Önce günümüz gerçeğini vurgulayalım. “Akıllı” cep telefonlarıyla sürekli “oynayan” insanlar KKTC’de büyük çoğunluğu temsil ediyor. Bu gerçeği kabul edelim. Bu çoğunluk, her gün kullandıkları “akıllı” cep telefonlarıyla mesaj atıyor, mesaj alıyor, temas kurdukları insanlarla ya facebook’da ya da başka ortamlarda şunu bunu paylaşıyor, çekilen resimleri paylaşıyor. Bu aktiviteler devam ederken hep sanal dünya içinde kaldıkları söylenebilir. Gerçek, cep telefonsuz karşılıklı ilişkilerin, sosyal yaşamdaki o güzel ilişkilerin, gerçek dünyadaki  yaşam tarzının hemen hemen yok olduğu da bir gerçek. Gerçekten sanala geçeli çok olmuş.

Cep telefonlarının insanlara iletişim alanında sunduğu ve çok yararlı olduğu bilinen e-mail haberleşmesi önemli. Zor durumlarda cep telefonlarının imdadınıza yetiştiği de doğru. Ancak tüm bu gelişmelerin ve teknolojilerin insanları sanal bir dünya içine ittiği bir “sorun” var ortada. İnsanlar, artık gerçek olmayan bir dünyada yaşamaya çoktan başlamışlar ve en önemlisi buna alışmışlar. Artık o güzel karşılıklı, teknoloji dışındaki ilişkiler, maceraperest, araştırmacı ruh kalmamış. Artık her şey hazır ve karşınızda. Bir düğmeye basın yeter. “Surprise  element” kalmamış. İstediğiniz bilgiyi anında evinizdeki bilgisayarda internetten alabilirsiniz. Günümüz dünyasında, süratle, dakikalar içinde istediğiniz bilgilere ulaşabilmeniz tabii ki büyük bir avantaj. İnsanlar, ofislerinde, çalışma yerlerinde, evlerinde, internet kanalıyla gerçekleştirdikleri çalışmalarla kuşkusuz, sanal dünya içinde olsun veya olmasın büyük avantajlara sahip. Başarılı oldukları ve zamandan kazandıkları da bir gerçek.

Ancak insanların sosyal yaşantılarını sürdürdükleri yerlerde ve dostlarıyla buluştukları her yerde “akıllı” cep telefonlarıyla oynamaktan vazgeçemedikleri de bir gerçek... Bir arkadaşımın vurgu yaptığı gibi “Teknoloji sosyal yaşamı bitirdi. Ya akıllı cep telefonunla sürekli oynarsın, ya da çağ dışı kalırsın...” Bu görüşün doğru olup olmadığını tartışabilirsiniz. Görünen o ki, sosyal yaşam içinde gerçek olmayan bir dünya içinde bir hayal dünyasında yaşıyoruz. Peki akıllı cepler gerçek dünya içinde yer almıyor mu? Bunlar günümüz dünyasının önemli  bir gerçeği değil mi?...

İşte bu  noktada kendi kendimize sormamız gereken bazı sorular çıkıyor karşımıza. Teknoloji o kadar acayip bir süratle gelişiyor ki bugün yarın karşımıza inanamayacağınız kadar imkansız denilebilecek sınırlara dayanan teknolojik gelişmelerle karşı karşıya kalabileceğimizi kim inkar edebilecek? Böyle bir durumun insan yaşamına ne kadar yararlı olabileceği ve ne gibi sorunlar yaratacağı da şimdilik bilinmezler arasında... Bir arkadaşım bana “Google hazretleri her şeyi bilir.” demişti. Öylemi acaba? Belki de büyük ölçüde öyledir ve belkide en sağlıklı bilgiler orada... Ancak gerçek olmayan bir dünyada yaşamayı bir kez daha düşünmek ve değerlendirmek lazım. Doğal olan her aktivitenin güzelliklerini, orijinalliklerini ve gerçekliliklerini unutmamak gerekir.