“Bağımsızlığı daimi kılacak yegane faktör Anavatan’ın garantisidir; Türk Alayı‘nın Kıbrıs‘ta olmasıdır.” Dr. Fazıl Küçük 1981

                          

                Türkiye’de 24 Haziran 2018 tarihinde yapılacak , Türkiye için çok önemli olan seçimler öncesinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti‘nin gündeme gelmesi Kıbrıs  Türk’lerini sevindirmiştir.

                          

                Türkiye ‘de Cumhurbaşkanlığına  aday olan Sn. Meral Akşener’in “ Kıbrıs’ ta gizli anlaşmalar mı oluyor?  Kıbrıs Türk ‘ünü hiç  bir zaman yalnız bırakmayız”  diyerek uyarıda bulunması ister istemez Kıbrıs gündemi oluşturmuştur. Bu bağlamda Sn. Akşener‘e Kıbrıs konusunda ki yaklaşımı için teşekkür ediyoruz.

                Her zaman söylediğimiz gibi , Türkiye ‘nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin karşılıklı olarak yaşamsal zorunlulukları vardır.Kıbrıs Türk ‘ünün Özgürlük ve Mücadele Lideri rahmet ve saygıyla andığımız  Dr. Fazıl Küçük ,KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı rahmet ve saygıyla andığımız Rauf R.Denktaş, Mehmet Ali Talat, Dr. Derviş Eroğlu, Mustafa Akıncı ve sonra gelecekler , hepsi  Türkiye‘nin Garantörlüğünden ve Türkiye ‘ den  vazgeçmemişlerdir ve vazgeçmeyeceklerdir.

                Bu bağlamda, T.C‘nin 9 .Cumhurbaşkanı rahmet ve saygı ile andığımız Süleyman Demirel  ile olan bir anımı sizlere aktarmak istiyorum: Kıbrıs Türk Kültür Derneği’nde Genel Başkan yardımcısı olarak görev yaptığım dönemde değerli Başkanım Sn. Ahmet Göksan ile birlikte kendisini   Ankara Güniz Sokak’ta bulunan  konutunda  ziyaret etmiştik. O dönemlerde KKTC sıkıntılı günlerden geçiyordu. Sn. Göksan, engin devlet tecrübenizden yararlanmak için geldik,  Kıbrıs konusunda endişeliyiz dedi. O‘da “Kıbrıs meselesi yeni bir mesele değildir. 1959- 1960 Anlaşmaları, Türk halkına ortak bir Devlet kurma hakkı getirmiştir. Kıbrıs’ta, yaşananlara Türkiye seyirci kalmayacaktır. Türk Toplulukları her zaman sağduyu sahibidir. T.C ve KKTC’nin arasının açılması kimseye yarar sağlamaz. Kıbrıs sadece orada yaşayanların değil, Türkiye’nin de stratejik  noktalarından bir tanesidir. Neticede yaşanan olaylardan dolayı kabak oradaki insanların başına patlayacak, buna Türkiye müsaade etmez, esasen Kıbrıs halkı müsaade etmez. Şu anda KKTC aleyhine bir şey olsun, başta ben olmak üzere en az iki milyon kişi ayağa kalkar. Unutulmamalıdır ki TC Meclisi’nde KKTC ile ilgili kararlar hep oybirliği ile alınmıştır. TC’inde hiçbir hükümet, KKTC aleyhine karar alamaz ve almamıştır. Gönlünüzü ferah tutun” Ben de o günden sonra hiçbir şekilde Türkiye’ye ne baskı olursa olsun aksini düşünmedim, bedenen aramızdan ayrılmış olan Süleyman Demirel’in söyledikleri de her zaman güvencem oldu.

                7 Mayıs 2018 tarihinde Türkiye Sözcü Gazetesi’nde meslek büyüğüm Rahmi Turan ‘Tokmak 2’ köşesinde KKTC konusunda bir yazı kaleme almıştır. Tecrübeli olan sayın Rahmi Turan’ın, kulaktan dolma haberler ile hiç araştırmadan, kaynağı ile (KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Mustafa Akıncı ile) görüşmeden, Kıbrıs Türk’ünün, KKTC’nin seçilmiş bir Cumhurbaşkanı’na Ey!! Diyerek hitap etmesi Kıbrıs Türk’ü olarak beni çok üzmüştür. Bu dışarıdan gazel okumaktan başka bir şey değildir.  Kıbrıs’ta Türkiye’nin garantörlüğünün kalkması o kadar kolay değildir. Sn. Akşener’in dediği gibi Türkiye’ deki  İktidara seslenmesi daha uygun olurdu. Çünkü, Türkiye istemeden bu konuların önü açılmaz.  Sayın meslek büyüğüm, KKTC’ne Kuzey Kıbrıs diyerek, Kıbrıs tarihini bilmeden , lütfen ahkâm kesmeyiniz. KKTC’nin, Türkiye’ de ve  Dünya’da kamu oyunu oluşturmadan, Kıbrıs’ı gündemde tutmadan,  uluslar arası hukuktan doğan haklarını savunmadan Kıbrıs Türk’ünü nasıl koruyacaksınız? AB, Kıbrıs Türk’ünün haklarını gasp ederken neredeydiniz? KKTC hiçbir zaman Filistin’e benzemeyecektir. Yıllardır demokrasi ile idare edilmektedir. Anadolu’nun bir parçasıdır. Son yazdığınız konunun, (Bağımsız ve tarafsız Tv kanalıyız diyen ve patronunu  kızdırmamak için, her zaman Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne AB ağzı ile Kuzey Kıbrıs diyen Sn. İsmail Küçükkaya, 7 Mayıs 2018 sabahı  Fox Tv Çalar Saat programında , Kıbrıs dosyası açarak  KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Mustafa Akıncı’nın 6 Mayıs 2018’te söylediği “Türkiye’nin garantörlüğünden vazgeçmeyiz,söylenenler gerçek değildir” açıklamasından sonra ) gerçekleri yansıtmadığı anlaşılmıştır. Herkesin KKTC’ye ve seçilmiş Cumhurbaşkanı’na saygılı olması gerekmektedir. Kıbrıs dosyası açarak gerçekleri birinci ağızdan açıklığa kavuşturarak gazetecilik dersi veren  Sn. İsmail Küçükkaya’ya da teşekkür ederiz.

                  Böyle yanlış anlaşılmalara ve gerçekleri yansıtmayan açıklamalara karşı Sn. Akıncı’ya  Kıbrıs Türk’ ü olarak birkaç önerim olacaktır.

             _Acilen, KKTC ‘de Ulusal Konsey kurulmalıdır. Önemli konular burada tartışılarak kararlar verilmelidir.Çünkü, Karşı  Taraf böyle yapmaktadır.

             _Deneyimli olan Kudret Özersay’ın Başkanlığını yaptığı ve Dışişleri  Bakanı olan Halkın Partisi‘nin 4/5/2018 tarihli 02-108 nolu Basın Bülteninde belirttiği tavsiyelere uyarak , Karşı Taraf’ın zihniyeti değişmeden  müzakerelere başlanmamalıdır.

              _Kıbrıs’ta uyuşmazlığı ortadan kaldırmak için kalıp dışı düşünmeye başlayarak yeni çözümler üretilmelidir.

              _Attila’nın söylediği  “ Rekabetçi ruhu olmayan Lider, zayıftır ve en ufak sorun karşısında kolaylıkla pes eder . “  sözü hep akıllarda olmalıdır.

                Dr. Fazıl Küçük’ün 1967 yılında söylediği gibi Garanti Anlaşması bir günde, bir saatte değişecek kadar basit bir iş değildir. Bunu kaldırmaya kimsenin gücü yetmeyecektir.

                Mutlu, sağlıklı, bilgili ve uyanık olalım.