
“Kıbrıs Rum egemenlerinin mülkiyet ve diğer alanlarda Kıbrıs Türk toplumunu sıkıştırmasını kabul edilemezdir.”
Şimdi şapkanızı çıkartıp önünüze koyunuz. Akansoy nihayet Rumları da eleştiren sözler etti. Tuhaf... Şimdiye kadar hep Türk liderliğini eleştirenler, nihayet Rumların yaptıklarının da yanlış olduğunu kabul ettiler.
Bu ve buna benzer herhangi bir eleştiri okumamıştık Rumlara yönelik, CTP kanadından. Hatta bir gün CTP kanadından sevdiğim bir dostuma şu soruyu sormuştum.
“Yahu siz devamlı Cumhurbaşkanı Tatar’ı ve Başbakan Ünal Üstel’i eleştiriyorsunuz. Bir defa da Rum liderlerini eleştirin bari. Rum liderliğinin yanlışlarını eleştirseniz, Rumlar Türklere karşı yürüttükleri baskılardan çark edecekler. Neden Rumları eleştirmiyorsunuz? Veya çözüm için daha gerçekçi politika izleyecekler.”
O arkadaş bana şu cevabı vermişti:
“Rumları eleştirmek bizim işimize gelmez.”
Lakin nasıl olmuşsa Rumların bazı yatırımcılarımıza uyguladıkları yöntemin yanlışlığını Asım Akansoy eleştirdi.
Şu anda CTP işin neresindedir? Veya hangi notadadır?
Madem Tatar’la Üstel bizi tehlikeye götürüyor, bize o tehlikenin de tanımını yapması lazım Akansoy’un.
Uzun zamandan beri kafamın içinde bir nokta olarak duran bir husus vardır.
“Dış politikada neden UBP ile CTP bir uzlaşma ve yeni politika üretme anlaşması yapmıyor?”
Geçen günlerde UBP milletvekili Oğuzhan Hasipoğlu’nun bir daveti vardı CTP’ye.
“Geliniz Kıbrıs konusunda yeni bir politika belirleyelim.”
Asım Akansoy’un sözleri asla ve asla gerçeğe uygun değildir. Şöyle ki...
Tatar ve Üstel’in politikası, yan yana iki egemen deevlet formülünde çözümdür. Tatar ve Üstel bu anlamdaki sözleri ettiler diye mi bizi tehlikeye sürüklüyor?
Koskoca TC Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın svunduğu formül de odur. Hatta Erdoğan üstüste iki kez BM Genel Kurulunda bütün üye devletlere bir çağrı yapmıştır.
“KKTC’yi tanıyınız” çağrısı.
Hala şu tehlie meselesi kafamı kurcalıyor.
Yoksa Türk Devletleri ile olan yakınlaşma mı Asım Akansoy’u rahatsız edeen?
Akansoy’un iddiası daa karşı yöndedir.
TMK’ye de değinen Asım Akansoy, bu Komisyonun görevlerini yerine getirdiğine atıfta bulunuyor.
TMK, çözüm için bir anahtar kuruluştur. Lakin Rum liderliğinin de kendi halkına “Bu komison vasıtasıyla mağduriyetlerinizi gidermeyin” demesi, Rumların çözüm anlamındaki samimiyetsizliğini gösteriyor.
Zaman zaman Rumlar ve CTP, federasyon ve tek delvet formülüne yönelik politikalar üretiyor.
Emin olun Rumlara “Geliniz federasyon formülünde anlaşalım desek, onlar önümüze başka başka şeyler getireceklerdir. Ne gibi?
Türk askeri adadan çıksın ve Türkiye’nin garantörlüğü kaldırılsın...
Esasta onların gönüllerinde yatan aslan, eskiye dönüş ve KKTC’yi ortadan kaldırmaktır.
Asım Akansoy “Türk askeri adadan çıksın ve Türkiye’nin garantörlüğü iptal edilsin” diyebilir mi?
Konu bu kadar basit. Rumlar, Türkleri kendilerine yama yapmaktan başka bir formül düşünmemektedir.
Akansoy da bu gerçekler ışığında politika yapmalıdır.