“Dünya ile yarışan bir mobil altyapıyı ülkeye kazandırdık…”
“Artık dünya kalitesinde internet hızına sahibiz” diyorlar…
İnsan “elinizin koca körü” dememek için kendisini zor tutuyor…
Ama bunu ve çok daha fazlasını öfkeyle dile getirenler var…
Turkcell KKTC Müdürü “Bağımsız Gazete”ye bu açıklamaları yaptıktan sonra, tam 408 tane yorum dizildi haberin altına…
Olağandışı bir durum bu…
Telefon kullanıcıları adeta “isyan” durumunda…
Genel Müdür’e demediklerini bırakmadılar…
“Hazır inanayım…”
“Ebenizin inciri oldu…”
“Gendi söyler, gendi inanır…”
“İyi şakaydı be yeğen…”
“Agam, bizimle eğlenir…”
“Tam bir hikayesiniz…”
“Bize aptal derler sanırım…”
“Bizimle maytap geçerler…”
“Ma şaka yaparsınız…”
Bazıları da “hız testi” yapıp, fotoğrafını da müdürün sözlerinin altına yerleştirdi…
Demek ki neymiş?
Hem özel telefon şirketleri, hem de devlet “tüketici”den aldığı paraların karşılığında hak ettiği “hizmeti” sunmuyormuş…
Tam 6 gün boyunca…
İşyerimde internet yoktu…
Önce “arıza kaydı” yaptırdım… “Şunu şunu deneyin” dediler…
Denedim… İnternet düzelmedi…
Tekrar aradım… “Kaydınız alınmıştır” dediler…
“Bu iş günlerce sürer mi?” diye sordum…
“Hayır” dediler…
İkide bir telefonuma mesaj gönderdiler…
“Uzman ekiplerimiz incelemeye devam ediyor” diye…
Günde bir kez “anımsattım” kendimi…
Ansızın, geçen Cumartesi beni cep telefonumdan birileri aradı…
“Arıza için işyerinize geliyoruz” dedi…
Adres tabii ki onlarda vardı… Ancak bir daha yazdırdım…
“Yanında şu işyeri var, karşısında bu ünlü mağaza var” diye anlattım…
Ayrıca “Size konum atayım” dedim… Onu da yaptım…
10 dakika sonra, aynı kişi tekrar aradı…
“Konum yanlış, yerinizi bulamıyoruz” dedi…
“O halde bulunduğunuz yeri söyleyin, sizi yönlendireyim” dedim…
Bulunduğu yeri söyledi. Başladım “sağa bak, sola dön, şu tabeya bak” şeklinde kılavuzluk yapmaya…
Genç “uzman ekip” elemanı, aniden öfkelendi… Bağırıp çağırmaya başladı…
“Sakin ol” diyecektim ki, telefonu yüzüme kapattı…
Tekrar “444 0 533”ü aradım… Tüm olanları anlattım…
Şikayetçi olduğumu söyledim…
“Kaydınız alınmıştır efendim” dedi kibar bir başka eleman…
Kaydı yeniden aldılar ama sorun yerinde duruyor…
Tekrar gelecekler mi, bir akıllı idareci olaya el koyacak mı? Belli değil…
Sonunda en nefret ettiğim şeyi yaptım…
Üst düzey şirket yöneticilerinden birilerini bir “aracı” katkısı ile bilgilendirdim…
Cumartesi öğleden sonra “Ev interneti” bölümünden bir başka “uzman” beni aradı…
Bütün başıma gelenleri tane tane bir daha anlattım…
Kibar genç; bu yüzüme telefon kapama olayından ötürü benden özür diledi.
Bana, tamir için net bir tarih ve saat vermelerini talep ettim…
20 dakika sonra “Pazartesi sabah ekibimiz size gelecektir” dedi aynı şahıs…
Cumartesi akşama doğru bir başkası aradı… Ona da konum gönderdim. Onu da yönlendirdim. Sonunda gidip işyerini açtım, gelen “uzman ekip” elemanı dama çıktı ve arızayı kısa sürede düzeltti. Talep ettiği ücreti ödedim ve kocaman bir “oh” çektim…
Bu mu yani?
Dünya borsalarına girmiş, Türkiye’nin bu güçlü “marka”sının, KKTC’de “tüketici”ye sunması gereken “hizmet” bu mu?
Turkcell, bir ev interneti arızasını 6 günde onaramıyorsa, bu devlet de ona bir şey yapamıyorsa, bir özel şirketin size paranızla hizmet vermesi için, birilerini araya koymak zorunda kalıyorsanız, buralarda “orman yasaları” geçerlidir demektir…
Burada ciddi bir “vurdumduymazlık” var demektir…
Müşteriyi, tüketiciyi, insan yerine koymamaktır bu…
Bir “tüketici hakkı” ihlali söz konusudur…
Böylesi durumların “tahammül edilebilir” bir süresi olur, size net olarak anlatılır, randevu verilir ve “hizmet” sunulur…
İngiltere’de verdiği randevuya zamanında yetişemeyen şirket, her geçirdiği dakika için tüketiciye “tazminat” öder…
Bu; önceden size bildirilir… Neden? Çünkü orada insanın zamanı değerlidir…
Peki bizde?
Cumartesi günü ansızın “geliyoruz” diye arayan dünya markası Türksel’in “uzman ekibi” sizinle telefonda saygısızca kavga ediyor…
Adresi bulamıyor… “Konum” atıyorsunuz, kullanamıyor…
Ses tonu, kullandığı dil, bir büyük şirketin “profesyonel”liğine uymuyor… Üstelik yüzünüze telefon kapatma hakkını kendinde görüyor…
Bu “devletçik” var ya; telefonlardan çok iyi para kazanıyor…
Hepsini biz ödüyoruz biz…
Hem de çatır çatır…
Hem de birkaç ayda, birkaç katına çıkan zamlı fiyatlarla…
Ödüyoruz ama çok “sıradan” bir hizmeti bile alamıyoruz…
Oysa bunun bir “kuralı” olmalı… Devlet, bunu özel şirketin insafına terk etmemeli…
Yurttaşının bu biçimde istismar edilmesine göz yummamalı…
Umarım; hem devlet, hem de bu telefon şirketi tüketici tepkilerini bircik bircik inceler…
Telefon kullanan “tüketici”nin ödediği dolaylı vergilerle kârlarına kâr katanlardan daha “profesyonel” hizmet beklemek hepimizin hakkıdır.