Güneyden kuzeye geçen vatandaşlarımız, düzenledikleri festival ve eğlence günlerinde, geçmiş hatıralarını yaşarlar. Bu günlerin hatırlanması açısından, panayırlar bile düzenlerler. Eski panayırlara festival adını vermişler.
Güneydeki günlerini yad etmek gerçekten önemlidir. Mesela Limasol’lular tarafından Boğaz piknik alanında her yıl düzenlenen buluşma, gerçekten geçmişi yaşamak gibi birşeydir.
Kıbrıs Barış Harekatı sonrasında güneyden kuzeye geçen insanlarımız, bir yelpaze gibi kuzeyin dört bir tarafına dağılmışlardır. O dağılma, bu göçmen kardeşlerimizin yeni hayatları gereği iskan ediildikleri bölgelerde yeni bir hayat kurmuşlardır.
Limasol göçmenleri ağırlıklı olarak Girne, Alsancak ve Karaoğlanoğlu yörelerine yerleşmişlerdir.
Lakin büyük bir kısmı da Gazimağusa ve daha değişik yerlerde hayat kurmuşlardır. Bu işin organizatörleri bütün Limasol göçmenlerinin duyacağı şekilde ilan verince, bütün Limasol göçmenleri Girne Boğazı’nın piknik alanına kaymışlardı.
Harekat sonrasında geçen uzun bir zaman içinde birbirlerini göremeyenler, adeta bir yumak gibi birbirlerine sarılmışlardır. Kimisinin küçücük kızları büyümüş, evlenmiş ve çoluk çocuğa karışmış. İnsan bir tuhaf oluyor bu durumu öğrenince.
Yıllarca birbirine göremeyen bazı kadınlar buluşunca biri ötekine soruyor:
“Eşin nerede, onu göremiyoruz” diye sorunca öteki cevap veriyor.
“Aramızdan ayrılalı sekiz sene oldu” cevabını veriyor. Bu bir dramatik durumdur esasında.
Limasol’da iken her sabah kahvesini birlikte içenler, hala o günlerin hayalleri ile yaşarlar.
Aynı etkinliği değişik yörenin insanları da yapmaya başladılar.
Esasında o sevgi dolu buluşmanın kökünde derin bir hüzün vardır. Düşündükleri ama söyleyemedikleri düşünceler.
50 yıl önce Harekat sonrasında gerçekleşen göç hareketi ile başlayan yeni hayat, gelecek için bir umut, bir sevgi ve sevgi ile karılık burukluk duygusu oluşmuştur.
50 yıl sonra doğanlar da şimdi ortayaş grubuna girmişlerdir. Anne babalarından veya nine dedelerinden edinmiş oldukları bilgiler, onlara bir hayal gibi gelir. Gerçi kapılar açıldıktan sonra Türkler de arkada bıraktıkları mallarını görmek için doğup büyüdükleri o yerlere gitmişlerdir.
Kimisi evlerinin yerini bile bulamamış, kimisi de bütün köyünün yerinde yeller estiğine tanık olmuştur.
Yeni nesil kuzeydeki hayatları ile var olurlar ve geçmişi düşünmezler. Geçmiş onlar için, büyüklerinden duydukları kadardır.
Aynı durum Rum göçmenler için de geçerlidir.
Zaman zaman güneyde yapılan anketler göstermiştir ki, bu adaya huzur gelmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Yeni gençler, yeni bir savaş istemezler. Kuzeydeki Türk gençleri ayaklarını sağlam bir zemine bastırmıştır. Şayet 1963’ten beri yenen Türk haklarını idrak ederlerse, büyük göçlerin zorluklarında atalarına hak verirlerse, o zaman yeni hayatlarının bir anlamı olduğunu kavrarlar.
Geçen hafta son kayıp gencimizin kemikleri de bulundu ve o gencimizin kemikleri, resmi törenle toprağa verildi. Şimdiki gençlerimiz çok şanslıdırlar. Yeni bir vatan torağında, kendi bayrağı altında ve kendi devlet avantajında mutlu bir geleceğe doğru yelken açmışlar. lYeni gençlerimiz için artık kayıp şahıslar meselesi tarihe karışmıştır.
Eminim, yıllar önce öldürülen kardeşlerimizin kemikleri hala meçhul bir yerden bir gün dalga dalga gün ışığına çıkacaktır. O nedenle yeni gençlerimiz Türk askerinin koruması altında bir hayat sürüyorlar.
Harekatın üzerinden bir elli yıl daha geçince, sanırım herşey daha bir farklı olacak. Dünyaya ve geleceğe yeni bir pencere açacak son elli yılın yolcusu insanlarımız.
Lakin geçmişi unutmamak ve hatıraları canlı tutmak adına bugün yapılan etkinlikler de hayat gerçekleridir. Kimisi o gerçeklerle yaşamaya devam edecek, kimisi de geçmişi yeni nesillere aktararak mutlu veya mutsuz ölecekler.