"Toplumlara var olma mücadelesinde güç kazandıran tek sebep,milli his ve heyecanların kalplerde, imanlarda yaşamasıdır.

         Şahsi hırs ve kin cereyanlarına kendimizi kaptırarak,suların bizi istediği sahillere atmasına fırsat vermedik".1974

           Dr.Fazıl KÜÇÜK

         Dünyada tedavisi olmayan bazı hastalıkların olduğu biliniyor. Bugüne değin çağlar öncesinden gelerek insanlığı tehdit eden hastalığın adının IRKÇILIK olduğunu söylersek fazladan abartmamış olduğumuzu düşünüyoruz.Günümüzde kendilerini çağdaş tanımında gören ülkelerin bu konuyu önlemek yerine görmezden geldiğini söylemek olasıdır. 20.Yüzyılda yaşanan iki büyük paylaşım savaşında bu olgunun yattığını belirtmek istiyoruz. Bu savaşlarda ölenlerin sayısının 100 milyon civarında olduğu kaydediliyor.Buna karşın herhangi bir iyiye gidişin de yaşanmadığı biliniyor.

         Günümüzde yaşadığımız ırksal eşitsizliğin salgına dönüşerek Amerika ile Avrupa'nın yarış alanına dönüştüğü gerçeğini yaşıyoruz. İnsanlığı tehdit etmesine karşın hastalığın sürgit edilmesinin temelinde yeterli ve gerekli eğitimin verilmemesi bulunmaktadır.

         Bazı ülkelerdeki siyasetçilerin bundan yararlandıkları için gerekli önlemleri almadıklarına da vurgu yapmak durumundayız. Fazla uzaklara gitmeye gerek yoktur. Kıbrıs özelinde bunun örneklerini yıllardır yaşıyoruz. Ada'da yıllardır yaşamakta olduğumuz çözümsüzlüğün temelinde bu olgunun yattığı yadsınamaz bir gerçektir.

         Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de yeni bölgelerde araştırma ve sondaj çalışmalarına başlamasına bazı Yunanlı siyasetçiler tarafından tepki geldi. Hadlerini aşanlar Türkiye'ye karşı savaş ilan edebileceklerini söylemeye başladılar. Yakın döneme baktığımızda emperyal güçlerin kışkırtması ile Anadolu'yu işgale kalkıştıklarında yaşananlar belleklerde tazeliğini koruyor. Böyle bir niyet taşıyanlara sormak gerekiyor "Siz hiç savaş yaşadınız mı?... Bunu söyleyenlerin televizyon başında savaş filmleri izlemenin ötesinde bir algılarının olmadığını kaydetmek gerekiyor".

         Bu karşı çabalara koşut yine de Ege ve Doğu Akdeniz'deki sıkıntıların aşılması görüşmeleri Türkiye ile Yunanistan teknik heyetleri arasında yapılıyor. Görüşmelerden ne zaman ve ne şekilde sonuç alınması Yunanistan'ın Türkiye'ye karşı uygulamakta olduğu Soğuk Savaş taktiklerinden vazgeçmesi ile olanaklı olacaktır. Kıbrıs uyuşmazlığının çözümünün de buna bağlı olduğunun bilinmesi gerekiyor.

         Yunanistan Başbakanı Bay Kriyakos Mitçotakis,"Dalfon 20 Ekonomik Form"da yaptığı konuşmasında Türkiye'nin Libya Ulusal Hükümeti ile deniz yetki alanları anlaşmasının geçersiz olduğunu savunuyor.Bunu söyledikten sonra iplerini ellerinde tutanlardan aldığı güçten olacak "Türkiye egemenlik haklarımızı ihlale teşebbüs ederse bunun ciddi sonuçları olacaktır.Sadece Yunanistan değil eminim ki Avrupa'dan da karşılık görecektir" dedikten sonra,"Deniz yetki alanlarının belirlenmesi konusunda Türkiye ile görüşmeye her zaman açığız.Anlaşamadığımız konularda uzlaşarak konuyu Uluslararası Lahey Mahkemesine götürmenin yolları vardır" diye ekliyor.

         Amerika'da her yıl 1000 kadar insan polisler tarafından öldürülüyor. Bu nedenle Amerikan toplumunu hastalıklı ve şiddet yanlısı toplum olarak tanımlamak olasıdır.Buna karşın "Amerika'yı yeniden büyük yapacağım" diyen Trump'ın Başkan seçildikten sonra geçen sürede halkına 18 bin kez, ortalama günde 18 kez yalan söylediği Washington Post gazetesindeki haberde yer alıyor.

         Kıbrıs'ta Cumhurbaşkanlığı seçimine doğru geriye sayım devam ederken,bugüne değin sürekli olarak eleştiri konusu olan sıkıntıların aşılarak giderilmesi konusunda yeterli çalışmanın yapılmadığını söylemekten üzüntü duyuyoruz. Bütün siyasi partilerimizin içinde donanımlı gençlerimizin olduğu biliniyor. Böyle bir çalışmanın yapılması toplumun esenliği ve geleceği için gereklidir.

         Torunlarımızdan emanet aldığımız Cumhuriyetimizi onlara teslim etmeden önce çağdaş bir yapıyı hazırlamamız gerekiyor mu ne...

         SEVGİ ile kalınız...